4: "Benim Taehyung'um."

375 36 13
                                    

"Papatya'm. Gel buraya yemeğini ye."

Jungkook gülerek köpeğini yanına çağırdı. Şuan gülse ve yaşadıklarını bir anlığına unutsa bile, hâlâ oldukça mutsuz hissediyordu.

Taehyung ile kavga etmişlerdi. Jungkook'un fazla kıskanması ve Taehyung'u sürekli sorguya çekmesiyle, Taehyung aniden patlamıştı. Fakat Jungkook bu hisse engel olamıyordu, ondan sadece kendisini sevmesini ve sadece kendisiyle ilgilenmesini istemiyordu. Sadece o kadından sonra, Jungkook her şeyi yanlış almaya başlamıştı.

"Ah, sanırım ondan özür dilemeliyim. Sonuçta o, beni oldukça seviyor. Sadece beni sevmesine gerek yok. O bana evini açtı, bana, bize baktı Papatya'm. Bencillik edemem, kararlarına saygı duymalıyım."

Köpeği şirince havlamaya başladığında Jungkook onun başını okşamıș, yemeğini daha rahat yemesi için onu rahat bırakarak odasına gitmişti.

Taehyung ona okuma yazma öğrettiği günden beri, kitap okumayı çok seviyordu. Fakat bir kaç haftadır elini sürmemişti bile.

"Taehyung'la kavga ettiğimden beri canım hiçbir şey yapmak istemiyor."

Öyleydi, Papatyası ile ilgilenmekten başka hiçbir şey yapmıyordu. Ne doğru düzgün yemek yiyor, ne de su içiyordu.

Bunları düşünmeye dalmışken kapının açılma sesini duydu. Taehyung gelmiş olmalıydı, koşarak odadan çıktı ve yanına vardı. Vampir gibiydi, bembeyaz teni ve mor göz altlarıyla ölüden bir farkı yoktu. Bu Jungkook'un canını sıkıyordu, bir an önce barışsınlar istiyordu.

"Taehyung, konuşabilir miyiz?"

Taehyung Jungkook'a baktı ve kaşlarını kaldırdı.

"Aklın başına geldi mi?"

"Evet, üzgünüm. Sadece bu hisse engel olamıyorum Taehyung. Seni çok seviyorum. Tıpkı dostum gibi."

"Biliyorum, Sevgili Jungkook'um. Herhangi bir ilişkim olsa, ilk sana söyleceğimi biliyorsun. Bu bir arkadaşlık ilişkisi de olabilir."

Jungkook başını sallayarak Taehyung'u onayladı. Biliyordu ona söyleyeceğini.

"Bugün işten erken ayrılmak zorunda kaldım. Kötü hissediyorum. Eve kadar bir arkadaş gelecek, ona bu zarfı vermeni istiyorum."

Jungkook, Taehyung'un ona uzattığı zarfı aldı ve gülümseyerek başını salladı. Taehyung da Jungkook'a gülümseyerek odasına çıktı, ve yorgun bedenine karşı koyamadan uykuya daldı.

Jungkook ise yemeğini bitirmiş ve uyuyan köpeğini bakarak gülümsemiș, Taehyung'un arkadaşı gelene kadar onu izlemişti.

Bir süre sonra kapının çalmasıyla Jungkook kapıyı açmış, karşısında gördüğü çocukla gülümsemiști. İnsanlara nazik davranması gerekiyordu.

"Merhaba, ben Jungkook. Taehyung'un arkadaşıyım. O şuan uyuyor, zarfı size ben vereceğim."

Çocuk gülümsedi ve Jungkook'un uzattığı zarfı aldı, küçük bir teşekkür mırıldandı ve gitmek için hareketlendi.

"Hey! İçeri gelsene. Hem, Taehyung'un arkadaşıymıșsın. Seni tanımak isterim."

İsterdi çünkü nasıl biri olduğunu merak ediyordu. Taehyung için uygun biri miydi?

"Ah, tabii."

Çocuk gülümseyerek içeri girdi ve salona doğru ilerledi. Gördüğü köpekle çığlık atmış ve onu sevmeye başlamıştı, köpekleri seviyor olmalıydı.

"Senin köpeğin mi? Çok tatlı. Adı ne?"

Jungkook sahte bir şekilde gülümsedi ve koltuğa oturdu.

"Papatya. Onu ölmek üzereyken bulmuştum, tabii bende ölmek üzereydim."

Çocuk Jungkook'a anlamadığın dair bakışlar attığında, Jungkook ona her şeyi anlatmıştı. Sokakta sürünürken Taehyung'un onu ve köpeğini yanına almasını. Ve geçirdiği tüm zorlukları.

Neden tanımadığı bu masum ve tatlı çocuğa bunları anlattığını bilmiyordu.

"Taehyung gerçekten iyi kalpli, değil mi? Herkesin isteyeceği bir arkadaş, ya da başka bir şey."

Jungkook sahte ve alaylı bir kahkaha atmış ve başını iki yana sallamıştı. Bu çocuk Taehyung'dan hoşlanıyordu. Ve Jungkook iç seslerine hayret etti.

Onu ortadan kaldır.

"Öyle, gerçekten iyi biri."

Bir süre daha çocukla konuştuktan sonra, çocuk artık gitmesi gerektiğini söylemiş ve evden çıkmıştı.

Jungkook neden bu kadar sinirlendiğini bilmiyordu. Taehyung'a karşı bir şeyler mi hissetmeye başlamıştı? Bilmiyordu. Tek bildiği Taehyung'un sadece kendisine ait olmasını istediğiydi.

"Taehyung benim," diye mırıldandı. "Ona göz koyanı, ortadan kaldırırım."

Jungkook kendini artık, gerçekten kendi gibi hissediyordu. Kendi benliği buymuş gibi, hemen bu hissi kabullenmişti.

"O,"

Sinirle soludu.

"Benim Taehyung'um."

𝘆𝗮𝗻𝗱𝗲𝗿𝗲 | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin