"J-jungkook?"
"Jimin sana anlatmam gereken şeyler var buluşmaya gelmediğim için özür dilerim ama sana her şeyi açıklayacağım attığım konuma gelir misin?"
Ve ardından Jimin'in cevap vermesine izin vermeden telefon kapandı. Jimin ise hızla yerinden kalkıp çoktan telefonuna gelmiş olan konuma tıklayıp yoongi hyungun arabasının anahtarlarını aldı ve yola koyuldu.
Ehliyeti yoktu ama gideceği yere bu saatte dolmuşla gidemezdi ya sonuçta.
Jungkook'u çok merak etmişti başına bir şey mi geldi diye düşünürken ondan gelen bilinmeyen çağrıyı beklemiyordu
ve şimdi hala kafasında endişeler vardı.Umarım Jungkook iyidir.
Sonunda konuma vardığında karşısında yanıp kül olmuş bir ev görmeyi beklemeiyordu. Bu ev... Ona bir şeyler hatırlatıyordu.
Flashback
"Jimin git çabuk! Çık buradan!"
Jimin okuldan gelmiş ve evin önündeyken kapının altından dumanlar çıktığını görmüştü. Hemen elinde ki anahtarla kapıyı açmış ve içeri girdiğinde tekerlekli sandalyesinden düşmüş acı içinde kıvranan annesini gördü. Ona koştu ama bir engel vardı. Evin orasında daire şeklinde yanan ateş Jimin'in, annesine gitmesini engelliyordu o sırada şoka girmişti. Hiç bir şey yapmıyor sadece yanan ve eve daha çok yayılan ateşi izliyordu bir anda annesinin ona selenmesi onu kendine getirdi ama annesi ateşlerin içinde kaybolmuş ve içeriyi büyük bir duman kaplamıştı. Jimin gücünün yettiği kadar bağırdı.
"Anne! Anne ses ver lütfen!"
"Jimin git çabuk! Çık buradan!"
"Hayır, asla, asla bırakmam se-"
Ama bağırırken boğazına giden dumanlar onun konuşmasını yarıda kesmişti
Öksürük krizine giren Jimin başında hissettiği ağrı ile yere yığılmıştı.
"A-anne..."
Öksürmekten ve bağırmaktan zedelenmiş sesini annesine duyuramadı ve itfaiyenin sesini duydu.
Ama belki de çok geçti.
İçeri giren ekipler önce yerde yatan küçük bedeni görmüş ve hemen onu dışarı çıkarmışlardı ama Jimin son kalan gücü ile bağırdı.
"Hayır bırakın beni annemi kurtarın o içerde kaldı! Bırak, bırak diyorum sana!"
"Şştt, sakin ol annen kurtulacak söz veriyorum."
Jimin'i gelen ambulansa bindirip ilk müdahaleyi yaptılar daha sonra da hastaneye götürmek için tam ambulansa bindiriyorlardı ki büyük bir gültü ile patlayan evin külleri etrafa saçılmıştı.
Ve Jimin girdiği şok yüzünden ağlayamamıştı bile.
Vücudu dayanamadığı için gözleri yavaşça kapanırken son gördüğü yüz Jungkook ve onun acı dolu çığlığıydı.
"Baba!"
O patlayan evde sadece Jimin'in annesi değil aynı zamanda Jungkook'un itfiayeci babası da vardı ve ne yazık ki babası evden zamanında çıkabilecek kadar şanslı değildi.
Flashback end
Jimin arabadan çıkmış ve hatırladığı görüntülerden dolayı yere çökmüştü. Demek annesini böyle kaybetmişti. Garip bir şekilde hatırladıkları onun başını ağrıtmadı ya da bayılmadı ve Jungkook'un onu buraya neden çağırdığını da anladı.
"Jimin."
Güçsüz çıkan sese döndü Jimin. Jungkook'ta onun gibi arabanın kenarına yere çökmüş öylece yere bakıyordu.
"Babam da o yangında öldü. Senin anneni kurtarırken. O gün tıpkı senin gibi ben de hafızamı kaybetmiştim. İtfaiyeciler evin patlayacağını bildikleri halde babamı uyarmadılar. Ve babamda bilmediği için tek başına girdi eve. Onu uyarabilirlerdi ama lanet olasıcılar kendi kıçlarını kurtardılar. Ben de geçen gün ufak bir trafik kazası geçirdim ve gözlerimi hastane de açtım. Yanımda ise o itfaiyeci adamlardan biri, babamın en yakın arkadaşı vardı. Hani kendi kıçını kurtarma derdine düşen arkadaşlarından biri. O adamın yüzünü gördüğüm anda hatırladım her şeyi. Sonra saldırdım tabi ona. Bir anda gelişti her şey adam şikayetçi olmadı hoş olsa da umursamadım da neyse. Seni buraya çağırmamın nedeni de belki hatırlarsın ve en azından annenin nasıl öldüğünü bilirsin diyeydi. Yani Jimin annen senin yüzünden ölmedi. Kendini suçlama o adam yani baban senin hafızanı kaybetmeni fırsat bilip tüm suçu üzerine attı ve sana sürekli işkence etti.
Jimin duyduklarıyla şok olmuştu.
"Hala görmek ister misin bilmiyorum ama ev de her ne kadar yanmış olsalar da birkaç eşya var eğer görmek istersen sana gösterebilirim."
Jimin neredeyse ağlayak olmasına sinirlense de kendini tutamadı ve yanında ki bedene bir anda sarılıp ağlamaya başladı. Kendine söz vermişti asla alamayacak ve güçsüz olduğunu kimseye göstermeyecekti ama siktir edin sözleri Jimin dibine kadar güçsüzdü. Yani o öyle olduğunu düşünüyordu.
Jungkook ise bunu beklihlrmuşçasına Jimin'e karşılık verdi ve saçlarını okşayarak onu göğsüne daha çok bastırdı.
"Ağla, ağlamak bir çözüm olmayabilir ama önemli olan sana sonrasında verdiği rahatlıktır. Tıpkı yağmurdan sonra çıkan gökkuşağı gibi."
"Öz-hıck özür dil-hıck dilerim."
Özür dilemesinin sebebi Jungkook'un babasının, annesini kurtarmak için öldüğünü düşündüğü içindi. Jungkook bunu anladı ve onun saçlarına ufak bir öpücük kondurdu. İkisi de ne yaptıklarını bilmiyorlardı sonradan pişmanda olabilirlerdi fakat onlar birbirlerinin yaralarını böyle sarıyorlardı.
"Özür dileme güzelim. Babam anneni kurtarmak için ölmedi o piçler yüzünden öldü."
Jimin hıçkırık krizi bitince Jungkook'un kollarından ayrılmıştı ve şimdi yapmış olduğu şey yüzünden yanakları hafiften kızarmış, ortaya kızarık yanaklar, şişmiş gözler ile çok tatlı bir görüntü çıkarmıştı.
Jungkook gülümsedi ve ayağa kalktı. Jimin'e de elini uzatarak kalmasına yardım etti.
"Eve gidelim yeterince yoruldun."
Jimin elini bırakmayan Jungkook'un kolunu diğer eli ile tuttu ve durmasını sağladı.
Çatallı sesi ile konuştu.
"Görmek istiyorum Jungkook, bana gösterir misin?" (fesat ruhum yazarken bile fesat anladı mslslso)
"Gösteririm ama saat geç oldu. Arkadaşların merak edecekler. Yarın gösteririm olur mu?"
Jimin "Olur."dedi ve oturması için arabanın kapısını açan Jungkook'u tekrar durdurdu.
"Ve Jungkook, yine de ne olursa olsun bir daha beni ekmeyi düşünme çünkü bir dahakine bu kadar sessiz kalmam."
Jimin'in sahtece kaşlarını çatmasına karşın Jungkook önünde eğilerek refrans yaptı ve "siz nasıl emrederseniz prensim."dedi ardından ikisi de gülmeye başladılar ve yolculuk boyunca lise de yaşadıkları komik anılarını anlatıp gülmeye devam ettiler.
Evett herkese merhaba, umarım bu bölüm ile taşlar yerine oturmuştur ve soru işaretlerinin az da olsa gitmiştir. Baştan bu bölümü atmadığım için üzgünüm. Bölüm ile ilgili düşüncenizi merak ediyorum yazarsanız sevinirim okuduğunuz için teşekkür ederim 🥺
°°°°
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ɴᴇʀᴠᴏᴜs →Jikook - Texting
FanfictionYeontan'ın poposu Jimin: hangi beynini siktiğim soyunma odasından kıyafetlerimi alıp yerine transparan gömlek bıraktı?! Canım Tae'm: biz napalım senin kokuşmuş kıyafetlerini be. Hem belki de fantezi seven biri bırakmıştır ;) Jimin: fantezinizi sikey...