Medya: Bumin Kağan
😇
"Muaz ben...Çok özür dilerim.."
"Özür dilemen birşeyi değiştiriyor mu Bumin abi! Herşeyi mahvettin. Senin yüzünden hiç arkadaşım olmayacak"
Beni orada bırakıp arkasına bakmadan koşarak uzaklaştığında bir süre orada durdum. Onu çok kırmıştım. Arkadaşıyla şakalaşırken onları yanlış anlamıştım. Çünkü çocuk Muaz'ı zorluyor gibi duruyordu. Yanlarına gidip koruma iç güdüsüyle çocuğu kovmuştum. Onun Muaz'ın tek arkadaşı olacağından haberim bile yoktu. Benim yüzümden kimse Muaz'a yaklaşmaz ona hastalıklı muamelesi yaparlardı. Ama o her seferinde bana gelip teselli bulurdu. Şimdi...Şimdi herşey mahvolmuştu.
Gözümden bir damla yaş düştüğünde sanki gökyüzü beni görüyormuş gibi yağmur damlaları serpiştirmeye başlamıştı. Gözyaşlarımla birlikte o da hızlanıyordu.
Yolun ortasında dikildiğimi farkedince kapüşonumu çekip koşmaya başladım. Nereye olduğunu bilmeden dakikalarca koştum. Yağmur da gözyaşlarım da hızlanmış sel gibi akıyordu ama koşmayı asla bırakmıyordum. Gözyaşlarım görüşümü bozduğundan tökezliyordum bazen ama bu bile beni durdurmuyordu. En sonunda bir ara sokağa girdim ve adımlarımı yavaşlattım. Ayaklarımı sürüyerek yürürken birden koluma birşey dokundu. İrkilerek arkama döndüğümde ufak bir kız çocuğu gördüm. Saçları dağılmış üstü yırtık pırtıktı. Ayağında ise terlik vardı.Gülümseyerek bana bakıp elindeki peçete paketini bana uzattı.
"İster misin..? Çok üzgün gözüküyorsun. Al hadi sil gözlerini.Senden para da almam söz."
Bıcır bıcır konuştuğunda hafifçe gülümsediğimi farkettim ve uzanıp ufak bedenini kucağıma aldım. Fazlasıyla üşümüştü. Burnumu çektiğimde elindeki paketten bir peçete çıkardı ve gözyaşlarımı silmeye başladı.
"İsmin ne senin.." diye sorduğunda oturabileceğimiz kuru bir yer aradım. İlerde gördüğüm banka yürüdüm ve çantamı banka koyup üstüne oturduktan sonra sorusunu cevapladım.
"Benim ismim Bumin Kağan, seninki ne..?"
"İsmin çok değişikmiş benimki Elif.."
Elimi uzattığımda minik elleriyle elimi tuttu. Ellerinin küçüklüğü bana Muaz'ı hatırlatmıştı. Ağlamam hızlanmış olacak ki;
"Neden ağlıyorsun Kağan abi..?" diye seslendi bana.
"Çünkü.." dedim. "Çünkü ben çok sevdiğim birisinin kalbini kırdım.."
Ufak elleriyle gözyaşlarımı silmeye devam ederken burnuma bir öpücük kondurdu.
"Üzülme..En azından senin arkadaşların var.Geri barışırsınız. Benim hiç arkadaşım yok.."
Burnumu kırıştırıp ufak bedenine iyice sokuldum.
"Ailen de mi yok..?"
"Hayır..." Derin bir nefes aldı verdi. "Ben yalnızım hiçkimsem yok.."
"Kaç yaşımdasın ki sen?"
"Ben.." elindeki bütün parmakları açtı ve bana gösterdi. " Bu kadar yasındayım "
Beş yaşındaki kimsesiz bir çocuk sokaklarda mendil satıyordu. Hayat gerçekten çok acımasızdı.
"Peki...benimle gelmek ister misin?"
Bir anda ilk aklıma gelen şeyi söylemiştim. Annemin ne diyeceği umrumda bile değildi. Bu çocuğu burada bırakamazdım.
"Nereye götüreceksin ki beni..?"
"Kendi evime, annem ve kız kardeşim var. Seni onlarla tanıştıracağım"
"Ama onlar beni istemez ki.."
Kaşlarımı kaldırıp dudaklarımı yaladım.
"Neden istemesinler..?"
"Çünkü ben çirkin ve kirliyim. Beni hiç kimse sevemez"
"Neden böyle düşünüyorsun Elif?"
"Herkes bana öyle diyor abi. Ben sadece onlara peçete vermek istiyorum, onlarla arkadaş olmak istiyorum ama onlar yanlarına yaklaşmama bile izin vermiyor."
Hala durmayan gözyaşlarım şiddetini artırırken kucağımdaki bedene daha da sıkı sarılıp saçlarına bir öpücük bıraktım.
"Sen çok güzel bir çocuksun ve ben seni çok seveceğim."
Ayağa kalkıp çantamı sırtıma geçirdim ve kucağımdaki çocukla yürümeye başladım.
"Şimdi önce mağazaya gidip sana kıyafetler alalım sonra da eve gidip seni temizleyelim"
Yanağına bir öpücük bıraktım. Muaz'ı neredeyse unutmuştum. Hem Muaz çocukları çok severdi. Belki bu sebeple kendimi affettirebilirdim hm?
😇
Çok soft bir bölüm oldu. Çok tatlılar yicem. Elif ile ilgili mükemmel planlarım var beklemede kalın.
Sizi seviyorum muah😘
-Şeyma
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdiğim Bey Bana Abi Deyince - GAY
Conto"Şaka mı yapıyorsun sen ya? Her tenefüs yanımdasın. Bazen derslerde bile hoca çağırıyor diye beni çağrıp tuvalette öpüyorsun. Hayır benim neyimi bu kadar seviyorsun onu da anlamıyorum ki" " Sevilmeyecek gibi misin boncuğum şu tatlılığına bak"