"Deneyelim diyorum. Kendimi tam anlamıyla keşfetmeme yardım et, kurdunun kurduma iyi gelmesini sağla, kurdumun kurdunu sakinleştirmesine izin ver. Hem bu süreçte yaşadıklarımız sonucunda sağ kalırsak bu, bir şansımız olduğu anlamına gelmez mi Delta?"
---
"Taehyung ile nasıl gidiyor?""Biz"e bir şans vermemizin üzerinden üç gün geçmişti. Bu süreçte Taehyung bizim evimizde kalıyordu ve geçen gece odama gelip benden bir ricada bulunmuştu. "Bir gece de olsa kokunla uyumama izin verir misin?". Gerçekten buna ihtiyacı varmış gibi söylemişti ve naif bakışları yalnızca gözlerime değerken tek yapabildiğim geniş yatağımda sağ tarafa kayıp yorganımı açabilmemdi. Taehyung kısık bir tonda teşekkür ederken yatağın sol tarafına oturup derin bir nefes almıştı. "Şansımı biraz daha zorlayabilir miyim?" dediğinde gerçekten bu onun isteği miydi yoksa kurdunun ondan istediği eylemler miydi bundan emin değildim, bu yüzden yatakta oturur pozisyona gelerek ona doğru döndüğümde "Bunu Delta mı istiyor?" demiştim. Anında kafasını iki yana sallarken "Onun isteklerini duymak bile istemezsin Jeongguk, ben yalnızca- Ten kokunu duymak istiyorum." demişti, son cümlesini bir sır vermek istermişcesine fısıldarken.
Sabah erkenden uyanmıştım, nedenini bilmiyordum ancak göz kapaklarımı araladığımda ortaya çıkan manzaramla birlikte birkaç dakikalığına kirpiklerimi kırpmadan izlemiştim. Esmer teni, odaya girebilen güneş ışınlarıyla birlikte parlarken yüzünün sol tarafına da yansımayı ihmal etmemişti ışınlar. Ok gibi kirpikleri simsiyah ve uzundu, büyük olmasına rağmen hiç de göze batmayan kusursuz burnunun ucunda minik bir beni vardı. Kalın ve doğal bir kırmızılığa sahip olan dudakları aralanmıştı. O gerçekten de herkesin hayran kalacağı bir şekilde yaratılmıştı.
Dakikalar onu izleyerek geçerken kıpırdanışı ile gözlerimi anında kapatıp beni fark etmemesini umuyordum ancak o sırada fark ettiğim şeylerle birlikte çığlık atmak isteyişim baş göstermişti. Gece, birbirimize sırtımızı dönerek uyumuştuk ancak şu an yüz yüzeydik ki daha da kötüsü, kötü müydü bu emin değilim ancak büyük elleri üstümdeki ince kazağın içerisine girmiş ve belimi sarmıştı. Benim ellerim ise onun göğsünde dinleniyordu. Ne ara bu duruma gelebilmiştik? Neden onu incelerken nasıl bir pozisyonda olduğumuzu fark edememiştim ki?
Bacak aramda hareketlenen kaslı ve kalın bacakları hissetmemle istemsizce nefesimi tutmuştum. Karşımdaki beden ağzını şapırdatıp biraz daha hareketlenmeye başlamış ve kısa bir süre sonra belimdeki ellerinden birini geriye çekerek ense saçlarıma götürmüştü elini. Yüzüme yaklaştığını hissederken burnunu saçlarıma sürterek derin bir nefes aldığını işitmiştim.
Onun yeniden uykuya daldığından emin olana dek kıpırdamazken düzenli nefes alışverişleri ve ellerindeki kasın gevşediğini hissettiğimde yavaşça yataktan çıkıp banyoya girmiştim. On beş dakikalık bir duştan sonra odaya geri döndüğümde Taehyung'un hâlâ daha uyuyor olmasından fırsat bilerek hızlıca üstümü giyinip mutfağa gitmiştim.
Mutfağa girer girmez babamın sorusunu duymak ise beni afallatmış olacak ki "Ne oldu Jeongguk?" demişti. Omuzlarımı silkerek dolaptan bir bardak almış ve tezgahın üzerinde duran sürahideki suyu bardağa dökmeye başlamıştım.
"Üç gün oldu baba, daha birbirimize alışabildiğimiz dahi söylenemez."
Bardağı kafama diklerken babam önündeki işinden vazgeçerek bir elini beline, diğer elini ise tezgaha yaslayarak bana bakmaya başlamıştı. "Onun hakkında ne düşünüyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thita | taekook
Fanfiction- Evren, güçlerinin karşılaştıralamayacağı, dünyada var olmasının çok nadir görüldüğü türlere sahip iki kurdu birbirine eş olarak seçmişti. • 𝐨𝐦𝐞𝐠𝐚𝐯𝐞𝐫𝐬𝐞 • 𝐭𝐚𝐞𝐤𝐨𝐨𝐤