dokuzuncu mektup

727 81 39
                                    

10.07.2020

Merhaba sevgilim,

On temmuz, yani lanet doğum günüm o iğrenç güne girdik şimdi. Saat sadece on ikiyi biraz geçiyor. Aynı bundan yıllar öncesinde olduğu gibi.

Neden o gün beni dinlemediğini hala bilmiyorum Taehyung, sana kalmanı söylemiştim ama beni dinlemedin. Beni bıraktın ve gittin.

Doğum günü partisi vermek istemiştim. On yedi yaşıma giriyordum ve bu benim için önemli bir gündü. Doğum günlerini o zaman severdim, özel günleri önemserdim. Şu anda ise nefret ediyordum.

Partiyi Jennie'nin evinin arka bahçesinde yapıyorduk. İçkiler bitmişti ve Jungkooklar yenisini almaya gidecekti. Bir tane bira içmiştin Taehyung. Sana gitmemeni söyledim ama sen Jungkook çok sarhoş onu yalnız gönderemem diyerek o arabaya bindin.

Bir saat oldu ve ortada yoktunuz Taehyung, defalarca seni aradım. Kimse merak etmiyordu, bir şeye takıldığınızı söyleyip geçiştiriyordu ama ben emindim ki bir sorun vardı.

Sonra biriler geldi. Sokağın başında beyaz bir arabanın kaza yaptığını söyledi. Nefesimin kesildiğini hissettim. Koştum.

Jennie'nin evinden çıkıp koştum. Sokağın başında arabayı gördüm. Önü darmadağındı.

O anı çok hatırlamıyorum. Jennie avazım çıktığım kadar bağırdığımı ve sana doğru koştuğumu söylüyor.

Kanlar içinde şöför koltuğunda oturuyordun Taehyung. Suratına camlar girmişti. Burnun kanıyordu. Sana sarıldım, göğsün hareket etmiyordu. Kendini tutamıyordun. Öylece salık bir şekilde duruyordun Taehyung.

Beni bırakmıştın.

Ben on yedi, sen on dokuz yaşındaydın.

Bir yaz gecesiydi.

Hiç bırakıp gitmeyeceğini söylemiştin.

O gece beni terkettin.

O gece beni ve seni seven herkesi terkettin Taehyung.

Annem öldüğünde sadece öldüğünü biliyordum, onun ölümüne bizzat şahit olmamıştım ama sen, o cansız bedeninle kollarımın arasındaydın. Hayatımın aşkı, gerçekten sadece on yedi yaşında aptal ergenin teki olsam da hayatımın aşkıydın ve kollarımdaydın Taehyung, cansız bedeninle.

Ağlayamıyor, hatta konuşamıyordum. Anlamamıştım çünkü, öldüğünü ve beni bırakıp gittiğini anlamamıştım. Kavrayamıyordum sanki. Seninle yaşadığım iki yıl gözümün önünden geçti gitti, polisler beni çekene kadar kavrayamadım. Sen artık yoktun sevgilim. Gözümün önündeydin ama yoktun.

Beni uzaklaştırdılar ve ben bir aptal gibi koşmaya başladım. Nereye koşuyordum Taehyung, çığlık atıyor ve koşuyordum peki nereye?

Ben ağladığımda kim beni güldürecekti?

Gecenin bir yarısı canım tatlı çektiğinde kim kapıma getirecekti?

Her daim yanında olduğunu bildiğimden kim yüzümü güldürecekti?

Ben kim sarhoş olduğunda güle güle onunla evine kadar yürüyecektim?

Kimin o harika gülümsemesi beni birden mutlu edecekti?

Kimi göreyim diye heyecanla sınıftan çıkıp sevinecektim?

Kim beni senin gibi öpecekti?

Kim beni senin gibi sevecekti?

Ben kimi senin gibi sevecektim?

Kimseyi Taehyung, kimseyi sevgilim.

On yıl oldu ve ben on yıldır hala seni seviyor, seni özlüyorum. Seni düşünüyorum, anılarımızı düşünüyorum.

On yedi yaşında birini ne kadar sevebilirsin ki diyorlar, seni anlatıyorum.

Özlüyorum, hem de çok özlüyorum.

Sevgiler, Jisoo.

love, jisoo || vsoo. ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin