Heartbeat - Bts Next Door

15/

Yugyeom sol omzuna elini koyan kişinin yüzüne bakınca maskeli, birazda tanıdık gelen kişiyle karşılaşınca suratına birkaç saniye baktı sadece. Jimin ise sanki sabrı sınanıyormuş gibi tekrardan konuştu.

"Sana diyorum. Kızı rahatsız mı ediyorsun."

Yugyeom bakışlarını Haneul'e çevirip hâlâ bakışlarını yerden kaldırmamış kıza baktı. Haneul, geçmişten aklına gelen anılarla birlikte başını kaldırmamaya devam ederken Yugyeom konuştu.

"Yanlış anladınız. Biz eski arkadaşız. Geri dönmüşken selam vereyim dedim, ama sanırım Haneul beni gördüğüne sevinmemiş."

Haneul elinde tuttuğu alışveriş poşetini sıkmaya başlayınca yüzünü yerden kaldırıp donuk bir ifadeyle ona baktı. Onca şeyden sonra arkadaşız demesi...

"Evet, arkadaşız."

Haneul daha fazla ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Kendini daha fazla tutamayabilirdi. O sırada Namjoon konuştu oğlanın sağ tarafından.

"Selam vermen bittiyse gitsen iyi olur. Haneul'ün işi var gibi görünüyor."

Yugyeom olumluca başını aşağı yukarı sallayıp onayladı ve ordan uzaklaşırken Haneul'e dönüp yeniden konuştu.

"Haneul, benim telefonumdaki kakaotalk ID aynı. Bir ara konuşup buluşalım, birşeyler içeriz. Her zamanki kafede, vaktin olursa yarın öğleden sonra 2 de gel."

Jimin duyduğu cümleler ile birlikte şaşırırken Haneul önüne dönüp sinirli yüzüyle birlikte hızlı hızlı yürüyüp giderken mırıldandığı şeyleri duymuştu Jimin.

"Yüzsüz pislik. Onca şeyden sonra birşey olmamış gibi davranman..."

~~~~~~~

"Onca yıl sonra geri mi dönmüş? E bu Almanya'ya eğitim almak için gitmemiş miydi?"

Jiyeon şaşırmış bir şekilde mutfakta Haneul ile birlikte oturup Bubble Tea içerken Haneul nefesini dışarı verip düşünceli hali ile uzaklara dalarak cevap verdi.

"Gitmişti ama geri gelmiş. Sanki geldiği gibi karşıma çıkması gerekiyordu."

Jiyeon şaşkınca içeceğinden bir yudum alırken Haneul telefonunun titremediyse birlikte eline alıp ekranı açtı. Kakaotalk uygulamasından, kaydolmamış bir kişiden yeni mesaj vardı.

YeomYeom

-Vaktin varsa bugün aynı kafede buluşup birşeyler içelim. Saat 19:00 da bekliyor olacağım. -

"O mu mesa attı?"

Jiyeon'un sorduğu soruya karşı cevap yazdı.

"İstemiyorum. Birdaha yazma."

Mesajı gönderip telefonunu masaya bıraktı ve uzaklara dalmaya devam etti.

En son Yugyeom gittiğinde dayanamamış, büyük bir depresyona girmiş ve arkadaş listesinden çıkarmış, sosyal medyadan dahil heryerden hesabını takip etmeyi bırakmış, engellemişti. Anlaşılan Yugyeom yeni bir hesap açmıştı sırf Haneul ile iletişim kurabilmek için.

~~~~~~~

Jimin, dün olan kısa olay sonrasında tüm gün boyunca pencerenin yanından ayrılmamıştı. Elindeki kahve kupasıyla birlike büyük pencerenin yanına çektiği sandalyeye oturmuş, Haneul'ü görmeyi ümit etmişti. Tüm gece uyumamış ve aklındaki sorulara cevap aramıştı kendince.

O çocuk kimin nesiydi? Haneul onu gördüğünde neden kızgınmış gibi bakmıştı? Daha da önemlisi, bütün bunlara rağmen neden Haneul ile bu kadar samimi konuşuyordu?

Soğumaya yüz tutmuş kahvesinden bir yudum daha alıp gözlerini masaya koydu. Cevabını bulamadığı soruları vardı. Saçlarını karıştırıp kahve kupasını eline geri alıp odasından çıktı. Mutfağa doğru ilerlerken salondan gelen tıkırtılar dikkatini çekmişti. Kafasını kaldırıp baktığında Haneul'ün kahvaltı hazırlıyor olduğunu gördü. Uzaktan onu izlemeye başladı Jimin ancak Haneul onu fark etmemişti bile. Yeni sıkılmış portakal sularını sofraya koyarken kafasını bir anlık kaldırmış ve Jimin'i görmüştü. Tebessüm edip eğildi karşısında.

"Günaydın Jimin."

Jimin kendisini ferk ettiğini görünce merdivenleri inmeyi bitirip karşılık verdi.

"Günaydın. Bugün erkencisin sanırım."

Haneul telefonunu çıkarıp saate baktı ve anlamaz bir sekilde Jimin'e baktı.

"Saat 8 olmuş. Ben bu saatte başlıyorum hep."

Jimin kızın dediğinin doğru olduğunu hatırlayınca kahvesini çöpe döküp kupasını bırakıp esnedi. Tüm gece uyumadığı için uykusu gelmişti. Haneul ona anlamaz şekilde baktı yeniden.

"İyi misin? Yorgun görünüyorsun."

Jimin gözlerini ovuşturup cevap verdi uykulu şekilde.

"Gece uyku tutmadı, bende çalıştım uyumadım. O yüzden uykuluyum."

Haneul kalan şeyleri masaya koyarken cevap verdi.

"İstersen sen yat dinlen. Sen uyanınca yemeğini hazırlarım sana.