—yazarken agladigim ve yazdigim en uzun bolum oldu. tek tek, sindirerek okuyun lütfen ki hissettiklerini siz de hissedin. iyi okumalar <3 (lutfen sondakileri de okuyun, akliniza takilabilecek ne varsa aciklamaya calistim)
pencereden içeriye sızan güneş ışınları, açıkta kalan kolunu ve yanağını yakarken hinata, gerinerek uykusundan uyandı.
dün gece fazla ağladığından olsa gerek, şişmiş göz kapaklarını açmakta zorluk çekmişti. başını, kageyama'nın göğsünden kaldırdı ve etrafa bakındı. dışarıdan aldığı güneşe rağmen odaya çöken soğukluk hinata'nın tüylerini ürpertirken oturduğu sandalyeden kalktı ve koltuğunun üzerindeki kırmızı battaniyeyi omuzlarına serdi. sandalyesine geri oturdu ve kageyama'nın uyanmasını beklemeye başladı. genelde kageyama, hinata'dan önce uyanırdı. bu, hinata için biraz utanç verici bir durumdu zira hinata, dağınık ve korkunç bir şekilde uyuduğundan emindi.
dakikalarca kageyama'nın uyanmasını bekledi. bir bakıma da uyuduğu için mutluydu çünkü uzun zamandır sağlıklı bir uyku uyumadığını biliyordu. geceleri defalarca uyanır, saatlerce kas ağrısı çekerdi ve sonra tekrar uykuya dalardı. hinata'nın gözleri önünde çürüyen bu beden, son birkaç ayda rüyalarına konuk olmakla beraber uykularını da kaçırmaya başlamıştı.
beş, on dakikanın ardından hinata, bir şeylerin ters gittiğini düşündü.
elini, kageyama'nın saçlarının örttüğü alnına koyduğu gibi çekmesi bir oldu. her zamanki soğuk olan bedenine karşın şimdi tıpkı bir ölünün bedeni gibi soğuktu. hinata, titreyen nefesini tuttu. üşümüş olabilirdi, kageyama hep soğuktu nihayetinde.
üşümesine rağmen omuzlarındaki battaniyeyi kageyama'nın üzerine örttü ve ayaklanarak odanın bir köşesinde bulunan dolaba doğru ilerledi. geceleri eğer üşürse diye yanında getirdiği yorganları sırasıyla raftan indirdi ve kageyama'nın üzerine örtmeye başladı.
ancak bunca yorgana rağmen, kageyama hiç ısınmadı. aksine, daha da soğudu, daha da beti benzi attı.
hinata'nın dudağı titremeye başladığında korkuyla kulağını göğsüne dayadı. bir süre, kageyama'nın sağlıklı ve atmaya devam eden kalbini aradı. bir hiçliğin arasında iğne deliği aramak gibiydi bu, dakikalarca hinata, kageyama'nın atan kalbini aradı.
gözleri dolmaya başladığında titreyen elleriyle kageyama'nın buz kesen kolunu kavradı ve nabzını aramaya koyuldu. her geçen saniye, kageyama'nın bedenindeki soğukluk hinata'ya bulaşırken daha fazla dayanamadı ve bulanıklaşan görüş açısıyla dizlerinin üzerine çöktü.
belki biraz daha battaniye bulabilirse ısınırdı, kageyama. bu sefer bulurdu belki kalbini, tekrar başını koyar ve kalbinin ritmiyle uykuya dalardı.
fakat bilirsiniz, kader tanrıçaları çoraplarını örmeyi bitirdiklerinde büyük ve çirkin makaslarını çıkarıp ipliği keserlerdi. bir daha ne o ipliğin ucunu kaldığı yere dikebilirdiniz ne de çorabı söküp baştan dikebilirdiniz.
hinata, hıçkırıkları eşliğinde odada bir dolaba bir kageyama'nın yanına koşuyordu. artık üzerine attığı battaniyelerin sayısını unuturken bir türlü ısınmayan bedenin varlığının ağırlığıyla bağırarak ağlamaya başladı.
ayakları, onu daha fazla taşıyamazken, kageyama'nın üzerine kapandı ve yüzünü soğuk ve hareketsiz bedenin üzerine kapadı. kalbindeki bu tarif edilemez acı onu yiyip bitirirken kageyama'nın beyaz önlüğünü avcunun içinde kırıştırdı. ''kageyama, uyan ne olur.''
hıçkırıkları havaya, ılık göz yaşlarıysa üzerine kapandığı elbiseye karışırken eliyle kageyama'nın elini aradı yatakta. nihayetinde elini bulduğunda, sıkıca kavradı ve yorganın altından çıkararak dudaklarına götürdü. belki bir daha öpse kageyama'nın zayıf elini, tekrar görebilirdi hayal meyal hatırladığı gülümsemesini. hinata, kageyama'nın elini defalarca öptü, göz yaşları soğuk eli ve dudaklarını yıkadı fakat ne kageyama gülümsedi ne de odadaki soğuk hava yok oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
toss | kagehina
Fanfickageyama, hinata'nın sahip olduğu tek pasör olarak kalmak istemişti. ˏˋ°•*⁀➷ kagehina au! letters from kt.