Octavia...?

164 9 36
                                    




Bellamy yavaşça gözlerini araladı ve bir anda nereye geldiğini anlamaya çalıştı.

Ark? Hayır bu imkansızdı. Ark'ı yer yüzüne indirmişlerdi. Hatta gözünün önünde yanmıştı. O zaman neredeydi? Burası Ark değildi.

-Doğru düşündün Bellamy.

-Octavia? N-nasıl? Sen Dünya'daydın ve- ve niye?

Bellamy, kız kardeşini en sevdiği haliyle görüyordu. Annesinin diktiği tek elbisesi, takas yaparak aldığı kırmızı kurdelesi ile ona bakıyordu. Aynı 132 yıl önceki gibiydi her şey.

-Hayır sen Octavia değilsin. Ben de Ark'da değilim.

-Zeki birisisin.

-Nesin sen?

-Bana inanmıyor muydun? 'Dönüşüm.' tam karşındayım işte.

Bellamy sustu. Ne yapması, ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu.

-Ne olduğumu düşünmeyi bırak, Bellamy. Sizi yaratanım ben. Senin zihnin, benim zihnim.

-Neler saçmalıyorsun bilmiyorum, sadece arkadaşlarımla mutlu bir hayat sürmek istiyorum ve buna izin ver.

-Bunun için, bazı şeyleri gerçekleştirmelisin Bellamy.

-Ne gibi?

-Sana sorular soracağım, bunları en içten şekilde cevaplayacaksın lakin cevaplamazsan bunun farkına varacağım ve testi geçemeyeceksiniz.

-Testi geçemez isem ne olur?

-Bardo'da önceden yaşayan varlıklar testi geçemedi, onlara ne olduğunu gördün mü?

-Kristalleştiler.

-ve yok oldular.

-Biz de mi yok olacağız?

-Testi geçemezsen, evet.

-Geçeceğim. Ailemi koruyacağım.

-İddalısın Blake. Başlıyoruz. Sence insan ırkı dönüşüme hazır mı?

-Tabiki de.

-Neden hazır olduğunuzu düşünüyorsun?

-Buralara gelebilmek için bir sürü arkadaşımızı feda ettik, ailelerimizi. Birbirimiz için her şeyi yaptık. Umudu olmayan insanlar çoktu, birbirimize destek olduk.

-Kaç insan öldürdün, Bellamy?

Ne cevap vermeliydi? Sayamayacağı kadar fazla......... ne yapmalıydı?

-Ben...... bilmiyorum.

-O insanları öldürmene değdi mi. Weather Dağı, Sizi korumak için gönderilmiş ama sizin katlettiğiniz 300 yerli. Nasıl hissediyorsun? Hiç mi acımadın onlara? Çocuk, Kadın, Yaşlı demeden çektiğiniz o kol. Hiç mi için sızlamadı?

Bellamy'nin gözleri suçlulukla doldu........... öldürdüğü insanları her gece rüyasına görmesi veya aynada onlardan özür dilemesi bir şeyi değiştirmezdi. Sahi, kaç kişinin kafasına sıkmıştı? bunu da bilmiyordu.

-Onlar...... ailem..... onları korumak için yaptım hepsini. Yine yapmam gerekseydi yine yapardım. Evet, 300 yerli, bu konuda Pike'a uyduğum için pişmanım. Masum canlardı hepsi. Her gece hepsinden af diliyorum. Ne kadar zor biliyor musun?

-Acını hissedebiliyorum Bellamy.

-Acımı hissediyor musun? Annemin uzay boşluğuna atılışını hisset. Dünyaya indiğimde insanların benden nefret edişini hisset. 250 insanı öldürüşünü hisset. En yakın arkadaşının seni bırakıp gidişini hisset. ha?! nasıl hissediyorsun? Alie yüzünden ölen binlerce kişiyi kurtaramayışımızı, Lincoln'un ölümü yüzünden kız kardeşimin benden nefret edişini hisset. Aşık olduğum kadını 6 yıl boyunca dünyada yapayanlız bırakışımı hisset. Ailenden 2 kişinin ölüşünü yüzyıllar sonra öğrenişimi, onların bizi kurtarmak için kendilerini feda edişini hisset. Bir başkasının evini istila etmek zorunda kalmak. Bir gezegende aylarca sevdiklerinden uzak kalmak. HİSSET BUNU. ÇOK MI KOLAY HA?

-Zor zamanlar geçirmişsin Blake, ama Love is weakness.

-Sevgi zayflıksa, ben bu evrende ki en zayıf insanım.

-Hayatta kalmak için yaptıklarınızı, daha önce hiç bir ırk yapmamıştı. Cesaretininze hayranım. Anlaşılan, sizden öğrenmemiz gereken çok şey var, aramıza katılmanızdan onur duyarız.

-Nasıl?

-Testi geçtin, Bellamy.
———————————————————————

———————————————————————

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

May we meet again.

You're my family|BellarkeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin