"Lan kalk üstümden öküz mü yedin?"
Tae çullandığı bedenin üzerinde mırıldandı.
"Yoongi şunu al nefes alamıyorum amına koyim."
"Ya bırak uyuyor işte mışıl mışıl niye bozuyorsun."
"Al o zaman kendi üstüne yatır bok suratlı seni. Sen de kalk lan artık iyi ki bi sarılmana izin verdik."
Jimin anında sinirlenince kendini kasmaya başladı. En ufak şeylere sinirlenmek hiç istemiyordu ama elinde olan bir şey değildi.
Yoongi tedirginlikle Jimin'e bakıp ayağa kalktı.
"Tamam sakin ol alıyorum."
Daha sonrasında ufak bedeniyle Taehyung'u taşıyamayacağını anlayıp omuzlarından tutarak sarstı. Başka türlü uyanmazdı ve Jimin de her an öfkeden delirebilirdi.
Taehyung gözlerini sonunda aralayabildiğinde koltuktan kalkıp gerindi.
"Oh bu koltuk bu kadar rahat mıydı lan?"
"Koltuk değil ben rahat olmayayım?"
"Aa Jimin aşkım ne işin var bizim evde?"
O sırada mutfağa girmek üzere olan Yeonjun Taehyung'u duyup "Geri zekalı."diye mırıldanmıştı.
"Tae siktir git elimden bir kaza çıkacak."
Jimin her yerinin uyuşmasının verdiği acıyla daha da sinirlenirken hızla lavaboya girip yüzünü yıkadı. Geri salona döndüğünde de duraksamadan kapıya yöneldi.
"Nereye, kahvaltı yapmadık. Ayrıca o şortla kıçın don-"
Yoongi'nin sözüni yarıda kesen kapı çarpma sesiyle derin bir nefes aldı. Taehyung ise endişeyle Yoongi'ye baktı.
"Bilmeden bir şey mi yaptım? Ya niye elime koluma sahip çıkmadıysam."
Yoongi Taehyung'un kolunu tutup kendine çevirdi.
"Sen bir şey yapadın. Sadece o bu aralar daha sinirli."
Bir bardak su ile salona gelen Yeonjun koltuğa oturup sıkıntılı bir nefes verdi.
"Ben geçen gün odasına şaj aletini almak için girdiğimde ilaç kutuları komidinin üzerine yığın olmuştu. Gidip hepsine baktım ve hepsinden iki tane anca içmiş."
"Ve bunu bize şimdi mi söylüyorsun?"
"Ya o zamanlar sınav hatamızdı stresliydiniz ve söyleyip sizi telaşlandırmak istemedim. Üzgünüm."
"Bu böyle olmayacak Jin hyunglarla konuşmamız gerek."
İkisi de ona katıldığını belirtince Yoongi telefonunu alıp Jin hyunungunu aradı.
>>
Jimin hızlı adımlarla yürüyor nereye gittiğini önemsemiyordu. Bedeninde bir gram titreme yoktu çünkü üşümüyordu hatta hala geçmeyen siniri yüzünden yanan yanaklarıyla elini kendine yelpaze yaptı.
Etrafta ki insanlar montla bile zar zor ısınıyorken bu deli ne yapıyor bakışları atıyorlardı.
Jimin telefonunu ve kulaklığını almadığı için pişman olmuştu. Hep yalnızken şarkı dinler kendini sakinleştirirdi.
"Off."dedi ayağıyla önüne gelem taşa tekeme atarken. Sonra kafasını yerden kaldırıp geldiği yere baktı.
Mezarlık...
Aklına hücum eden anılarla bedeni titremeye başladı. Zar zor yutkunurken yürümeye çalıştı.
"B-bakma, gidebilirsin. Bakmadan g-gidebilirsin. Çık b-buradan."
Kedi kendine konuşup sakinleşmeye çalışıyordu ama işe yaramıyordu.
"Jimin, Yanıma gel. Buradayım."
Deliriyordu. Beyninin içinde yeni susturduğu ses yankılanıyordu. Başın saplanan ağrıyla olduğu yete yığıldı. Bir eli yerdeyken derin nefesler almaha çalışıyordu.
"Jimin!"
Arkasından gelen seain gerçek olup olmadığından emin olamıyordu. Taa ki ayak sesleri Jimin'in önünde bitip başını yukarı kaldırna kadar.
Jimin gördüğü yüzün bir yerden tanıdık gelmesiyle anlamsızca bakmaya başladı.
"İyi misin? Başın mı dönüyor? Kalk hadi. Dur ya da kalkma bu halde kalkamazsın."
Artarda sıraladığı sorulardan sonra küçük bedeni kucağına aldı.
"Tanrım... ya ben gelmeseydim ne olacaktı? Ya bulmasaydım seni... düşünmek bile istemiyorum."
Jimin bedeninin yorgun düştüğünü hissedip hiç bir şeyi sorgulayacak gücü de olmadığından başını onu sarsmadan taşıyan Jungkook'un göğsüne koydu. Kalbi deli çarpıyordu ve Jimin bu çocuktan vanilya kokusu alıyordu. O an ağzından bir anda çıkan kelime Jungkook'un tebessüm etmesine sebep oldu.
"Vanilya..."
Daha sonra da mayışan bedeniyle Jungkook'a daha çok sokuldu.
Işık hızında gelen yorumlarlarla yazdım lwöspsçğ
Ama bu yorımların bir kişi tarafından gelmesi üzmedi değil. Neysee 100 yorum isterdim de çok büyük hayal kurıyorum.Ve bu bölüm text olmadı çünkü bir şeyleri açıklamam ve bu ikiliyi bir şekilde karşılaştırmam gerekiyordu. Her neyse hadi kaçtım bb.
Bir daha kş bölüm ne zaman gelir bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ɴᴇʀᴠᴏᴜs →Jikook - Texting
FanfictionYeontan'ın poposu Jimin: hangi beynini siktiğim soyunma odasından kıyafetlerimi alıp yerine transparan gömlek bıraktı?! Canım Tae'm: biz napalım senin kokuşmuş kıyafetlerini be. Hem belki de fantezi seven biri bırakmıştır ;) Jimin: fantezinizi sikey...