3.Bölüm(Anlayanım)

89 6 0
                                    

16.04.1994

"Burcu. Berat'a ulaştık." Bana uzaktan bağıran Mehmet'in yanına doğru koşmaya başlıyorum.

Berat'a 2 gündür, onunla en son konuştuğumuzdan beridir ulaşamıyorum. Aslında hiç kimse ulaşamıyordu. Korkuyordum. O savunmasız ve kimsesizdi. Yanlız kalamazdı.

"Neredeymiş?"

"Çok yakın eski bir arkadaşına ulaştık. Oda bir evin adresini verdi. Hiç kimsenin bilmediği bir evmiş ve orada kalıyormuş. Ne olduğunuda kimseye anlatmıyormuş."

"Tamam sen adresi ver."

"Birlikte gidelim."

"Sadece ben giderim. Siz bana adresi verin yeter."

Mehmet'ten adresi aldıktan sonra yola çıkıyorum. Yakın bir adres o yüzden yürümeyi tercih ediyorum.

Berat... Onuda iğleştireceğim. Yanlız bırakmayacağım ve ona sevmeyi öğreteceğim. O yanlız savunmasız bir çocuk. İlgiye muhtaç. Bunca zamana kadar bütün sıkıntıları onun üstlendiğine yemin edebilirim. Kim bilir yine ne olmuştu. Onu ne yine yaralamıştı. Üzülüyor olması kalbimi acıttı. Nefesimin kesildiğini hissettim.

Binaya gelince hızla birinci kata çıkıyorum. Zile basıyorum. İlk çalışta açmıyor. Bu sefer zilin üstünde bırakıyorum elimi. Durmaksızın çalıyor. Sonunda açıyor kapıyı. Kıpkırmızı olan gözleri maviliklerini engelleyememiş.

"Burcu?" burnumu keskin bir koku alıyor. İçmiş... İçeri geçiyorum.

"Berat, iyiyimisin?" sendeleniyor.

"İyi miyim? sence Burcu sen anlarsın. Ben iyimiyim?"

"İyi değilsin."

"Hıhı" diyor bana sarılarak. Ona karşılık veriyorum.

"Seni yanlız bırakmayacağımı söylemiştim."

"Söylemiştin..."

"Ne kadar merak ettim haberin var mı?"

"Yok... anlatsana" kıkırdadığını duydum.

"Hoşunamı gitti endişelenmem"

"Hıhı" ondan ayrılıyorum.

"Sana kahve yapayım sende ayılırsın biraz. Sonra konuşalım tekrardan."

"Tamam. O zaman ben bir duş alayım."

"İyi olur". Mutfağa geçerken dönüp onun sendeleyen vücüduna baktım. İnceydı ve uzun boyluydu. Her kızın kalbini çalacak kadar yakışıklıydı. Aklıma Ece'yle 2 gün önce, Beratla konuştuktan sonra ki konuşmamız geldi.

'Her kız ona aşık ve o kimseye yüz vermez. Senin ardından masadan kalkınca herkes şaşırdı. Üstelik siz samimi bir şekilde gelince ve sende onun adını öğrendiğini söylediğinde herkes küçük dilini yuttu. Sen zoru başardın Burcu. Bütün okul seni konuşuyor.'
O derece yakışıklıydı Berat. Evet onu her kız gibi beğeniyordum. Ama onu sevmiyordum. Aynı zamanda oda beni sevmiyordu. Bunu biliyordum. Şuan sadece bir birimize ihtiyacımız vardı o kadar.

Ama onunla bir ömür geçirmek güzel olurdu herhalde. Birde onu anlıyorum ya bizden iyi anlaşanı olmazdı. Sürekli gülümseyen ve şaka yapan bir Berat düşündüm. Gözümün önüne getirdim. Çok iyiydi. Gülümsemeden edemedim.

"Neye gülümsüyorsun?"

Kapının ordan bana seslenmesiyle ona döndüm. Ne kadar erken yapmıştı banyosunu. Koyu kumral saçlarından düşen su damlacıları ona ayrı bir hava katıyordu.

Mevsim Hâlâ Sen... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin