Annem on buçukta uyandı. Kahvaltıyı hazır görünce şaşırmış olmalı ki kızlaaaar! diye bağırdı.Ecem de gram hareket yoktu bende yavaşça aşağıya inip "noldu anne" dedim. Kahvaltıyı sen mi hazırladın? dedi. İlk önce tereddüt etsem de, "Evet" dedim. "Oo hayırdır hanımefendi sizden ne zamandır görmüyorduk böyle şeyler." dedi. "İçimden geldi" diyip direk salona koştum. Ama orada değildi. "Anne SEVGİLİ (ah ne sevgili ama) misafirimiz gitti mi?" dedim. "Sabah 10 gibi bir kapı sesi duydum. Odada yoksa gitmiştir canım." dedi. Ama o anda tuvaletten bir ses geldi ve Deniz ordan çıktı. Peki kapı sesi neydi. Ben bunları düşünürken Deniz "günaydın!" diye bağırdı tabi buna bağırmak denirse. O zaman sabah ki kapı sesi neydi? Ecem yukarda uyuyordu, annemle Deniz de buradaydı geriye kimse kalmıyor diye düşündüğümde aklıma çilek geldi. O anda çilek yok diye bağırdım. Evin etrafında aramaya başladım hiçbir yerde yoktu. O benim için çok değerliydi. Anne çilek'i bulmamız gerekiyor diye bağırdım. Deniz de o anda "ben sana yardım ederim zaten dünden beri size çok mahçup oldum." dedi. Ben o anda sadece çilek'i düşündüğüm için tereddütsüz evet dedim. Ayvalık sokaklarında aranmamış sokak bırakmamıştık. Sadece bir sokak dışında. Ama ben oraya hayatımda sadece bir kere girdim ve birdaha girmiyeceğime yemin ettim. "Deniz bir yer daha var ama ben oraya giremem." dedim. "Neden." dedi. "Kötü anılarım var." dedim. "Ben senin yanındayken sana hiçbişey olmaz." dedi. Ve kolunu omzuma attı. Bu kendimi biraz daha güven de hissetmeme neden oldu. Sokağa girdik sokağın sonunda deniz (gerçek deniz) vardı. Etrafı tek katlı taş evlerle kaplıydı. Tam ordaydı çilek. Denizin kenarında yatmıştı. Onu öyle görünce hemen koştum ve kucağıma aldım. Deniz de arkamdan geldi. Ben tam artık gözlerimi rahat bıraktığımda ilk göz yaşım yarı baygın olan çileğe geldi. Devamında göz yaşlarım akmaya devam ederken, Deniz önüme geçti ve "Ağlama." diye bağırdı. Sonra da sakince "Ben senin yanında olduğum sürece ağlaman yasak" dedi. Eve gelince annem hemen bizim yaramazı alıp yatağına koydu ve küçücük yorganını üstüne örttü. Bu sayede benim de içim rahatlamış oldu. Saat dört olmuştu. Yani dört saattir çileği arıyorduk. Biz eve geldiğimiz de Ecem yeni uyanmıştı ve bir tane daha misafirimiz vardı. Nazlı gelmişti!!
***
Hep beraber dışarı çıkmıştık. Ecem 2 tane arkadaşını daha çağırmıştı. Hep veraber kumsala gidip denize giricektik akşama kadar orada takıldık. Akşam üstü evdeki yemeğe gitmediğimiz için Ecemle dışarıda yedik ve eve geldik. Hemen plaj çantalarımızı hazırladık çünkü yarın tekne turuba gidicektik!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUZ
ChickLitSahilde görmüştüm uyuzun tekiydi. Yani ben öyle zannediyordum. Kim derdi ki uyuz olduğun kişi aslında senin hayatın aşkı... Demekki oluyormuş. Hatta çok güzel oluyormuş.