işler kageyama'nın tuvalete gitmeye çalışırken yeri boylamasıyla başlamıştı.
şimdiyse kageyama, hinata ve iki doktor, beyaz duvarlarla örtülü odada sükunet içinde duruyordu. diğerine göre biraz daha büyük gösteren doktor, bir adım öne çıktı ve hafifçe eğildi. ''günaydın, kageyama-kun. bugün seninle bazı testler yapacağız.''
kimse kageyama'nın cevap vermesini beklemiyordu, yine de doktor, birkaç saniyeliğine genç adamın çökmüş ve zayıflamış yüzüne baktı. ardından daha genç olan doktordan bazı malzemeleri isteyerek kageyama'nın yatağının yanına geldi ve hafifçe yorganını sıyırdı.
''elimde gördüğün bu iğneyi,'' elindeki ufak ve görülmesi zor olan ince iğneyi ona doğru havaya kaldırdı. ''bacağında gezdireceğim. biliyorum, senin için zor olacak fakat hissedip hissetmediğini bilebilmem için sağ elini kullanabilir misin? çok büyük bir güç sarf etmeni istemiyorum.'' tekrar, kageyama ile bir süre bakıştı ve sanki onayını almışçasına elindeki iğneyi kageyama'nın ince bacağında sürtmeye başladı.
diğer doktor, ikisini ve kageyama'nın sağ elini gözlemleyerek elinde tuttuğu sekreter dosyasına notlar alıyordu. hinata ise, kalbine çöken bu huzursuzluğa küfürler ederek gergin bir biçimde kageyama ile göz teması kurmuştu.
elinde iğne tutan doktor, yavaşça bakışlarını kageyama'nın sağ eline çevirdi. bir hareketlilik yoktu. kuruyan dudaklarını ıslatarak elindeki iğneyi yavaşça kageyama'nın bacağına batırdı. iğnenin açtığı ufak deliğin etrafında kan toplanmaya başlarken tekrar kageyama'nın eline çevirdi bakışlarını. kageyama ne elini oynatıyordu ne de bir şey yapıyordu.
''kageyama-kun, hissedip hissetmemene karşın, elini oynatabiliyor musun?'' kageyama hafifçe işaret ve orta parmağını yatağın örtüsüne birkaç kez vurdu. hinata, kageyama'nın parmak hareketlerindeki sıradışı durumu garipsedi. bir uzun, bir kısa, üç uzun.*
''mors alfabesini bildiğini bilmiyordum, kageyama-kun.'' doktor, oturduğu yataktan kalkarken ufak bir tebessüm yerleştirdi dudaklarına. ''benimle iletişim kurduğun için teşekkür ederim, umarım seni yormamışımdır.''
hafifçe öne eğildi ve sonrasında hinata'ya döndü. ''yarım saat sonra ofisime gelebilir misiniz? refakatçisi sizdiniz sanırım.'' hinata, başını salladı ve iki doktorun kapıyı açmalarını ve odadan dışarıya çıkmalarını seyretti. ardlarından bir süre baktıktan sonra duvara dayalı sandalyeyi kageyama'nın yatağının yanına çekti ve ellerini dizlerine koyarak oturdu. ''bugün sana natsu'dan bahsedeceğim.''
kageyama, natsu'yu hayal meyal hatırlıyor gibiydi, hinata ile çok benziyorlardı. kendisini göreli yıllar geçmesine rağmen değişmediğinden emindi. dudakları hareket edemese de içten içten gülümsedi.
''natsu, niiyama joshi'de oynuyor. smaçlarını görmelisin! tıpkı benimkiler gibi, bam! hayır... pat!''
hinata, kardeşini ve voleybol yeteneklerini heyecanla anlatırken kageyama, niiyama joshi'nin güçlü bir kadın takımı olduğunu anımsadı. hinata'nın kardeşi, öyle bir takımda as olarak oynadığına göre gerçekten iyi olmalıydı.
''ama, o benim kadar şanslı değil.'' hinata, havada salladığı ellerini tekrar dizlerine koydu ve kageyama'nın iliklerine kadar ısınmasını sağlayacak bir şekilde gülümsedi. ''ben sana sahiptim ki filenin ardındaki manzarayı izleyebildim. bana biraz daha pas atabilmeni dilerdim, kageyama.''
—
*mors alfabesinde bir uzun-bir kisa 'n' harfini
uc uzun da 'o' harfini gosteriyo, yani kısaca hayir diyor ben cok uzatmak istemedigimden ingilizcesini kullandim
neyse bu kitaptaki hinata beni cok sinirlendiriyo hala pas diyo ya.
![](https://img.wattpad.com/cover/251951278-288-k527018.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
toss | kagehina
Fanfictionkageyama, hinata'nın sahip olduğu tek pasör olarak kalmak istemişti. ˏˋ°•*⁀➷ kagehina au! letters from kt.