"Ayak altında dolaşmaktan vazgeç Jiyeon! Senin velin falan değilim ben!"
Haneul sabahtan beri etrafı topluyor ve bir yandan da nereye giderse gitsin onu rahat bırakmayan Jiyeon'un çenesiyle başa çıkmaya çalışıyordu. Diğer üyeler ise kahvaltılarını yaparken hala Haneul'ün nasıl bu kadar enerjik kalabildiğini merak etmişlerdi. Taehyung Jungkook'un kulağına eğilip fısıldadı.
"Ben bel ağrısı çeker diye düşünmüştüm. Nasıl bu kadar hızlı hareket ediyor? Sanki hiç spor ağrısı çekmiyor gibi duruyor."
Jungkook omuzlarını silkip kahvaltısını yapmaya devam ederken Haneul son kalan tabağı da makineye yerleştirdikten sonra arkasından sarılan Haneul ile birlikte şaşkınca gözlerini açmış ardından beline sarılmış olan Jiyeon'un ellerini ittirmeye çalışırken sinirle konuşmuştu.
"Çek o ellerini üstümden sırnaşık bir kedi gibisin."
"Yardım etmezsen asla!"
Haneul inatla onu tutan Jiyeon'un kollarından zorla da olsa ayrılınca kızı geri itip ona dönmüştü. Anlamaz bir şekilde bakarken alnını sildi, sabahki koşturmaca yüzünden terlemişti.
"Kendi işlerini kendin hallet Jiyeon. Beni rahat bırak dünyanın işi var görmüyor musun?"
Jiyeon hiç beklemeden hızlı bir şekilde konuşmaya başladı.
"Yapman gereken tek şey bana bir metin hazırlamak o kadar. Bu konuda berbat olduğumu biliyorsun."
Haneul inatla kafasını sağa sola sallayıp yeni bir tabak çıkarmak için dolaba elini uzatırken Jiyeon sitem etmişcesine konuştu.
"Daha ne hakkında yazılması gerektiğini bilmiyorsun. Haneul lütfen sadece Güney Kore'yi kısaca anlatan ingilizce bir metin yazman gerekiyor. İngilizcem berbat, biliyorsun."
Haneul onu umursamayarak işlerine devam ederken sadece,
" hayır"
Demişti. Jiyeon bir an durup yalvarmaları kesildiğinde üyeler oraya bakıp ne olduğunu anlamaya çalıştı. Jiyeon dolmuş gözleriyle elini Haneul'ün omzuna koyarken kırgın sesiyle konuştu.
"Eğer bu dersten kalırsam sınıfı geçemeyeceğim söylendi. Geçemezsem de annem beni yaşatmaz, okulu geçemezsem beni görücü usulü evlendireceğini söyledi. Haneul nolur yardım et bana."
Son kelimelerinde kızın sesi ağlamaklı çıkarken Haneul dayanamayıp ofladı.
"Tamam, tamam baş belası! Ama son kez seni uyarıyorum."
Jiyeon anı değişken hareketleriyle birlikte Haenul'e sırtından sarılıp gülümsedi. Az önceki dokunsan ağlayacak durumdaki halinden eser kalmamıştı.
"Okulum bugün 10:30'da bitiyor. 11:00 gibi senin evinde olurum."
Montunu ve çantasını alıp kapıdan çıkmadan önce Bts'e selam verip çıkmadan önce mutfaktaki arkadaşına bağırdı.
"Görüşürüz Haneul!"
Kız evden çıkıp gittiğinde Haneul sızlanarak konuştu.
"Birde başıma ingilizce ödevleri çıktı. Lan okula giden sen misin yoksa ben miyim?"
Kahvaltısını yapan üyeler kız evden çıkınca birbirine bakarken Yoongi konuştu.
"Kız problemli mi?"
Namjoon sessiz olması için işaret verdiğinde Yoongi umursamamış ve kahvaltısına devam etmişti.
\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbeat - Bts Next Door
FanfictionKeşke beni eskiden olduğu gibi hala sevsen... ~~~~~~ ~~~~~ ~~~~ ~~~ ~~ ~ _ Birbirinden haberi olmayan 2 arkadaş, kısa süreliğine onların yan apartmanına taşınan Bts....