4. Bölüm

434 9 2
                                    

Medya: Michael

   Yine aynı odada uyanmıştım ama bu sefer bir fark vardı sandalyenin üzerinde ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekilde uyanmıştım. Kıpırdayamıyordum. Ne kadar süredir uyuduğumu anlayabilmek için oksijen seviyeme baktım ve %91'di. Demek ki yaklaşık 1 saattir baygın hâldeydim. Bence bana yaptıkları iğneyle Steven ve Michael'a yaptıkları iğne aynı değildi. Çünkü ben çok kısa bir süre baygın kalmıştım ama Steven ve Michael'a sürekli bir şekilde yapılıyor gibiydi. Acaba onların odalarının kapıları neden benim odamın kapısından farklıydı? Zaten kıpırdayamıyordum bende kendimi düşüncelere vermiştim. O anda aklıma farklı bir şey gelmişti. Neden burada insanlara göre tuvalet vardı ki? Bunlar yaratık değil miydi? Yoksa burada bizden başka insanlar da mı vardı? Ya da uzun süredir bizi takip ediyorlardı ve her şeyi bize göre ayarlamışlardı. Başıma ağrılar girmeye başlamıştı. Keşke yanımda Tavşan Kiki olsaydı. Ne zaman korkarsam korkayım oyuncağımı burnuma dayayıp kokladığım zaman sanki annemin kokusunu alıyormuşum gibi oluyordum. Bu sayede korkularım ve endişelerim diniyordu. Bu şekilde 2-3 saat durmuştum. Sonra bir yaratığın kapının yanındaki duvardan içeriye girdiğini gördüm. Ben böyle bir şeyi nasıl yaptığını anlamaya çalışırken o beni sandalyeyle beraber kaldırmış başka bir odaya götürüyordu. Bu sefer bir önceki tarafın tam tersine doğru götürüyordu. Ben koridorda koşarken burayı hiç fark etmemiştim. Odaya girdik ve odanın tam ortasında beyaz bir masa, masanın üzerinde de bir kâse çorba vardı. Beni çorbanın olduğu tarafa koydu. Sonra da bana bizim dilimizde sert bir şekilde "Yemeğini ye!" demişti. İlk önce bizim dilimizi bildiğine şaşırmıştım ama daha sonra sesinin birine benzediğini farkettim. Yaratığın sesi tamamen asistanımın sesiyle aynıydı. Asistanımın sesini nerede duysam tanırım çünkü 5-6 yıldır birlikte çalışıyoruz. Hiç bir şey anlamamıştım. BİZ GERÇEKTEN NEREDEYDİK? BU YARATIKLAR GERÇEKTEN YARATIK MIYDI? Artık kendi kendime sorular sormaktan bıkmıştım. Buradan çıkabilmek için aklımı çalıştırmam gerekiyordu. İşin kötü tarafı ne tür teknolojilerinin olduğunu halâ tam olarak çözememiştim çünkü zaman geçtikçe teknolojileriyle beni şaşırtmaya devam ediyorlardı. Bir dakika, aklıma çok kötü bir şey gelmişti. Tabi ki yine bir soruydu bu ama fazlasıyla korkutucuydu. Bu yaratıklar bizim ne tür yemekler yediğimizi, tuvalet gibi bir ihtiyacımızın olduğunu ve oksijen olmadan yaşayamadığımızı bildiklerine göre ya bu yaratıklar bizi Ay'dan izliyorlardı ya da her zaman içimizde yer almışlardı. Bana ikinci şık daha makûl geliyordu. Peki ama şu ana kadar bizim aramızda bulunduklarını göz önünde bulundurursak muhtemelen bizi öldürmek istemiyorlardı. Ancak halâ amaçlarının ne olduğunu da çözemedim. Acıkmıştım. Bu yüzden bütün kâseyi bitirmiştim. Galiba beni bir yerlerden görüyorlardı çünkü kâseyi bitirdiğim gibi kapıyı açıp beni eski odama geri götürmüşlerdi. Aradan yaklaşık yarım saat geçmişti. Bir anda uzay giysimin kafalığından Steven ve Michael'ın sesleri gelmeye başlamıştı. Daha yeni uyanmış gibilerdi çünkü tam olarak konuşamıyorlardı. Onun yerine bir şeyler geveliyorlardı. Ne dediklerini tam olarak anlayamıyordum. Steven'ın dedikleri Michael'a göre daha anlaşılırdı. Steven'ın ilk başta dediklerini anlayamamıştım. Ancak son cümlesini çok net bir şekilde anlamıştım. "Benim yanıma gelen yaratığın sesi asistanımın sesi ile aynıydı." dedi Steven. Bunun üzerine Michael ve ben aynı an da "EVET!" demiştik. Üçümüzde şok olmuştuk.

Bu bölüm biraz kendi kendime sorular sorarak geçti. Yakında her şey ortaya çıkacak. Hazırlıklı olun! Arkadaşlarınızla paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayınız. Okuyan herkese çok teşekkürler :)

YARATIK (Bilimkurgu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin