Dad ?

B-baba

(Chloe)

“Chris, hadi anneciğim in arabadan.” Chris bir kez daha omuzlarını silkti. “Anne ben oyaya gitmek istemiyoyum. Sen git ben seni buyada bekleyim. Noluy ya.” Derin bir iç çektikten sonra cevap verdim “Chris, Hadi oğlum üzme beni in arabadan.” Chris birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra oflayarak arabadan indi.

 Arkasından bende inince Chris’in elini tutup kreşe doğru ilerlemeye başladım. Kreşin kapısını açtığım da biraz ileride Bayan Chorcle’ın Sam’in ebeveynleriyle bizi beklediğini gördüm. Ben onların yanına ilerlerken Chris’de diğer arkadaşlarının yanına ilerlediğini gördüm.  Bayan Chorcle ve Sam’in ailesi ile birlikte  Bayan Chorcle’nin odasına girdiğimizde hemen bir masaya oturduk. Bir süre birbirimize baktıktan sonra Bayan Chorcle söze başlamak için ağzını açmıştı ki birden kapı çalındı ve içeri biri girdi. Hepimiz kapıya döndüğümüzde kapıda ki kişiyi görmemle şaşkınlıktan ne yapacağımı şaşırmıştım.

  Gelen Harry’di. Hepimiz Harry’nin yüzüne bakarken yavaşça ayağa kalktık. Harry yanımıza geldiğinde konuşmaya başladı ve onun konuşmaya başlamasıyla ben ikinci bir şoka girdim. “Merhaba. Ben Christian’ın babasıyım.” Ben hala şaşkınlıktan bir tepki veremezken Harry diğerleriyle tokalaşmıştı bile.

 Tekrar yerimize oturduğumuzda Sam’in babası dikkatini çekmek için öksürdükten sonra söze başladı “Yanlış bilmiyorsam siz Harry Styles’siniz yani bir playboy ve dünyaca ünlü birisiniz. Ayrıca bir gazeteci olarak şunu söylemek istiyorum. Eğer sizin bir çocuğunuz olsaydı emin olun tüm dünya bu haberle sarsılırdı. Yani demek istediğim bu olanaksız.” Gazeteci mi? Sen ciddi misin? Hızla Harry’e döndüğümde yüzünde yine o yamuk gülümsemesinin olduğunu gördüm.

 Hadi ama bu ciddi bir konu. Harry’nin ağzını açmasıyla konuşacağını anladım. “Affedersiniz ama bu konu medyayı ya da sizi ilgilendiren bir şey olduğunu sanmıyorum sonuçta bu benim ailevi ve kişisel bir meselem. Hangi hakka güvenip de beni böyle sorgulayabiliyorsunuz?”

 Sam’in babası yani Bay Dickson büyük ve duygusuz bir kahkaha attı. Ardından ciddi bir ifadeye büründü. “Peki Bay Styles bu sizin ailevi ve kişisel bir meseleniz olabilir fakat benim işim bu. Sizin gibilerin özel hayatını araştırır ve medyaya aktarırım. Yanlış mıyım?” Bu adam belasını mı arıyordu? Kafamı Harry’e çevirdiğimde dişlerini sıkarak Bay Dickson’a baktığını gördüm. Bay Dickson’un ise eğlenir bir ifadesi vardı. Şu anda aklıma hiç gelmeyen şey ise şu eğer bu konu medyaya yayılırsa ve ve Christian bunu öğrenirse ben ne yapardım? Bu yüzden olayı hemen bir son vermek için bir şeyler yapmalıydım.

 Harry tam ağzını açmıştı ki ben hızla konuşmaya başladım. “Neyse baylar bu meseleyi burada ki işimiz bittiğin de de konuşabilirsiniz. Ve biliyorsunuz ki şu anda başka bir konu için burada toplandık.” Sözümü bitirdiğim de bize şaşkınca bakan Bayan Chorcle’a döndüm. Bayan Chorcle bakışlarımdan anlamışçasına dikkatini çekmek için öksürdükten sonra söze başladı “Evet. İsterseniz konumuza dönelim.” Herkes dikkatini Bayan Chorcle’ye verdiğinde konu hakkında konuşmaya başlamıştık.

  Konuşmanın ortalarına doğru Bayan Dickson’un dediği şeyle resmen çıldırmıştım. “Hayır yani anlayamıyorum çocuğunu nasıl yetiştirmişsen artık. Çok terbiyesiz arkadaşına yumruk atmak da nedir?” ve Bayan Dickson’un sözüyle hızla ayağa kalktım.

  “Sen ne dediğinin farkında mısın? Bu olayda benim oğlumun hiçbir suçu yok. Tamam kabul yumruk atması hiç hoş bir davranış değil ama sizin çocuğunuza ne demeli az önce size Chris’in anlattıklarını aktardım Siz de bana Sam’in anlattıklarını aktardınız. Ve şu işe bakın ki ikisi de aynı olay hiçbir farklılık yok. Hiç olmazsa çocuğunuza bir şey öğretebilmişsiniz doğruyu söylemek gibi. Siz daha çocuğunuza toplum içinde nasıl davranılır? Nerede ne söylenir? Gibi ahlak kurallarını öğretememişsiniz. Ayrıca dikkatinizi çekerim. Ben Christian’ı tek başıma büyüttüm. Ona hem annelik yaptım hem de babalık. Ona doğru ve yanlışı tek başıma öğrettim. Bırakın da küçük bir hata yapmış olsun. Ona ne kadar ilgi göstermiş olsam da o babasız büyüdü ve böyle bir konu da tepkisiz kalmasını bekleyemezsiniz ondan!” Son sözümden sonra çantamı ve paltomu alıp kapıya doğru ilerledim. Çıkmadan önce de arkama dönüp Bayan Chorcle bakmaya başladım “Oğlumun kaydını buradan aldırıyorum. Böyle bir ortamda yetişmesine göz yumamam.” Önüme dönmeden önce Harry’e gözlerimi çevirdiğimde bana hayal kırıklığı ve üzüntüyle baktığını gördüm. Ama artık hiçbir şey umurumda değildi. Şu anda tek düşündüğüm Chris’ide alıp buradan çıkmaktı. Ve hızlıca kapı kolunu kavrayıp kendimi dışarı attım.

  (Harry)

 Chloe dışarı çıkar çıkmaz bende ağaya kalktım. Tam peşinden gidecekken Bay Dickson beni durdurdu. “Harry Bey sanırım sizinle birlikte konuşmamız gereken bir konu vardı. Tabi yanlış hatırlamıyorsam.” Bu adam cidden sinirlerimi bozmaya başlamıştı. “Bay Dickson benimle biraz dışarı çıkmak ister misiniz?” Bay Dickson hemen cevap verdi. “Hay hay neden omasın.”

 Dışarı çıkar çıkmaz konuşmaya başladım. “Eğer bu konu hakkında medyaya en küçük bir şey sızarsa o güzel işine veda edersin anladın mı beni?” Bay Dickson kahkaha attı. “Cık cık yanlış sözler bunlar Bay Styles. Hem Christian senin çocuğun değil mi? Neden bir çocuğunun olduğunu medyada görmek istemiyorsun? Ya da  bir de şu yönden bakmak gerekir değil mi? Bence Christian senin çocuğun değil. Sadece Bayan Chloe’yi kırmamak için geldin değil mi? Vay be olaya bak kimden peydahlandığı belli olmayan bir çocuk.”

 Son sözleriyle beraber gözünün ortasına güzel bir yumruk geçirdim. Ardından bir kaç tane daha. Üzerinden kalkıp bağırmaya başladım. “Önce sözlerine dikkat et! Sonra kimin hakkında konuştuğuna ve karşındakinin kim olduğuna dikkat et! Christian benim çocuğum! O benim oğlum! Christian’ın babası benim! Chloe ve Christian benim ailem! Onlar hakkında bu şekilde konuşamazsın. Ve medyada istediğini paylaş umurumda değil!” sözlerimi bitirdiğimde bir iki adım geriye gidip derin nefesler almaya başladım.

Tam arkamı dönüp gideceğim sırada duyduğum o sesle beraber olduğum yere çivilendim. “B-baba”

BÖLÜMÜN KISA OLDUĞUNU BİLİYORUM. AFFEDİN GENÇLER. 

 YORUM VOTE FİLAN