Kızgın Louis

762 39 2
                                    

Bu olamazdı en azından şu anda buna hazır değildim. Karşımda bize şaşkın bir şekilde bakan Harry’e baktım. Benimde ondan bir farkım yoktu. Chris ise bize anlamsız bakışlar atıyordu. İkimizde Chris’in bana seslenmesiyle bakışlarımızı birbirimizden çektik. “Anne bu abi kim?”

Ben buna ne cevap verebilirim ki gerçekleri pat diye söyleyemem. “Sadece eski bir arkadaşım.” Chris bana anlamsızca bakıyordu. Yine soru sormaya başlayacaktı işte “Yani aytık arkadaş değilsiniz?” evet çok zekiydi ve bazen çıkaramadığı kelimelerle çok tatlıydı neyse konumuz bu değil. “Evet benim zeki oğlum. Artık arkadaş değiliz.” Harry’e nefret dolu bir bakış attım ve oğluma geri dönüp devam ettim. “Hadi alış-verişimizi tamamlayalım ve evimize gidelim.” Chris’de onaylar bir şekilde kafasını sallamıştı. Onu kucağıma aldım ve alış-veriş arabalarına doğru ilerledim. Arkamızdan Harry geliyordu “Chloe! Bekle konuşmamız lazım!” Chris’i alış-veriş arabasına oturtturdum -evet içine bu bizim adetlerimizden di- ve Harry’e bakmadan cevap verdim “Benim seninle konuşacak bir şeyim yok. Ayrıca izninle alış-verişimi yapıp gitmek istiyorum.” Tam bir şey daha diyecekti ki onu susturdum “Tek kelime etme Harry” o ise bizi takip etmeye başlamıştı. Gözlerimi devirdim o umurum da bile değildi. Chris ile beraber her zaman yaptığımız eğlenceyi yapmaya başladık. Zaten yarın Rachel’de geliyordu.

(Harry)

 Onları izlemeye başladım. Eğleniyorlardı. O dediği gibi oğlumuza iyi bakmıştı. Oğluna! Ah kes sesini iç ses. Kahkaha atıyorlardı. Bense onların bu haline tebessüm ediyordum. Tamam kabul. Onları takip edecektim. Chloe arabayı hızlı ama bir o kadar da hakimiyetle sürüyordu. Alacakları malzemeleri de oğlumuza –karışma iç ses- veriyordu. O ise yerleştiriyordu. Sonunda sebze reyonuna gelmişlerdi. Araba neredeyse dolmuştu bu yüzden Christian’ı arabadan indirdi –adını biliyorum çünkü çikolataları toplarken ona sormuştum o da bana sormuştu. O bana gerçekten çok benziyordu ama burnu annesiydi, annesinin ki gibi minik bir burnu vardı. Bana onunla konuştuğumu ve adını söylediğini annesine söylememem gerektiğini söylemişti çünkü annesi yabancılarla konuşmasına kızıyormuş-

 Chloe, Christian ile beraber sebzeleri dolduruyorlardı. Zaten sepetin yarısı abur cubur ile doluydu. Chloe’nin konuşmasıyla düşüncelerimden ayrıldım “Chris, hayatım çeşitlerine göre poşetleyeceksin. Hepsi aynı poşete koyulmaz. Hadi sen bunları boşalt ve çeşitlerine göre ayır ve yerlerine koy. Bende ihtiyacımız olan birkaç sebzeyi daha poşetliyim.” Christian somurtarak annesinin dediğini yapmaya başladı. Çok tatlılardı. Ama sen onları terk ettin değil mi Harry? Kes sesini tamam mı? Çok pişmanım zaten. Pişman olup olmaman onları terk ettiğin ve Chloe’nin senden nefret ettiği gerçeğini değiştirmiyor. Bunu biliyorum ve emin ol şimdi olsa onları koruyup kollardım  şimdi kapa çeneni evdeyken konuşuruz. Evet! Kesinlikle kafayı yedim. Tekrar onları izlemeye başladım. Chloe elinde ki poşetleri sepete koymuştu.  Şimdi kasanın olduğu tarafa doğru ilerliyordu. Beni fark etmemişti çünkü Chritian’ın sorularına cevap vermek ile uğraşıyordu. Gerçekten çok soru soruyordu. Fakat çok tatlıydı. Neyse onları evlerine giderken de takip edecektim. Ne var! Onları bulmuşken tekrar kaybedemezdim. Yani ilkinde terk ettim ama şey yani- Ahh boş versenize!

 Kasaya parayı ödedi ve poşetlenen eşyaları tekrar alış-veriş arabasına koydu. Zaten dışarıdan alınıyordu. Chris’i -Adını kısaltıyordu bende oradan duydum- göremedim. Biraz daha dikkatli baktığımda önden ilerliyor olduğunu gördüm. Chloe’de onun arkasından arabayla geliyordu. Çıkış kapısından çıktılar ve park alanına ilerlediler. Hahha Arabalarımızın arasında sadece iki araba vardı. Chris’i arka koltuğa oturttu. Bagaja poşetleri yerleştirdi ve şoför koltuğuna bindi. Arabayı çalıştırıp ilerlemeye başladığında bende peşinden gitmeye başladım.  Arabayı kaybetmemeye çalışıyordum. Anlamasın diye aramızda biraz boşluk vardı. O olgunlaşmıştı. Daha da güzel olmuştu. Nedenini bilmiyorum ama hala ona sahipmiş gibi hissediyorum. Onlara sahipmişim gibi hissediyordum. Aklıma Rachel geldi. Gıcık kız. Onu sinir etmek çok hoşuma gidiyordu. O da beni sinir ediyordu o ayrı tabi. Ne kadar sinir bozucu olsa da eğlenceliydi. Acaba o da büyümüş müydü? Olgunlaşmış mıydı? Peki davranışları nasıldı? Chloe’nin durmasıyla biraz gerisinde bende durdum ve camı açtım –seslerini duyabilmek için yani- Chris’in kapısını açtı ve Chris dışarı çıktı. Chloe eve doğru ilerledi. Evin kapısını açtı. Christian koşarak eve girdi. Chloe ise poşetleri eve taşıyıp kapıyı kapadı. İlk önce Chloe’nin evinin adresini arabanın navigasyonuna kaydettim.

Dad ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin