Aşkın kanatlarında

Nutellacı hırsız

Selam benim aşk kuşlarım. Size çok uzun bir yeni bölüm getirdim. Öncelikle vote ve yorumlarınızla beni yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ederim. Biliyorsunuz okul açılıyor. Ve bu yüzden yazamayacağım.  E malum teog. Nisanda herşey daha iyi olacak. Çünkü teog bitecek ve bende rahatça yazabileceğim.  Ama yinede yazmaya çalışacağım. Beni anlayışla karşılayın lütfen :) şimdiden herkese anlayışı için teşekkürler. Hepinizi çok seviyor ve öpüyorum. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
Sefkilerle...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Nereye kaçarsan kaç üç şey seninle gelir,
"Gölgen, acın ve geçmişin"
Kaderin ise
Zaten seni orada beklemektedir ...

Sabah burnuma gelen enfes kokularla yatağımdan gerinerek kalktım dersem bana inanmayın çünkü ben bir oyuncu değilim. Sabah bir çığırma ile o güzel yatağimdan kalktım. Hemen apar topar kalkmaya çalışırken birde yere düşen yorgana takılıp tekrar düştüm. Lan teker teker gelin sabah. Hızla ve korkuyla annemin yatak odasına koştum. Başına bir şey gelmemiştir umarım. Bir de evde erkek olacak. Lan evden kocaya kaçsam haberi olmayacak malaktoşun. Bu düşüncelerle  annemin odasına gelmemle kapıyı hızla açtım.

Kapıyı açtığımda annem mışıl mışıl uyuyordu. Nereden geliyor ozaman bu ses. Kesin evde hırsız var 

Ve Göktuğ onun kafasında vazo kırdı. Bu defa hızla Göktuğun odasına koştum. Hızla kapıyı açtım ve odaya daldım.

"Kanka nerede o saftirikosman hırsız paçozu?" dedim heyecanlı bir sesle.

Göktuğ beni görür görmez hemen kollarıma atladı. Dersem yalan olur bana sinirli adımlarla geliyordu.

"Meriçç eve hırsız girmiş" dedi. Dalga geçen ifadem bir anda gitmişti. Şimdi benim kurguladıklatım cidden gerçek miydi?

"Neler oluyor Göktuğ ne çalınmış" dedim korku dolu gözlerle. Nasılda anlamamıştım. Bu çocuk beni bugün  aşkım Meriç kalk diye uyandırmamıştı.

"Meriç sana diyorum" diyen Göktuğla düşüncelerimden ayrıldım. Soru soran gözlerle ona baktım. Beni elimden tuttu ve valizin yanına götürdü. Aman Allahım bu kıyafetlerde neydi...

Yarısı çok kokoş tam süslü Fadime; yarısı tam erkeksi kıyafetler...

"Göktuğ çalınanın ne olduğunu anlamadım ama bu kıyafetlerin burada ne işi var.Bunlar sanki evli çiftlerin yada sevgililerin kıyafetlerine benziyor." dedim ve kahkahayı bastım.

"Meriç işte benim kıyafetlerimin olması gereken yerde bunlar duruyor. Ve şimdi ödüllü soru:

Benim kıyafetlerim nerede?? Ve bu arada bunlar evli insanların yada sevgililerin valizi olamaz. Çünkü onların valizi olsaydı içi bu kadar masum olmazdı" dedi ve pis pis sırıttı. Salak ya...

"Göktuğ kafanı kırdırtma." dedim ve ona pis bakışlarımı yolladım. O da sırıtarak önüne döndü. Döner dönmez tekrar suratı asıldı.

"Ya ben ne yapacağım bu valizle??"

"As bir tarafına kalk göbek at. Salak ne yapacaksın? Gider hırsızlık ihbarında bulunuruz Göktuğ. Seninde dediğin şeye bak" dedim rahat bir ifadeyle.

"Bebeğim sen salak mısın beni mi deniyorsun? Tabiki hırsızlık yok belli ki biriyle valizimi karıştırmışım. Bak zaten üzerinde Gökocan yazmıyor. Ozan yada nazo yazıyor." dedi bilmiş bilmiş.

"Hadi be ben o yine senin işindir diye düşünmüştüm. Yani geçen yıl Gökocan yazdırınca artık kendimi her şeye hazırlamam gerektiğine karar verdim."