''Karma bedenlerde, karma aşklar varmış..Bu karmayla kim kimi sevip, kim kime sövüp sayarmış?''
JAMİE
Yağmurlu bi' güne uyanmıştım. Gece eve gitmek yerine, malikanede kalmayı tercih etmiştim. Ve gökyüzünde çakan şimşekler sağ olsun, içimdeki derin titreme ile irkilmeme sebbep olmuştu. Sanki Bly'ın içinde çakıyordu mübarek.
Sinirlene sinirlene kalktım uyuya kaldığım koltuktan. Belim tutulmuştu. Cidden tutulmuştu. Feci bir şekilde. Dani sağ olsun sanki yatağında hiç yer yokmuş gibi, yağmurda kalmış kedi yavrusu gibi kovdu beni odadan. Dün gece seviştiğim kadınada bakın siz. Dün altımda inlerken bugün odadan kovuyor. Nerde o inlemeler?
Beni kovmasının sebebi ise, eve kontrol için gelen doktordu. Flora ve Miles için zorunluydu bu. Ve şansıma bakın ki, doktor dün geceki yağmurdan sonra yola çıkamamış ve burada kalmak zorunda kalmıştı. Akşam yemeğine kadar sorun yoktu. Taa ki yemekte doktorun elindeki çayı yanlışlıkla üzerime dökmesine kadar... Ne olduysa orada başladı her şey.
Dani o akşam yemekte yoktu. Flora ateşlendiği için yanında kalmıştı. Onun yerine doktor oturmuştu. Sarışın uzun saçlı, alımlı ve 1,67 boylarında güzel bi' kadındı. Adı Gren Dolls'du. Owen ve Hannah sıcak karşılamışlardı. Bende nezaketen söylediği şeylere arada gülümsüyordum tabiiki. Ama aklım elbette ki Dani'deydi. Açtı ve tekti. Yukarı çıkmak bahane bulmam da gerekti. En azından yanında durmam iyi olurdu.
O sırada doktor ayağa kalkmak için yeltenmişti. Yukarı çıkacağını söylemişti. İşte aradığım fırsat buydu. Bende ayağa kalkmaya yeltendim. Ama doktor hanım sağ olsun elindeki fincanla ayağa kalkmaya çalışırken burkulan ayağı yüzünden fincandaki çayını ben ve bedenim içmek zorunda kalmıştık. Cidden mi? Önüne baksana!
Sinirlenmiştim ve durmadan 'özür dilerim' kelimeleri duyuyordum. Ama bunlar bahane değildi. Sinirlenmiştim yani. Hızla ayağa kalktım ve bu kattaki lavaboya girdim. Arkamdan doktor da gelmiş. Ee nerden bilebilirim ki yani bunu..
Birden tekrar 'özür dilerim' lafı ile girdi cümleye. Ve ben daha ne olduğunu anlaamadan kadın ellinin biriyle beni belimden tutup kendine doğru çekmişti. Ve solda ki eli ile temizlemeye çalışmıştı beni. İki elle temizlenmiyor muydu o ya?
O sırada ise Dani'nin aşağı inesi tutmuştu elbette. Ve o manzara ile karşı gelmişti gözleri. Ve tabii arada kalan ben olmuştum. Çünkü Dani, 'kolay gelsin' diyerek hızlıca kapıyı çarparak kapamıştı. Kendimi anlatmak için odasına gitmiştim. Herkesin yattığını anladıktan sonra. Odaya girdiğimde camın kenarında, elinde kahvesi ile kitap okuyordu. Tanrım ne güzel manzara!
Yanına doğru ilerledim. Bana doğru baktı ama umursamadan kitabına geri döndü. Sinirle elinden kitabı çektim ve doğru bakmasını sağladım. Elbetteki beklediğim gibi de oldu. Şimdi kozlarımızı paylaşabilirdik.
''Senin işin yok mu?'' diye terslemişti beni. Gene de sakin bi' tepkiydi o manzaraya nazaran.
''Sensin işim!'' dedim ve tepkisini inceledim. Sinirle baktı ve elimden aldığı kitabı masaya fırlattı.
''İşin başından aşkın ama ben değilim! İşinin olduğu alana doğru in. Hatta bir üstte kata çık. Doktor hanım orada hastalarını tedavi ediyor!'' böyle ölmedim süründüm vursaydın!
Bunu dedikten sonra kolumdan tutup kapıya kadar eşlik etti bana kurban olduğum. Sinirini sevmiştim en azından gerçek bana öfke duyuyordu. Ve kedi gibi odasının kapısının önüne atmıştı beni. Miyavlasam alır mıydı acaba? Şansımı daaha fazla zorlamak istemedim ve aşağıya indim. Biraz takılıp giderdim. Belki fikri değişir pişman olurdu. Tabii olmamıştı. İnatçı kız!
Bu düşünceler arasında kaybolmuştum adeta. Tam adım atmıştım ki, karşımda gördüğüm bedenle kalakaldım. Dani kapıda ellerini bağlamış, sinirle bana bakıyordu. Eğer o az önce içimden söylediklerimi, dışımdan söyleseydim yanmıştım ben var ya. Demek ki artık her an her yerden karşıma çıkacağı fikrine alışmam lazımmış. Ve içimden konuşmaya.
''Burda mı kaldın sen?'' sesindeki siniri anında hissetmiştim. Hissetememek için aptal olmak lazımdı elbette.
''Evet burda kaldım'' dedim sadece. Bu yeterliydi. Çünkü sinirliydi.
Şimdi beni odaya almadın, bende üzüldüm burda uyuyakaldım diyemezdim. Karizmam çizilirdi. O yüzden kısa bi' cevapla yetinmiştim sadece. O ise hiçbir şey demeden arkasını dönüp gitmişti. Bu mudur yani? Seviş, bırak, git böyle miydi?
Öyleyse bile bu bana tersti. Hızlıca arkasından gittim. Saat daha erkendi, ve o da erkenden kalkmıştı. Muhtemelen pişman oldu uyuyamadı o yüzden. İşte benim kızım!
Mutfağa girmişti. Ve saat sabahın altısıydı. Sabahın altısı! Ve hala seksiydi. Bir insan uyanır uyanmaz nasıl seksi olabilirdi ki? Ve bu saatte birde. Arkasını dönmüştü. Kahve suyu koyuyordu. Usulca yürüdüm. Normalde süründürürdüm ama kıyamadım şimdi. Daha doğrusu karşı koyamıyordum bu kıza. Hele birde arkasındaki o manzara! Artık sadece göster ama elletmeydi tabii. Ama ben durmazdım.
Yürüdüm ve arkadan sımsıkı sarıldım. Ellerim belindeydi. Kurtulmak için çabalamadı. Ama sarılmadı da. Kollarını açtı ve öylece durdu. Pekala ulaşılmazı mı oynamak istiyordu? Tamam ben varım! Ama ulaşılmazı değil, sert'i oynayacaktım elbette. Hadi bakalım!
Ellerimi belinden bacaklarına doğru kaydırdım. Derin bir nefes aldığını hissettim o an. Ve vakit kaybetmeden ellerimi belinden çekip, kollarından tutarak kendime doğru çevirdim. Beklemiyordu şaşırmıştı tabii. Yüzlerimiz yakınlaşmıştı birbirine. Ve tezgaha doğru dayanmıştı güzel vücudu ile. Ellerimi kalçasına indirdim ve hafifce sıktım bunu da beklemiyor olacaktı ki kısık sesle bir inleme duydum. O an başını hafifce yukarı kaldırmıştı ve gözlerini kapamıştı. Burda Jamie! Her an biri gelebilir. Bu şekilde yakalanamayız değil mi?
İç sesimle mücadele etmeye çalışıyorken, Dani'nin sadece durması bile beni kendimden geçiriyordu. Birden gözlerini açıp bana baktı. Sinirli gözleriyle denk geldi gözlerim. Ve o an öpmek istesem de öpemedim. Ama Yanağına küçük bi' öpücük kondurup geri çekildim usulca. Fazla sinirlendirmeye gerek yok değil mi? Şansımı zorlamayım.
Geri çekildiğimde ifadesiz ve sinir bakışları kısa süre devam etti. Ardından koyduğu suyu kapatıp hızlıca mutfaktan çıktı.
Neydi şimdi bu trip mi yiyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Haunting Of Bly Manor: A Love Story (gxg)
Romance+18 ve hassas sahneler içeren bir girlxgirl hikayesidir. Homofobikler bir zahmet okumasın. Birini gerçekten sevmek demek, o'nu sevmenin, o'nu kaybetmenin acısına değeceğini kabul etmek demektir. Güzel ve Yabancı bir aşk hikayesi..