Senden Nefret Ediyorum! -Part 2-

418 28 19
                                    


HATIRLATMA

Ellerimi Harry'nin yakasından çekerek yavaşça sesin sahibine doğru döndüm. "Christian." Chris bana öylece bakarken konuşmaya devam ettim "Annecim... bak ben üz-" sözümü kesen Harry olmuştu. "Senin üzülmeni gerektiren bir şey yok. Bunların tüm sorumlusu benim. Christian asıl ben üz-" Hary'nin sesini ise Christian kesmişti. "Defol! Senden nefyet ediyoyum!" Harry, Chris'e titrek bir sesle cevap verirken ben sadece onları izliyordum. "Eğer istediğin buysa." Harry koltuktan ceketini alarak dışarı çıkmıştı ben ise arkasından özür dileyerek çıkan diğer arkadaşlarına anlamsızca kafa sallamıştım.

-1 Hafta Sonra-

"Rachel bir de sen baksana" merdivenlerden inerken Rachel'a seslendim. Rachel kafasını olumlu bir şekilde sallayarak yukarı çıkmaya başladı. İşimden izin almıştım bir ay boyunca boştum. Boş mu?! Saçmalıyorsun. Bunca sorun varken ne boşu?! Haklısın tabi ne diyeyim. Ahh çıldırmak üzereyim. Harry o günden sonra birkaç defa daha gelmek istemişti. Fakat ben onu defalarca kapıdan döndürmüştüm. Hem gelse ne yapacaktı? Neyi değiştirebilecekti ki? En fazla daha kötüyü oynardı ve ben o daha kötüyü hayal etmek bile istemiyorum. Kendimi kanepeye attım ve hemen yanımdaki kumandaya uzandım. Chris iyileşmişti yani en azından birkaç lokma bir şey yiyordu bu da iyiye işaretti.

Fakat onca şeye karşı tek bir gerçek vardı o da Chris'in beni eskisi kadar sevemeyeceğiydi. Kim sevmek isterdi ki böyle bir anneyi?

   Zilin çalması ile kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda neredeyse dilimi yutuyordum. Onun burada ne işi vardı ki. Çığlık atarak üzerine zıpladım. Alfred. Onu gerçekten özlemiştim. Ne kadarda uzun süre olmuştu onu görmeyeli. Gülüşerek içeri girdik. Şimdiden unutturmuştu bana her şeyi.

  Karşılıklı oturduğumuzda direk konuya girdim. "Alfred! Senin burada ne işin var. Y-yani onca yıl oldu ve sen-" Alfred sözümü kesti " ve ben buradayım. " Kıkırdadım. "Beni nasıl buldun?" o kelimeleri söylemesiyle farelerin midemi kemirmesi bir oldu. "Ben seni hiç kaybetmedim ki." Uzun süren bir sessizliğin ardından tekrar o konuştu. "Christian nerede peki?" şaşkınlıktan ölmek üzereydim. O Christian ı bilmiyordu ki! En son onu 16 yaşımdayken görmüştüm. "S-sen Christian'ı nereden biliyorsun. Bak beni gerçekten korkutmaya başladın Alfred." Benim bu tepkime güldü. "Ah! Ala teyzeden öğrendim. Aslında yani buraya İngiltere'ye okumak için geldiğini biliyordum sonra tekrar geri döndüğünü ama niçin döndüğünü bilmiyordum. Sonra bundan iki hafta filan önce size gittim ve seni sorduğumda Ala teyze bana herşeyi anlattı." Yutkunduktan sonra tekrar konuştu "ve öğrenir öğrenmez buraya geldim. Sevinmedin mi? "

 "S-sevindim tabi. Neden sevinmeyeyim ki?" Chris'in sesi geldiğinde kafamı ona çevirdim. "Rachel teyze bu adam kim." Rachel ve Christian merdivenin sonuna gelmiş bir şekilde bize bakıyorlardı. "Bilmiyorum hayatım."

Zaman baya geçmişti ve neredeyse akşam olmuştu. Chris benle pek konuşmuyordu. Ama en azından Alfred hakkında birkaç soru sormak istediğinde benimle iletişime geçiyordu. Chris, Rachel'e uykusu geldiğini söyledi. İkisi yukarı çıkınca bizde Alfred ile film izlemeye karar verdik. "Alfred sence de kızın yaşadıkları saçma değil mi?" başım Alfred'in göğsüne yaslıydı. Dışarıdan farklı bir görünüme sahip olduğumuzun farkındaydım. Fakat biz kardeş gibiydik. Zaten bizi burada Rachel'dan başka kimse göremezdi.

"Yani bence kızın yaşadığı hiç bir şey saçma değil. Sadece o fazla güveniyor." Kafamı hafif kaldırarak Alfred'e gülümsedim. Tam ağzımı açacaktım ki yan tarafta ki camekanda bir siluet gördüm. Hemen doğruldum ve camekana doğru yürümeye başladım. "Alfred sanırım arka bahçede kulaklığımı unuttum onu hemen alıp geliyorum. Sen keyfine bak." O ne be öyle ergenler gibi. Hiç iyi yalan söyleyemiyorsun Chloe! Ah! Değil mi? Sanırım bu seferde haklısın. Kulaklığımı unuttum da nedir?! Ha şöyle yola gel. İç sesime göz devirerek mutfak kapısına doğru ilerledim. Çünkü cam mekânın kapısı yoktu.

   Arka bahçeye indiğimde ileride ki salıncakta birinin oturduğunu gördüm. Biraz korkmuştum. Fakat ne demişler korkunun ecele faydası yok. Biraz daha ilerlediğimde durdum ve o kişiyi kestirmeye çalıştım. Kıvırcık saçları ve karanlıkta parlayan zümrüt yeşili gözleri vardı. Bu özellikler bir tek kimde var? Tabi ki Harry Styles! Harry'nin ayak ucunda durdum "Harry senin burada ne işin var. Yoksa şimdide ev tacizcisi mi oldun?" Tek kaşımı kaldırarak sordum. Tabi bunu gördüyse.

   Harry Histerik bir kahkaha atarak ayağa kalktı. "Ben sadece oğlumu görmeye geldim. Fakat bir baktım ki şuanda karşımda duran kadın böyle bir durumda çocuğu ile ilgilenmeyi bırakmış kimliği belirsiz adamlarla fingirdeşiyor!" Harry'nin bağırmasıyla yüzüne bir tokadı geçirdim. Bu kadarı da fazlaydı. "Seni aşağılık! Senden nefret ediyorum!" 

  Ağladığımı ise ağzımdan bir hıçkırık kaçtığında fark ettim.

TEKRAR BEN. BÖLÜMÜ KÖTÜYE BAĞLADIĞIMIN FARKINDAYIM. ASLINDA BU BÖLÜMÜ YAZMADAN ÖNCE BUNLARIN ÇIKACAĞI AKLIMDA BİLE DEĞİLDİ. HİÇ BİRİNİ KAFAMDA TASARLAMAMIŞTIM. HELE ALFRED BİR SÜPRİZ. BENİM İÇİN BİLE.

DİP NOT= BENCE BU ALFRED HİÇ HAYRA ALAMET DEĞİL.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 29, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dad ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin