Bu bölüm sadece düz yazı olacaktır
"İşte sonra onun o yangında ki çocuk olduğunu hatırladım sonra da biraz konuştuk ve eve geldik."
Jimin oturmuş, arkadaşlarına Jungkook ile yaşadığı olayı anlatıyordu ve tüm arkadaşları şaşkınlık nidaları ile dinliyordu onu.
"Peki o gün Jungkook neden oradaymış?"
"Ya işte babasına yardım etmek için gitmek istemiş zaten bazenleri gidiyormuş yardıma."
"Peki ya annesi? O yaşıyor muymuş?"
"Annesinden bahsetmedi ama yaşıyor sanırım."
Namjoon hmmlayıp kafasını salladı ve elindeki sıcak çikolata bardağını sehpaya bıraktı.
"Jungkook'u da eve davet edelim mi? Hem onu biraz daha yakından tanırız hem de eğer yalnız hissediyorsa en azından arkadaşlık yaparız."
Jimin onaylayan arkadaşlarına bakıp gülümsedi. Kalpleri gerçekten çok güzeldi. O da kafa sallayıp telefonunu eline aldı ve Jungkook'a yazdı. Kısa süre sonra Jungkook'tan 'elbette gelirim jiminssi' yazan bir mesaj aldığında tekrar gülümsedi.
"Geliyor."
"Hadi o zaman biz film bulalım hobi sen mısır patlat Jin hyung içecekler senden eheh. Yeon sen de oturduğun yeri topla it! Jimin sen de şu pijamalardan kurtul tanrı aşkına rezil seni!"
Soluksuz konuşan arkadaşına gözlerini devirerek baktı Jimin. Ona diyordu ama kendisi üzerinde pizza deseni olan ve Eat me! Yazan pijamalarından haberi yoktu.
Yeonjun dil çıkardı ve "Götümle konuş" diyerek kıçını döndü. Tabii namjoon hyungundan bir tekme yiyene kadar.
"Off ya şiddet görüyorum ben bu ev de soobin'im de ailesinin yanına gidecek zamanı buldu zaten. Yaşamamın bir anlamı yok ulan."
Yeonjun söylene söylene etrafı toplarken hobi gaza gelmiş olacak ki elinde kazan gibi tencereyi tutarak içeri girdi.
"Lan buna yapsam yeter mi ki?"
"Kanka mal mısın? Onun içine beni koysan ben bile yeterim yani."
Bunu yoongi söylemiş ve ardından kaşlarını kaldırmıştı.
"Biz de bu kadar büyük tencere pardon kazan mı vardı? Doğru söyleyin iksir mi yapıyorsunuz içinde?"
"Ulan bizim kazan doğurdu mu?"
Yeonjun'un aşırı salak olduğunu kanıtlayan sorusu ile bütün yastıklar onun kafasına isabet etmişti.
"Lan yeni topladım daha biçler siktirin gidin kendiniz toplayın."
Kapıyı çarpıp salondan çıkınca herkes birbirine baktı.
"Bunlar hep Soobinsizlikten boşverin."
Kapı çaldığında Jimin seke seke kapıyı açmaya gitti. Oysa ki arkadaşları Jungkook geldiğinde mal mal davranma demişlerdi. Ama anlaşılan oydu ki Jimin bu lafı pek umursamamıştı.
Açtığı kapının ardından kafasını uzattı ve gülümsedi (of yerim)
"Hoş geldin Kookie!"
Bir anda götünün çimdiklenmesiyle arkasına baktı.
Taehyung onun üstünü gösterdiğinde...
"Hay... Şey ben iki dakikaya geliyorum sen içeri geç istersen."
Ardından cevap beklemeden hızlıca odasına girdi.
"Ulan salak rezil oldun işte. Hayır yani ben de ne diye üzerinde şeftali olan pijama takımı aldıysam. Salak Jimin."
"Tatlı bence."
Jimin pörtlettiği gözlerle arkasını döndü.
"J-jungkook?"
"Şey aslında lavaboyu sormuştum Taehyung'a o da bu odayı söyledi."
Şerefsiz Taehyung.. Jungkook eğer biraz daha geç gelseydi Jimin'i çıplak basabilirdi.
"O da karıştırmıştır ya."
Malca bir cümle kurmuş olsa da boş verdi ve beraber odadan çıktılar.
Salona geçtiklerinde didişen Hoseok ve Tae bir anda susmuş ve onlara şirince gülümsemişlerdi.
"Ben de canım arkadaşım Taehyung'a kıçını oradan kaldırması, aksi taktirde benim ebesini belleyeceğimi söylüyordum değil mi canım benim?"
"Ben de ona diyordum ki nah!"
İksisi geri didişmelerine dönerken Jungkook onların bu haline kahkaha atmaya başlamıştı.
İçeri elinde içki şişeleri ile Seokjin girdiğinde herkes ağzının sularını akıtarak bakıyordu elbette Jimin de.
"Ya versene şu bardağı o benim en sevdiğim bardak." Tae kaşlarını çatmış çocuk gibi kollarını göğsünde bağlamış Yeonjun'un bardağı elinden alışını izlemişti.
"Aman yemedik bardağını al."
Yoongi Taehyung'un saçlarına öpücük kondurmuş ve "Ben sana alırım bebeğim" demişti.
Seokjin ve Namjoon kusma sesleri çıkarırken Yeonjun da üzgün görünüyordu. Soobin yokken kendini çok boş hissediyor, yaşama isteği gelmiyordu.
Herkes yerlerine kurulmuş ayrı kaselerde- iki kişi bir kaseden yiyecek şekilde- patlamış mısırını yemeye başlamışken filmi daha açmamışlardı bile.
"Lan filmi izleyemeden bitecek bunlar yemeyin sakın. Filmi açıyorum."
Hoseok cümlesini kurar kurmaz kapı çalmış herkes birbiri ile kısa bir bakışma yaşamıştı.
"Hırsız olmasın?"
"He kanka hırsız gelecek zili çalacak. Mal. Yeon sen açsana kapıyı."
"Üff ya küçüğüm diye her haltı bana yaptırıyorsunuz."
"Yeon açıyor musun kirli donlarını etrafa saçayım mı?"
"Ay sorman bile hata Yoongişim açtım bile."
Yeonjun hızla kalkıp kapıyı açmak için salondan çıktıktan kısa bir süre sonra koridordan bir çığlık sesi yükseldi.
"Hasiktir ben dedim hırsız diye."
"Ne oluyor lan?"
Evet burada bitirdim çünkü neden olmasın?
Her neyse Jikook çok az olabilir farkındayım ama bir anda da Jikook'un yakınlaşması saçma olur diye düşündüm hem de üyeler ve Jungkook'un tanışmasını anlatmak istedim.
Okuduğunuz için teşekkürler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ɴᴇʀᴠᴏᴜs →Jikook - Texting
Hayran KurguYeontan'ın poposu Jimin: hangi beynini siktiğim soyunma odasından kıyafetlerimi alıp yerine transparan gömlek bıraktı?! Canım Tae'm: biz napalım senin kokuşmuş kıyafetlerini be. Hem belki de fantezi seven biri bırakmıştır ;) Jimin: fantezinizi sikey...