5.BÖLÜM İFLAS

162 8 1
                                    

Başıma dikilmişti annem yine. "Ahsen kalk,Ahsen uyan." akbaba gibi her sabah başıma üşüşüyordu.

Bir an Barışla beraber okula gideceğim geldi aklıma.Bunu düşününce kalkmak için bir istek doğmuştu içimde.

Neden bilmiyorum ama istemsizce içimde bir kıpıtırdı oluyordu. İçimdeki ben "Ahhh hayır Ahsen sacmalama ve sesini kes." diyordu. Bugün ne olacaktı acaba. Bunu düşünerek üstümü giydim. Hemen kahvaltı masasına oturdum. İstemsizce ağzıma bir iki lokma tıkıştırdım. Barış'ın gelmesini beklmeye başladım.

Aradan yarım saat geçti ama Barış gelmedi. Kendi kendime söverken ona karşı yanlış bişey yapıp yapmadığımı düşünüyordum. Çantamı aldım ve evden ağır ağır çıktım. Neden bilmiyorum ama gözlerim Barışı arıyordu. Okula doğru yol aldım. Münübüse bindim. Aradan bir onbeş dakika kadar geçtikten sonra okula geldim.

Geç kalmıştım. Bugün Barışla konuşacağım. Evet kesin konuşmalıyım. Hatta bugün onun yanına oturmalıyım.Sınıfa doğru yürürken nedense kalbim hızla atıyordu. Hadi hayırlısı dedim içimden ve sınıfın kapısını tıklattım."Hocam girebilirmiyim?"

"Neden geç kaldın?" dedi. Buralarda yeni olduğumu belirtmeliydim sanırım. "Ben yeni taşındım. Düzenimi daha kuramadım ve okulun yolunu karıştırdım. " Bana geç dercesine hareket yaptı. Düzen kuramamışım. Komik bir durum. Yoksa Barışı beklemiştim. Başka hiç birşey değil.

Bakındım sınıfa Esranın yanı boştu. Barışa baktım. O her zaman tek otururdu zaten. Gittim Barışın yanına. "Duvar kenarına oturabilirmiyim?" dedim. Çok yüzsüzüm sanırım. Çocuk beni almaya bile gelmemişti,bense onun yanına oturuyordum. Komik bir durum.

Bana bön bön bakmaya devam etti. Israrcı bir şekilde ona bakmaya devam ettim. Sonunda pes ederek çekildi. Bende yanına oturdum. Aradan beş dakika kadar geçtikten sonra bu sessizliği bozmaya karar verdim. "Barış sorun ne?"

"Sorun yok."

"O zaman beni neden almaya gelmedin?"

"Alasım yoktu. Ve bu sabah seni çekmek istemedim.Oldumu ?" Bir an duraksadım. Gözlerinin içine baktım. Bana neden bunu yaptığını sormak istedim. Ama ben bile bana neler yaptığını çözemezken ona nasıl sorardım bunu. Bu sözü neden bu kadar canımı yaktı. Hala anlamış değilim. "Barış beni istemiyorsan gerçekten bir daha yanına gelmem." sesim nedense çagresiz çıkmıştı. Bana ne yaptığın farkındamıydı acaba. Ömerden sonra birinin bana bu hisleri yaşatmasını asla kabul edemezdim. "Aptal,sen aptalsın." dedi.

Anlamayan gözlerle ona bakarken zil çaldı. O yerinden kalkmamıştı bende beni istemeyen birinin yanında oturamazdım. Kalktım bana çıkması için yol açmasını bekledim ama açmadı. "Barış çıkıcam." dedim. Bana baktı. Gözlerimin içine. "Gitme." dedi.Ona anlamayan gözlerle baktım. "Beni istemiyorsun,gitme diyorsun. Nasıl bir hastasın sen?" Bana baktı gözleri ateş gibiydi. Gitmedim sadece oturdum. Öğle tenefüsüne kadar oturmuştuk. Hemde hiç konuşmadan salak gibi.. Karnım çok acıkmıştı. Bunu söylemek için eğik duran omzumu,düzelttim dik durarak

"Karnım açıktı yemek yiyelim?"dedim. Ne ne salak ben, yiyelim mi demiştim. Offf acıktım yemek yiyeceğim demeliydim. Of off aptal Ahsen aptal.

"Olur." dedi. Aslında iyi ki demişim yani. Ne güzel oldu. Yavaş yavaş kantine inerken okulun havalı kızlarından Melis bana omuz attı. "Yavaş olsana kızım." dedim. Nereden geliyordu bu özgüven bilmiyorum ama gerçekten şuan onu öldürecek kadar sinirlenmiştim. "Kes sesini." Beni itti. Beni itmişti. O salak kız beni itti.

Ne yapacağımı bilmeyerek bir tokat geçirdim. Barış ise şaşırarak araya girdi. Ve beni kolumdan tuttuğu gibi çekiştirmeye başladı. "Sen bittin kızım bittin." dedi arkamdan melis. 20 saniye bile sürmeyen olaya okulun yarıs8 5 saniye toplanmıştı resmen.Ahh bütün belalar beni buluyordu. Okulun en belalı dört kızından birine bulaşmıştım. Barış beni spor salonunun arkasına sürüklerken ben hala o attığım tokatın şokundaydım. " Sen..." dedi sinirli bir sesle. "Sen ne yapıyorsun." sanki ne yapıyorsam. "Ne yapıyomuşum?" sesim çok kısık çıksada bir o kadar da vurgulu ve sertti. "Şimdi ne olacak biliyomusun o sınıftaki kızlar,diğer arka dörtlü hepsi seninle uğraşacak aptal. Kendini nasıl koruyacaksın."haklıydı sanırım. Ama bunu kabullenemezdim. " Ben kendimi korurum kimseye ihtiyacım yok benim. " dedim. Ama tabiki birinin beni kollamasına ihtiyacım vardı. "Tamam." dedi gitti. Arkasından ona bakarken kendimi tutamadım. "Aptal." diye bağırdım. Duymamazlıktan geldi.

Simdi ne yapacaktım. Telefonunu çıkarttım zilin çalmasına 20 dakika var hemen hemen. Sınıfa çıktım. Kim var kim yok bakmadan içeri girdim ve birden kapı kapandı.

Hemen arkamı döndüm kapıyı zorladım ama dışarıdan biri tutuyordu belli. Açılmadı. Sınıfta Akın,Ilgaz ve Melis vardı. Kalbim hızlı hızlı atarken "Ne yapıyorsunuz siz!" diyebilmiştim sadece.

Melis bir kahkaha patlattı. Ve Akın üstüme gelmeye başladı ve birden bana saldırdı. Beni öpmeye çalıştı. Çığlıklarım duyulmasın diye ağzımı kapatırken Ilgaz video çekiyor ve Melis kahkaha atıyordu. Kulaklarımda gülme sesleri yankılanıyordu. İçimden küfürler savuruyordum ve buradan kurtulursam o orospu kızı öldürecektim.Artık direnmemeye pes edecekken kapı açıldı.

Barış,barış gelmişti. Akına bir yumruk attı ve çocuk yerinden kalkamadı. Ilgaza da bir tane geçirirken ben öfkeyle ağlarken kendimi Melisin yanında buldum ve ona tokatlar atarak saçlarını yoldum. Barış video çektiği telefonu alarak ayağında parçaladı. "Orospu çocukları bu kıza bir daha dokunursanız sizin ebenizi sikerim." Bu sözleri Barış mı söylüyordu? Ben melisi yolarken Barış geldi elini belime doladı ve beni okulun dışarısına çıkarttı. Elimde tutam tutam saçlar kalmıştı. "Sen iyimisin? dedim. Bunu söylemem ne kadar doğruydu bilmiyorum. " Sesini kes. Aptal." evet haklıydı ama bana böyle davranamazdı değilmi? "Bana böyle davranma ben istemezdim böyle olmasını." biraz saçmalamış olabilirdim evet. Kim isterdi ki böyle olmasını. Sahile doğru ilerlerken "Bende istemezdim." diye birşeyler mırıldandığını farkettim. "Birşeymi dedin?" "Hayır demedim." dedi. "Nereye gidiyoruz?" Hala konuşabiliyordum. "Okulda kalırsak senin yüzünden katil olacağım. Sakinleşmeye ihtiyacım var." peki sakinleşsin bakalım. "Birşey soracağım sen nerden tahmin ettin benim sınıfta olduğumu?"

"Tahmin etmedim aslında sınıfta montumun cebinde cüzdanı mı unutmuşum onu almaya çıkmıştım." Beraber sahile geldiğimizde kolumda acı hissetim. Oturduktan sonra kolunu açtım mos mor olmuş parmak izleri vardı. Barış da bunu görmüş olmalı ki yine sövmeye başladı. "Orospu çocukları. Onları öldürecegim." ahh Barış beni mi koruyordu?

"Küfür etme." dediğim de bana öyle bir baktı ki neye ugradıgımı şaşırdım ve gözlerimi kaçırdım. Bir an ayağa kalkıp gitmek istedim. Yolu bilmiyordum belki ama bulabilirdim.Bunlar yaşansada aklımın bir köşesinde Ömer vardı. Kendimden nefret ediyorum kahretsin ki Ömeri unutmamıştım.

İyice sıkılmıştım gitmek için ağzımı açtım "Gitmek istiyorum." dedim. Ayağa kalktım ve tam gidecekken koluma asıldı. Akının morarttığı yeri sıktığı için canım yandı. "Ahh." dedim. Hala bileğimi sıkarken "Canımı acıtıyorsun." bana baktı. Gözleri o kadar etkileyiciydi ki o bana bakınca gözlerimi kaçıramıyordum. Bende nasıl bir etki yarattığına ben bile inanmıyordum.

Barış kolumu bırakıp birden bana sarılınca tepki veremedim.Hiç beklemediğim bir hareket olduğundan öyle kalakaldım.Bu neydi şimdi. "Gitme." dedi.

Dengesiz falan olamalı bu çocuk. Bir kızar bir gitme der. Ne diyeceğimi ve ne yapacağımı bilemeden bilemeden istemsizce ona karşılık verip sarıldım. "Sen öyle bir şeysin ki, benim için kimsenin yerini dolduramayan,ölen sevgilimin yerine koydum ben seni." Ne ne ne az önce ne demişti o. Beni ölen sevgilisin yerine koymuştu. Bu sözler kulağımda yankı yaparken kulaklarımın yandığını hissettim.Arkadan bir ses geldi "Ahsen." bu ses,bu konuşma Ömer. Kalbimin yerinden çıkmak için meydan okuduğu bir an daha. Arkamı döndüm. Hayal değildi gerçekten Ömerdi. Hemde Barışın beni eski sevgilisinin yerine koyduğunu itiraf ettiğinde gelmesi,facia üstüne facia olmuş kalbim iflas bayraklarını çekmişti. Duygu patlamaları yaşıyordum.

HEART THIEF ( KALP HIRSIZI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin