0.4

263 31 46
                                    

Chaeyoung saçlarını oflayarak arkaya atmış ve tekrardan telefonuna dönmüştü. Kiralık odalar için arayışına devam ederken son siparişi de gerekli masaya bıraktıktan sonra kasanın başına dönmüş olan Miyeon'a seslendi. "Soo Ah teyze dün işten ayrıldı değil mi?"

Miyeon "Evet." diyerek kafasını salladı. "De, niye?"

"Onun yerine bulaşıkçılık da mı yapsam diye düşünüyorum da." dedi Chaeyoung gözlerini telefondan çekmeyerek. Ardından kafasını kaldırdı ve Miyeon'a döndü, "Hatta sen de işten ayrıl, ben garsonluk da yaparım."

"Ne?" dedi Miyeon kaşlarını çatarken.

Chaeyoung iç geçirdi. Telefonunun ekranını kilitleyip masada rastgele bir yere bırakırken şakaklarını ovdu. Düşünmekten başı ağrıyordu artık.

"Benim paraya ihtiyacım var."

"Neden?" diye sordu Miyeon.

Chaeyoung "Kalacak yer için." dediğinde ise kafası karışmış gözüküyordu.

"Zaten kalacak yerin yok mu?" dedi kollarını masaya yaslayıp tamamen Chaeyoung'a dönerken.

Chaeyoung ise dudaklarını dişlemeye başladı, bu konu oldukça karmaşıktı ve başka birine anlatsa direkt tımarhaneye kapatılabilirdi.

"Oradaki insanlar... garip insanlar Miyeon. Ve ben korkmaya başladım. Orada duramam daha fazla." dedi. Ardından kendi kendine çaresizce güldü, "Can güvenliğim yok resmen!"

Miyeon'un kafası şimdi daha çok karışmış gibi gözüküyordu. Kaşları daha çok çatılırken doğruldu. "Bir dakika, bir dakika. Baştan anlat, neler oluyor?"

"Herkes bir tuhaf!" diye bağırdı Chaeyoung. Birkaç müşterinin gözü kendilerine dönerken utançla geri arkasına yaslandı ve ses tonunu alçaltarak devam etti, "Herkes kafayı yemiş resmen. Jennie diye bir kız var, sürekli etrafımda dolaşıyor. Hep insanlara güvenmemem gerektiğiyle alakalı bir şeyler saçmalıyor. Baekhyun var, konuşmuyor hiç. En son konuştuğunda yediğim etin insan eti olduğunu söyledi."

Miyeon'un kaşları daha çok çatılırken bir anda gülmeye başladı, "Ne... cidden mi?"

"Bak anlattıklarım çok saçma, evet. Ama hepsi doğru! Dün banyoda ceset buldum, Miyeon. Ceset! Bugün sabah da iki gün önce çığlıklar duyduğum odada yaşayan adamın öldürüldüğünü öğrendim. Bütün bunlar tesadüf olamaz." dedi Chaeyoung kafasını iki yana sallarken. Çıldıracak gibi hissediyordu.

"Bak, bunlar çok... korkunç. Ve bence, biraz mantıksız. Yani bunlar oluyorsa, illa polisin haberi olurdu. Yani... bilmiyorum." dedi Miyeon. Onun da kafası en az Chaeyoung kadar karışmıştı.

Konuyu dağıtmak adına gülümsedi, "Bak, son zamanlarda fazla gerginsin. Bu akşam dışarı çıkalım mı?" diye sordu.

Chaeyoung tekrar telefonuna yönelirken "Mümkünse hiç o binadan içeri girmeyeyim." diye söylendi.

Miyeon ise cebinden telefonunu çıkararak "İki gün önce o çok beklediğimiz filmin ikincisi vizyona girmiş. Ben bilet alayım, akşam ona gidelim." dedi.

Chaeyoung sadece kafasını salladı.

Şu an bir filmin içinde gibiydi zaten. Başka bir filmi daha kaldırabilir miydi bilmiyordu.

Sinemadan sonra binaya geri döndüğünde resepsiyonun kapısının önünde tartışan iki kızla karşılaştı Chaeyoung.

Trust No One || multifandomHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin