Sadece birine sarılma ihtiyacı duyduğum o anda gelmesi beni daha da üzüyordu. Cünkü çok iyi biliyordum ki o sarılabileceğim en son insandı. Yapabileceğim tek şey ela gözlerine bakmaktı. Gözlerini kıstı beni baştan aşağı süzdü. Yüzünde bir burukluk farkettim.
"Ne oldu sana?" dedi. Cevap verebileceğimi ve ona anlatabileceğimi düşünmeden istemsizce bir an boynuna atılarak sarıldım. Hıçkıra hıçkıra ağlarken kendime engel olamıyordum. Ömere verdiğim değerden mi,gerizekalı gibi ona güvenmemden mi,hala onadan mesaj geldiğinde heyecanlanmamdanmıydı,yoksa en yakın dostumdan yediğim kazıktan mı ağlıyordum?
Ömerden sonra başka bir erkeğe sarılmanın bana garip geldiğini hissediyordum. Ama şuan o kadar beter durumdaydım ki o his bayağı sönük kalıyordu içimde.
Bir iki dakika kadar öyle kalmıştık.Kendimi yavaşca geri çekerken ağlamam yerini hıçkırıklara bırakmıştı. Gözlerini gözümden ayırmıyordu. Bense gözlerine bakmamak için direniyordum resmen. Ellerini yavaşca yüzüme getirdi. İki eliyle kafamı tuttu ve baş parmaklarıyla gözümde kalan yaşları temizledi. Duygu patlaması yaşıyordum. Hala mesajı açmamıştım. Tekrar bana birşey söyleyecek gibi oldu. Elimi ağzına koyarak "Lütfen,lütfen şimdi sus." dedim ağlamaklı ve bir o kadarda acımaklı sesimle. "Dolaşmak,hava almak istermisin?
Onu onaylarcasına başımı sallamakla yetindim sadece. Beni dışarı çıkardığında deniz kenarında bir banka oturduk. Bir sigara yaktı ve içmeye başladı. Ona aldırmadan ayağa kalktım. Gözlerimi kapattım,derin bir nefes ve kendi dünyamla baş başa kaldım. Beynim benimle alay edercesine Ömerin attığı mesajı açmamı emrediyordu. Bunu umursamadım. Neden bilmiyorum ama kendimi barışın kaslı kollarında ona sarılırken,hiç bişey düşünmediğimi farketmiştim. Kokusu o kadar hoştu ki sanki onu anlatıyordu. Sakin ve bir okadar da güvenilir. Ömer'in kokusu sıradan bir erkek kokusuydu. Ama o kullandığı için bana bir ayrı kokuyordu. Neden ben Barışla,Ömeri kıyaslıyordum ki? Gerizekalı ben akıllanmayacaktım..
Gözlerimi açtığımda Barışın önüme geçip beni izlediğini farketmemiştim bile. Güldüm istemsizce. "Ne yapıyorsun?"
Gözlerini benden ayırmadan "Seni izliyorum." dedi. Tebessüm vardı. "Neden?"
"Bilmem. O kadar düşüncelere daldın ki bende seni izlemeyi tercih ettim. Beni düşünürken biri dürtse onu öldürürcesine bakışlar atardım. Empati.." dedi. Gülümseyerek. Gamzeleri ortaya çıkmıştı. O kadar güzel duruyordu ki bir an herşeyi unuttuğumu sandım. Yakınlaştı bana. "Sana ne oldu?"
"Sana güvenebilirmiyim?"
"Evet."
Gözlerimi kıstım. Gözlerini kırpmadan bana bakıyordu ona baktığımda.
"İki sene kadar bir ilişkim vardı.En yakın arkadaşım sandığım kaşarla bir olup beni aldattılar." dedim. Sesim ağlamaklı ve hırslı çıkıyordu. "Ne kadar oldu?"
"İki ay kadar."
"Peki sorun şuan ne?"
"Bana mesaj attı ve attığı sırada sen geldin."
Gözlerimden tekrar yaşlar süzülmeye başladığında sadece bana sarıldı. Kafamı boynuna koyarken ne yaptığımı anlamıyordum. Ama güven hissediyordum. Ömerden sonra başka birinin kolunda güven. Bu bana umut veriyordu. Onun boynunda birşey düşünmek istemiyordum. Beni yavaşca bırakarak "Okudun mu mesajı?"
"Hayırr."
"Okursan ne değişecek?"
Hiç dercesine omuz silktim. Başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEART THIEF ( KALP HIRSIZI )
ChickLitGece başınızı yastığa koynugunuzda rahat bir uyku uyayabiliyor musunuz? Yada kafanızı kaldırmadan gözlerinizden akan yaşlar,yastığınızı sırılsıklam mı ediyor? Hayatta sadece bir kere sevip bir daha sevmeye cesaret bulamıyor,yada her önünüze gelenle...