"Umarım sizin bu aşkınıza şahit olmadan ölmem çocuklar."
---
Aşk?
Kim evindeki malum konuşmalar sonrasında Taehyung'un dedesi kendi oğluna itafen bazı kararlar alınması gerektiğinden bahsetmişti ve ben bu hasettiklerinin çoğunu hatırlayamıyordum, yalnızca bir kelime dönüp durmuştu beynimde. Aşk.
Aşık mıydım ona? Ruh eşi olduğumuz için zamanla birbirimizi sevip birbirimize karşı saygı, güven duyacağımıza inanıyordum ancak aşk biraz farklı değil miydi? Aşk bulunması zor ve değerli bir his değil miydi? Evrenin belirlediği ruh eşi olayından dolayı birbirimize aşık olmamız zor değil miydi? Sonuçta belirli bir kaderi yaşıyorduk şu an. Yani sanırım öyle.
Düşüncelerim karmaşıklaşırken salondaki bedenleri umursamadan yerimden kalkarak salondan çıkmıştım. Amacım temiz bir hava almaktı yalnızca. Sonunda hedeflediğim alanı bulduğumda arka bahçeye çıkarak güneşin bir kez daha bize veda edişini izlemeye başlamıştım, derin nefes alışverişlerim sırasında. Ciğerlerime işleyen oksijenle birlikte zihnimdeki karmaşıklık bir süreliğine durmuştu. Gözlerimi kapatarak soğuk havayı tenimde hissetmeye devam ederken arkamdan gelen adım sesleriyle yutkunmuştum.
Ona aşık olabilir miydim? Ya da olmuş muydum? Bilmiyordum ki. Benimle ilgilenip saçlarımı okşaması bile beni evrendeki en değerli varlıkmışım gibi hissetmeme neden olurken aşık olursam- Sikeyim, aslında bakışları beni böyle yapıyordu. O mu aşıktı yoksa bana? Zihnim yeniden büyük bir karmaşıklığa başlamışken sırtımın büyük, yapılı ve sıcak gövdeye değmesiyle birlikte belime yerleşen ellerle gözlerimi açmış ve anlık olarak kesilen nefes yüzünden hiçbir şey yapamamıştım.
"Biraz sakinleşmen gerekiyor." sesi gerçekten beni etkiliyordu, hem iyi anlamda hem de kötü anlamda. Mesela huzurlu hissetmeme neden oluyordu fakat bazen tek bir sözcüğüyle dahi istediğini bana yaptırabilecekmiş gibi de hissediyordum.
Ona bağlı olmak, onun en değer verdiği insan olmak beni korkutuyordu. Ona bağlanırsam neler olurdu bilmiyordum. Yalnızlığa alışkın birisiydim ki hayatımda daha önce hiç 'onsuz yaşayamam' dediğim birisi olmamıştı. Aşk da bunu demeyi gerektirmez miydi?
Ona güvendiğimde, onu hayatımın merkezi yaptığımda kısacası ona aşık olduğumda - ki belki de çoktan olmuştum - beni hayalkırıklığına uğratırsa ne yapardım? Ona bağlı yaşayabilir miydim?
"Jeongguk, yalvarırım düşünmeyi birazcık da olsa bırak. Anı yaşa ahmak!"
Anı yaşayayım derken ileride her şey daha da kötü olabilir.
"Ne düşündüğünü benimle paylaşır mısın?" belimdeki ellerin ısısı tenime dahi yavaşça işlerken saç tellerim arasında dolaşan burnuyla fısıldaması beni transa geçirmiş gibiydi. İşte şimdi anı yaşıyordum. Ellerimi sakinlikle onun belimde yer edinmiş olan ellerine giderken aklımdan o anlığına tek bir şey geçmişti. Elleri, belimle bir bütün oluşturmuş gibiydi.
Gövdesine daha da sığınmak adına yavaşça bedenimi geriye doğru bırakmıştım. Bu hareketim hoşuna gitmiş olacak ki saçlarım arasındaki burnunu çekmeden boğukça kıkırdamıştı. Huzurlu hissediyordum. Az önceki düşüncelerim şu an bana saçma gelmişti, bu kadar düşünmeye, paniklemeye gerek var mıydı? Kendimi anlayamıyordum.
Sorusunu es geçerek gövdesinde dinlenirken "Kim Taehyung ve Jeon Jeongguk... İki aşık olabilecekler mi?" diye fısıldamıştım. Hava kararmış ve soğuk havanın etkisi artmaya başlamıştı ancak kendimi hiç üşüyormuş gibi hissetmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thita | taekook
Fanfiction- Evren, güçlerinin karşılaştıralamayacağı, dünyada var olmasının çok nadir görüldüğü türlere sahip iki kurdu birbirine eş olarak seçmişti. • 𝐨𝐦𝐞𝐠𝐚𝐯𝐞𝐫𝐬𝐞 • 𝐭𝐚𝐞𝐤𝐨𝐨𝐤