0.0

527 30 74
                                    

Çubuğuna dolamış olduğu rameni ağzına götürürken bir yandan da telefonundan bir ev bulana kadar kalabileceği stüdyo odalara göz gezdiriyordu. Ama sonuç pek de beklediği gibi değildi.

Fiyatlar onun bütçesinin çok üstünde kalıyordu; 420 dolar, 500 dolar, 350 dolar...

Bulduğu en düşük miktar 270 dolaraydı, onda da ilk üç ayın kirasını peşin istiyorlardı.

Oflayarak telefonunu masaya bıraktı ve ağzına doldurduğu yemeğini sıkıntıyla çiğnemeye başladı.

"Hey şu bavulunu kenara çek!" diye kendisine 'uyarıda' bulunan görevliyi bile oracıkta dövebilecek bir sinire sahipti.

Önündeki yemeği bitirip parasını ödedi ve restorandan çıktı.

Hava oldukça sıcaktı. Güneş etrafı yakıyordu resmen. Eliyle yüzünü yelpazelemeye çalıştı, ama hiç yararı olmamıştı.

Ağaç altında kalmış, gölge bir nokta görünce o tarafa doğru ilerledi ve bavulunun üstüne oturdu. Saçlarını tepeden bağladı, biraz su içti.

Kendine gelmeyi biraz olsun başarınca tekrar telefonuna döndü.

Sayfayı biraz daha aşağı kaydırdı.

190 dolar fiyata sahip bir oda bulduğunda sevinçle gözleri büyüdü. İlana tıkladı.

Dört katlı, toplam 40 odaya sahip bir binadaydı. Yemekhane dışında kadınlar ve erkeklerin kullanım alanları farklıydı. Odada bir banyonun olmaması canını sıksa da bu fiyata oldukça iyi bir yer olduğunu düşünüyordu.

Girişten merdivenleri takip edip aşağı kata indiğinde yemekhane, banyo, çamaşırhane ve soyunma kabinlerine ulaşıyordun. Yukarı çıktığında ise odalar başlıyordu. Her katta, koridorda kirli çamaşırların toplandığı, odalara özel bölmeler olması hoşuna gitmişti. Sürekli en aşağı kata inmek pek hoşuna gitmezdi.

Konumuna baktığında biraz canı sıkılsa da çok bozuntuya vermemeye çalıştı. Her ne kadar okuluna ve şu an bulunduğu yere oldukça uzakta olsa da bu kadar uygun fiyata sahip bir odayı bir daha bulamayacağını biliyordu. Biraz para kazanana kadar orada kalır, ardından daha iyi bir yere geçebilirdi.

Bavulunun üstünden kalktı. Güneş gözlüklerini taktı. Bavulunu peşinden sürükleyerek konuma baka baka binaya doğru ilerlemeye başladı.

  ••

Uzun bir yolculuğun ardından sonunda binaya uzanan sokaktaki merdivenlerin başına geldiğinde durup bir süre soluklandı. Bu sıcakta, parası olmadığı için taksi kullanmak yerine yürümeyi tercih etmişti ve yaklaşık yirmi dakikadır, yakıcı güneşin altında, otuz beş derece sıcakta yürüyordu.

Merdivenleri zorlukla tırmandı.

Binaya bir göz attı.

Gri bir yapıydı, biraz eski bir görünüme sahipti ve açıkçası çok iç açıcı ve güvenli gözükmüyordu. 

Yanında bir tabela vardı, üstünde binanın ismi yazıyordu, 'Cennet Stüdyo Daireleri'...

Omuz silkip içeri girdi. Eğer şu an bir yere yerleşemezse sokakta yatmak zorunda kalacaktı. Saat akşam olmasa da epey ilerlemişti çünkü.

İçeri girdiği gibi tam karşıda bir resepsiyon gördü.

Kapalı bir odaydı, önünde kapalı küçük bir pencere vardı. Ödemeyi oradan yapılacağını düşündü. Birkaç adım atıp içeri girdi.

Trust No One || multifandomHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin