|5.BÖLÜM: ŞÛRÎDE|

114 11 22
                                    

                        Hatırlatma
Evin önünde durduğumuzda Avir'in yüzüne birkez bile bakmadan, Dilan'la vedalaşıp inmiştim. Konağın büyük iki kanatlı tahta kapısından içeri girdiğim an da Avir gaza basıp uzaklaşmıştı.

Keyifle okuyun güzellikler.🌊

Hava kurşun gibi ağır!Bağır bağırBağırıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hava kurşun gibi ağır!
Bağır bağır
Bağırıyorum.
Koşun kurşun eritmeğe çağırıyorum...

Ben diyorum ki ona:
Kül olayım Kerem gibi yana yana.
Ben yanmasam,
Sen yanmasan,
Biz yanmasak,
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?
             Bölüm şiiri: Nazım Hikmet RAN-Kerem Gibi.

Sırtım ve ellerimi kapıya dayayıp gözlerimi kapattım. Derin bir nefes alıp sakince verdim odama gitmek için merdivenlere doğru ilerlemeye başladığımda kamelyada gülüşerek oturan Azad ve Bengi'yi gördüm.

Kinci bir insandım. Kabul etmeyenlerin aksine kendimin farkındaydım. Pek çok insan bunun kötü bir şey olduğuna inansa da, bence sana yapılanı unutmamak için taze tutmaktı. Sevmediğim, tanımadığım bir adamla evlenmiştim az önce zehir gibi zamanlar geçirmiştim ama bunu bana yaşatanlar mutlu mutlu gülebiliyordu. Sinirle harmanlanmış adımlarımı hızlandırdığımda arkamda kalan kamelyadan cılız bir ses yükseldi:

"Berva..." omzumun üstünden geri baktığımda Bengi ile göz teması kurduk. Suçlulukla gözlerini kaçırıp elleriyle oynamaya başladığında, cevap veremeyeceğini anladım. Önüme döneceğim vakit sözü Azad devraldı. "Oturur musun, biraz konuşalım?" Onun sesi ise pişmanlık içeriyordu. Kafamla onaylayıp kamelyaya ilerlediğimde, biraz kenara kayıp yer açmışlardı. Onların yanına oturmak yerine karşılarında duran sedire geçtim. Dinlediğimi belirtircesine kafamı salladığımda yüzümden hiçbir ifadeyi çözemeyeceklerinin farkındaydım.

"Biz böyle olsun istemedik. Kaçarken berdel aklımıza bile gelmemişti. Ya kaçıp yeni bir hayat kuracaktık, ya da ölecektik. Bizim için başka seçenek yoktu, senin düğüne geleceğinden bile haberimiz yoktu ki." Sustu, derin bir nefes alıp başını biraz daha yere eğdi. "Sana da dediğimiz gibi kaçmak için vakit kazanırken Muş'ta yakalandık. Avir Ağa'nın orada hısımları varmış. Su içmek için bir çeşme başında durunca, görüp haber vermişler." Kafasını kaldırınca göz göze geldik. "Özür dileriz. Gerçekten böyle olsun istemedik Berva." Bengi tek kelime etmiyor, Azad kendilerini ifade etmeye çalışıyordu.

Konuşmaya başladığından beri ne bir tepki vermiş, ne de tek kelime etmiştim. Bengi bile kafasını kaldırmış bir cevap bekler gibi suratıma bakmaya başlamıştı. Göğsümde bağladığım kollarımı çözdüm. Öne doğru hafifçe eğildiğimde, dilimdeki dikenleri özgür bıraktım. "Buraya Baran'a ayıp olmasın diye gelmiştim ama kardeşi bile onu düşünmeyip düğününü mahvedecek tavırlar sergilerken bu biraz abes kaçtı." Hafifçe tebessüm edip tekrar geriye yaslandığımda, Azad şok olmuş bir ifadeyle yüzüme bakmaya başladı.

A'MAR GİRDABI (BERDEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin