''ah! bu çok ağır!''
turuncu saçlı, ufak tefek bir erkek çocuğu, elinde tuttuğu altın kupayı zar zor taşırken bir başkası gelip onu elinden aldı. kaşlarını çatarak, onu alan kişiye baktı. siyah uzamış saçları, koyu mavi gözlerini kapıyordu. son iki yılda, gereksiz bir şekilde boyu, daha da uzamıştı. hinata shoyo, kollarını göğsünde kavuşturdu. ''kupayı elimden almak zorunda değildin, kageyama-kun~!''
kageyama tobio, kaşlarını havaya kaldırdı. ''tabii ya, sana bırakayım da ayağına düşürüp saatlerce salya sümük ağla, değil mi, aptal? üç yıl boyunca bir insanın kolları hiç mi güçlenmez, ben anlamıyorum.''
''beynin yerinde süt kutusu falan vardır senin!'' kageyama, elindeki ağır kupayı hinata'nın kafasına geçirecekken, yachi, arkasından dönüp kageyama'nın elindeki kupayı aldı. ''davranışlarınız birer şampiyona hiç yakışmıyor!''
hinata ve kageyama, duydukları utançla birlikte yachi'nin önünde eğildiler. sarışın kızsa, ikisinin bu haline kıkırdadı ve kalkmalarını işaret etti. ''sonuna kadar en güzel şekilde geldiğimiz için çok mutluyum.''
ulusallar'da şampiyon olmalarına rağmen, sevinç duygularının önüne geçen bu hüzün, üçünün gözlerini doldururken hinata, bıkkınlıkla nefesini dışarıya üfledi ve göz yaşları eşliğinde kageyama'ya döndü. ''bana biraz daha pas atsana.''
kageyama, ıslak gözlerini kırpıştırdı ve başını salladı. ikisi boş bir salona doğru koşarken yachi, arkalarından yavaşça onları takip etmeye başladı. ne de olsa kageyama'nın pas atabilmesi için birisinin top kaldırması gerekiyordu.
beyaz salon ayakkabıları, parke zemini döverken geçen gün okuduğu bir kitabı anımsadı. iki arkadaştan birinin, hastalanıp, bir diğerine verdiği sözü tutamadan öldüğünü hatırladı. okuduğu kitapta onu derinden etkileyen kısım sadece bu değildi. bu iki arkadaş, birbirlerine verdikleri sözleri tutmak için bir başka hayatta birbirlerini buluyorlardı.
yachi'nin aklı, ister istemez iki arkadaşına gitti. beraber geçirdikleri üç yıl içerisinde, ikisi sürekli sırt sırta verip savaşmış ve ne olursa olsun ayrılmamışlardı. lise bittikten sonra ikisinin de aynı takımdan teklif aldığını hatırladı. ayrılmayacaklardı sonuçta fakat yine de bu yachi'nin üzülmesine engel olamadı.
aklına gelen bir diğer düşünceyle burukça gülümsedi. belki de, bambaşka bir hayatta, hinata kageyama'sını ya da kageyama hinata'sını kaybetmişti. ulusalları kazandıkları, sonuna kadar beraber savaştıkları bu hayatta da verdikleri sözü tutmak için birbirlerini bulmuşlardı.
pembe dudaklarından eksilmeyen ılık ama bir o kadar da kırgın gülümsemesini, birkaç damla ılık göz yaşı ıslatırken, ikisinin koşuşturduğu salonu buldu ve içeriye girdi.
—
okuduğunuz için, teşekkür ederim <3
umarım beğenmişsinizdir, yorum ve görüşleriniz benim için çok değerli. başka kurgularda görüşmek üzere. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
toss | kagehina
Fanfictionkageyama, hinata'nın sahip olduğu tek pasör olarak kalmak istemişti. ˏˋ°•*⁀➷ kagehina au! letters from kt.