beşinci mektup

419 57 7
                                    

10.03.2020

Normalde okuldan nefret ederdim ve yaz tatili benim için hayatımın en mükemmel zamanıydı Taehyung. Taa ki seninle tanıştığım yılın yazına kadar.

Her gün, yemin ederim her gün günleri saymıştım. Sırf seni tekrardan görebilmek için. O ay nasıl geçmişti inan bilmiyordum. Yeni senemiz nasıl olcak merak ediyordum, mezun olacaktın çünkü. Beni özlemiş miydin ya da benimle konuşmaya devam edecek miydin? Seni göreceğim son yıl mı olacaktı yoksa bir şeyler yaşayacak mıydık? Her gece bunları düşünerek uyuyordum.

Yeni okul yılına başlarken belki de bu yüzden sırada bile yerimde duramıyordum. Jennie Min Yoongi'yle yaşadığı mükemmel yazı anlatırken ona ne kadar özendiğimi hatırlıyordum. Biz ikimizde böyle olabilirdik ama sen beni kardeşin olarak gördüğünü söylüyordun ben ise arkandan ağlanıyordum işte.

Sonra seni gördüm. Bunu nasıl yapmıştın bilmiyordum ama sanki vücudun biraz daha gelişmişti. Saçlarını biraz kısaltmıştın ve yanındaki Jungkook'la gülerek bir şeyler konuşuyordun. Seni gördüğüm an ne kadar mutlu olduğumu hatırlıyorum Taehyung. Bana hep bunu yapıyordun, seni görüyordum ve suratımda tam bir aptalınkine benzer bir gülümseme oluşuyordu.

Göz göze geldik. Sen sadece öylesine etrafta gözlerini gezdiriyordun ve bir anlığına gözlerin bakışlarını senden ayırmayan benim üstüme durdu. Gülümsedin, gülümsedim. Lütfen diye geçiriyordum içimden bu yıl beni görmezden gelme.

Herkes sınıflarına doğru giderken kafam hala sana dönüktü. Normalde utangaç olan ben senden çekinmiyordum. Seninle ilgileniyordum Taehyung ve sen de benimle ilgilen istiyordum.

İkinci dersten sonra Lisa ve Jennie'yle kantine inmeye karar vermiştim. Jennie ve ben Lisa'nın alacaklarını almasını beklerken Yoongi ve sen bize doğru gelmiştiniz. O zaman koca aşk böcekleri olan Jennie ve Yoongi sarılırken bizi yok sayıyor gibiydiler. O zamanlar dediğime bakma, Jennie ve Yoongi hala aynı.

Aramızda birkaç saniyeliğine oluşan sessizliği sen bozdun. Sürekli sana bakacak ve bunu belli edecek kadar cesurdum ama seninle konuşabilecek kadar değil. 'Naber?'. Bu basit soru. Bu kadar basit bir soru bile kalbimin atmasına neden oluyordu.

'İyi' derken gülümsemiştim. Kafanı olumlu anlamda salladın. Bir şey düşünüyor gibiydin. Elini ensene koyarken hafifçe gülümsedin ve bana o soruyu sordun 'Okul çıkışında işin yoksa bir şeyler yapmak ister misin?'.

Bu kadar basitti işte. Seninle ilişkim bu kadar basit bir kelimeyle başladı Taehyung. Gereksiz dramalar, entrikalar ya da saçma sapan nazlarla işi yokuşa sürüklemedik. O gün içimden çığlık çığlığa evet diye bağırırken dışımdan sakin kalmayı nasıl başardım bilmiyorum.

Güzel bir randevuydu. Senden sonra zaten çok fazla randevuya çıkmadım ama hayatımdaki en güzel randevu olduğunu söyleyebilirim. Seninle ne yapacağımıza karar verememiş öylece şehir merkezine yürümüştük. Buz pateni pistini gördüğümüzde ise denemeye karar verdik ve sen o kadar yeteneksizdin ki ben seni izlerken çok eğlenmiştim. Yemek yemiştik, yaz tatilinde ne yaptığımız hakkında konuşmuştuk ve beni evime bırakmıştım.

İlk sevgilimdin Taehyung. Gerçekten sevdiğim ilk ve tek kişi.

Seni hala tüm kalbimle özlüyorum.

Sevgiler, Jisoo.

love, jisoo || vsoo. ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin