Yeontan'ın poposu
Jimin: hangi beynini siktiğim soyunma odasından kıyafetlerimi alıp yerine transparan gömlek bıraktı?!
Canım Tae'm: biz napalım senin kokuşmuş kıyafetlerini be. Hem belki de fantezi seven biri bırakmıştır ;)
Jimin:fantezinizi sikeyim!
Ultra yakışıklı hyung: Jimin şçaçzğaçzğxö ciddi misin?? çsldğwös
Jimin: çok ciddiyim!! Biriniz bana kıyafet getirmezseniz geceyi soyunma odasında geçireceğim.
Gavat Yeonjun: ben de diyorum eve neden hala gelmedi.
Jimin: keyfimden!! Kıyafet getir bana.
Soobin veledi: hyung giysene onu :D
Jimin: sen kaşınıyorsun galiba çok isiyorsan yanıma gel ben sana giydireyim.
Iq'sunu sevdiğim: Jimin dolabımın şifresini biliyorsun benim kıyafetlerimi alabilirsin biraz büyük gelir ama idare et artık.
Jimin: sağol hyung sen de olmasan bu sikik şeyle dışarı çıkabilirdim
Jimin: bunu bırakan orospuyu bulursan fena sikeceğim!!
Iq'sunu sevdiğim: rica ederim Jimin-ah :)
Uyuyan ölü: işte benim kankam!! Bulunca beraber sikelim hatırlat.
Jimin: zevkle hyung. Neyse şimdi giyineyim eve gelince konuşuruz.
Umudum: ben de ben deee!
Uyuyan ölü: aman sen eksik kal.
Jimin konuşmadan çıkıp Namjoon'un dolabına yöneldi ve şifreyi girip havlu sarılı belini çözüp hızlıca giyinmeye başladı. Cidden çok sinirlenmişti ve ona bu şakayı (!) Yapanı bulursa fena benzetecekti. Bunu yapan her kimse daha Park Jimin'i tanımamıştı.
Hızla giyinip normalde dar olan ama Jimin'e oldukça bol gelen taydın paçalarını kıvırıp saçlarını gelişi güzel dağıttı.
Siniri bir türlü geçmek bilmiyordu neredeyse bir saattir burada tıkılı kalmıştı. Hızla kapıyı açıp boş kıyafet çantasını eline alıp çıktı. Derin derin nefesler almaya çalışmaya çalışıyordu çünkü bir türlü sakinleşemiyordu.
Jimin diğer arkadaşlarından oldukça farklıydı. Tarzından tut huylarına kadar baştan aşağı, tepeden tırnağa farklıydı.
Arkadaşları çoğunlukla ona asabi deseler de asla Jimin'i sinir etmekten çekinmiyorlardı çünkü Jimin çok sinirlenmedikçe onların şakalarını severdi bile.
Fakat şuan oldukça sinirliydi ve bahçede hala sakinleşmeye çalışıyordu.
Bir anda telefonuna gelen mesajla duraksayıp eline aldı ve ekranı aydınlattı.
'bunnybutbad' size bir mesaj göndermek istiyor
Jimin histerik bir şekilde gülüp parmak izini girip instangrama girdi. Mesaj kutusuna tıklayıp isteklere girdi ve en üstte ki kutucuğa tıkladı.
bunnybutbad: seni o gömlek ile görmek isterdim :( hayallerimi yıktın ;(
Jimin sinirle etrafına bakınıp dikkat çeken birini aradı fakat etrafta top peşinde koşturan insanlar dışında pek bir hareketlilik yoktu.
bunnybutbad: boşuna arama güzelim istesende bulamazsın beni :D
Jimin: bulamayacağımı mı sanıyorsun? Seni bulacağım ve o zaman seni sikmekten beter edeceğim.
bunnybutbad: tavşancığın bunu zevkle bekleyecek Jiminie.
Jimin okuduğu yazıyla sinirle soluyup hızlı adımlarlarla okul bahçesinden çıktı. Aksi taktirde bütün okulu yakıp kül edebilirdi.
Yeonjun ve Yoongi ile kaldıkları eve giderken bindiği motorunun gazını bütün hıncını alır gibi kökledi. Yirmi dakikada gideceği yolu beş dakikada bitirmişti.
Onu sakinleştirecek tek şey kedisiydi ailesinin ona bıraktığı tek şey olan kedisi Laidy.
Beş katlı apartmanın garajına motoru parkedip hızlı adımlarla apartmana girdi ve asansörün önünde beklemeye başladı.
Bu sırada şu 'bunnybutbad' isimli fantezi katili şahısı stalklamaya karar verdi.
İnstagrama girip adına tıkladı ve sayfa yüklendiğinde karşısına çıkan fotoğraflarla ağzı açık kalmıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ɴᴇʀᴠᴏᴜs →Jikook - Texting
FanfictionYeontan'ın poposu Jimin: hangi beynini siktiğim soyunma odasından kıyafetlerimi alıp yerine transparan gömlek bıraktı?! Canım Tae'm: biz napalım senin kokuşmuş kıyafetlerini be. Hem belki de fantezi seven biri bırakmıştır ;) Jimin: fantezinizi sikey...