12-13.Bölüm

856 41 9
                                    

Who Says Vampire Are Just MYTHS?

Çeviri: LayD 

Not: İki Bölüm Birleştirilmiştir.

Uyandığında soğuktu. Ürperdi ve ayağa kalktı, yatak için battaniye ararken kendi odasında olmadığını farketti.

Işığın kaynağına baktı, küçük turuncu bir lamba zar zor aydınlatıyordu odayı ve ona tanıdık gelen çirkin, yer yer soyulmuş duvar kağıtlarını gösteriyordu. Gözlerinin önündeki tanıdık görüntüyle tüm vücudu boyunca gezinen korkuyu hissetti. Üzerinde uyluklarının yarısını kapatan bir gömlekten başka bir şey yoktu. 
Etrafına bakındı, battaniyeyi göğsüne çekerken yataktan çıkar çıkmaz ürpermişti. Kapıya yürüyüp açılması için itti, gözleri hızla koridoru taradı.

Dikkatle koridorun aşağısına yürüdü, yürümeye devam ederken koridorun sonunun bir kapıya açıldığını gördü. Sade beyaz bir rengi vardı ama kulpunun kırmızı olduğunu farketti. Yavaşça kulpa dokundu ve aşağıya doğru çevirdi kapıyı açmadan önce. Bunu yapar yapmaz pişman oldu.

Genç bir kadının kafasını koparan uzun bir adam ve tüm bunlar gerçekleşirken iki adam tarafından zapt edilen uzun adamdan genç bir erkek gözüne ilişti. Adam kadının omzunu dikkatsizce geniş bir çantaya fırlattı. İzlemeye devam ediyordu, ne hareket edebiliyor ne de gördüklerinden uzaklaşabiliyordu. Çok korkunç ve iğrençti ama zihninın ona gözlerini kapatıp uzaklaşmasını çığlık çığlığa haykırmasına rağmen yapamıyordu, bakmaya devam ediyordu. Kendisinde sonsuza dek iz bırakacak bir şeyler izliyordu.

Kadının yüzü huzur doluydu, kendisine çok tanıdık geliyordu, fazlasıyla tanıdık.
''Anne! Anne uyan! Anne lütfen!'' Küçük çocuk adamların sıkı tutuşundan kurtulmaya çalışırken hıçkırarak ağlıyordu.

''Yifan-ah, bilmiyor musun?'' adam alay eden tatlı bir sesle mırıldandı, ''Annen artık uyanmayacak.''

Küçük çocuğun acı dolu çığlığıyla ürktü onları izleyen kişi, gözyaşları kırmızı yanaklarına dökülüyordu. Sarsak adımlarla çocuğa doğru yürüdü. Şimdi o çocuğun kim olduğunu biliyordu. Çocuk annesine yalvardı, ricalarda bulundu ama bu feryatlara karşılık alamadı. O annesinin hayatının sona erişini gören çocuktu. 
O, o çocuktu. Tek arkadaşını kaybeden çocuk. İnsanların cehennem dedikleri yere satılan çocuktu o. O çocuk, masumluğunu 14 yaşında kaybeden kişiydi. O, o çocuktu. Kirli, kayıp, unutulmuş çocuk.

Her şey yok oldu: çayırlıkta sadece o ve küçük çocuk vardı. Çocuğun küçük bedenine kollarını dolamadan önce genç erkeği kendine doğru daha yakına çekti. Gözyaşları hala annesini kaybetmenin acı dolu hissiyle yanaklarından aşağıya akıyordu. Küçük çocuğu kucağına çekti ve öne arkaya doğru sarstı, ''Annen daima kalbinde olacak, Yifan-ah...'' 

Dünyanın yok olduğunu hissederken hıçkırarak ağladı, parmakları yumuşak siyah saçları okşuyordu her şey kaybolmadan önce.

Alnındaki boncuk boncuk terler perçemlerini ıslatıyordu. Nazik parmaklar ıslak tutamları tarayarak durdukları yerden uzaklaştırdı ve peşinden parmak uçlarında bir ışık belirdi. Kusursuz görünen erkeğin yüzünde yer edinmiş somurtuk ifade yavaş yavaş kaybolarak yerini rahatlamış olana bıraktı. Yumuşak bir öpücük yerini aldı.

''Yifan, seni koruyacağım ve o korkunç geçmişe dönmene asla izin vermeyeceğim.'' Zitao kırılgan sevgilisini kaslı kollarıyla kucakladı ve kulağına fısıldadı.

-----

Parmakları kırmızı renkli sıvıyla dolu bardağı neredeyse kıracak kadar sıkı tutuyordu ki yavaştan çatırtılar gelmeye başladı, ''Baekhyun kıracaksın.'' nazik bir ses konuştuğunda ve genç adam ellerini bardaktan çekti. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 01, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Who says vampires are just MYTHS?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin