Jungkook, Taehyung'un evine taşınalı yıllar geçmişti. O da bir işe başlamış ve evlerine gereken tüm katkıyı sağlamıştı. Jungkook artık zayıf veya hastalıklı görünmüyordu. Aynı şekilde Papatyası da öyleydi. Tombul bir köpeğe dönüvermişti.
Yalnız Jungkook, şimdi anlamaya çalışıyordu kapıya delicesine yumruk atanın kim olduğunu? Taehyung olamazdı, çünkü işteydi ve Taehyung asla iş saati bitmeden restorandan ayrılmazdı.
Jungkook kapıyı açtı, ve gördüğü sinirli kadınla kaşlarını çattı. Kadın birden Jungkook'a çemkirmeye başlamış, Papatyayı bile korkutmuştu.
"Sakin olun, onu korkutuyorsunuz."
Jungkook köpeğini kucağına aldı ve sevdi. Bu kadını hiç mi hiç sevmemişti.
"Taehyung nerede diyorum! Söyle bana!"
"Taehyung şuan işte. Siz kimsiniz?"
Taehyung'un böyle bir kadınla ne işi olabilirdi?
"Taehyung'un her şeyiyim."
Jungkook içindeki hastalıklı derecede olan kıskançlık duygusuna anlam veremedi. 'Taehyung'un her şeyi benim' diye geçirdi içinden. Onların birbirlerinden ve Papatyalarından başka kimseleri yoktu.
"Öyle olsaydınız, Taehyung bana sizden mutlaka bahsederdi."
"Öyle mi? Sen kim oluyorsun?"
"Ben Taehyung'un dostuyum, ilk ve tek dostuyum. Biz birbirimize her şeyi anlatırız. Pekala, niçin böyle sinirli geldiniz?"
Kadın tekrar çemkirmeye başladığında Jungkook göz devirmiş ve kadını dinlemeye çalışmıştı. Jungkook hiç kimseye saygısızlık yapmaz, herkese saygı duyardı. Fakat bu kadın Taehyung'un her şeyi olduğunu söylüyordu. İçinden bu kadını sevmek ve saygı duymak gelmiyordu.
"Benden niçin sebepsiz yere ayrıldığını merak ettim sadece!"
Jungkook sinirlendi, bu kadın Taehyung'un sevgilisiydi ve Taehyung ona hiçbir şey anlatmamıştı.
"Şuan işte, kendisine bildiririm ve sizi arar. Şimdi lütfen gidin."
Kadın çemkirmeye devam ettiğinde Jungkook dayanamamış ve kapıyı yüzüne çarpmıştı. Sonra ise Taehyung gelene kadar Papatyasıyla yemek yemiş, onunla oynamıştı.
Taehyung geldiğinde ona hemen arka arkaya sorular sormuş ve Taehyung'un kaşlarını kaldırmasına sebep olmuştu.
"Neden söylemedin Taehyung? Hani her şeyimizi söylerdik. Biz dost değil miyiz?"
Taehyung ensesini kaşıdı ve Jungkook'a baktı. O kadınla çıkmamıştı bile. Sadece flört etmişti. Ve anlatmaya değer biri olarak görmediği için, Jungkook'a bahsetme gereği duymamıştı.
"Sevgili Jungkook'um, onunla aramda pek bir şey geçmedi. Bir kaç günlük bir flörttü. Anlatmaya değer olduğunu düşünmedim."
"Madem öyle, niçin kendi kafasında kuruyor? Niçin kapıya kadar gelip 'Taehyung'un her şeyiyim' diyor?"
"İnan bilmiyorum Jungkook, onunla konuşacağım ve beni rahat bırakmasını isteyeceğim. Tamam mı? Endişelenme ve üzülme. Sana sadece değer verdiklerimi anlatırım, benim için bir şey ifade edenleri anlatırım. Bunu sakın unutma."
Jungkook gülümsedi ve dostuna sıkıca sarıldı. O sırada mızmızlanan Papatyasıyla kahkaha attı ve onu da aldı aralarına. Bu üç dost sonsuza kadar birlikte kalacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘆𝗮𝗻𝗱𝗲𝗿𝗲 | taekook ✓
Fanfiction"Ben Jungkook, kendimle ilgili bildiğim tek şey bu." minific.