Ezio' nun ağzından
Artık ne yapacağımı bilemiyorum, kafam o kadar karışık ki... Belkide sırf intikam için girdiğim bu dava... Hayır bu olamaz yapamam bırakamam... Hatta bu işi bugün halletmeliyim tüm suikastçi kardeşlerimi toplamalıyım, hatta ve hatta Haşhaşiler bile orada olmalı... Ama burada olmaz en büyük ve en merkezi yer olmalı... İşte buldum! İstanbul. Bir ıslık çaldım ve cebimden çıkardığım not kağıdına gerekli bilgiyi yazdım. Kuşum koca kanatlarıyla, sesli bir şekilde koluma indi. Not kağıdını koyup kulağına gideceği yeri fısıldadım. Hemen rıhtıma doğru yola çıktım.
◼️◼️◼️◼️◼️◼️◼️◼️◼️◼️◼️◼️
- Sessiz olabilirsin ama görünmez değilsin, diye bağırdım, arkamı dönüp kılıçımı kılından hızlı bir şekilde çektim.
- Biraz idare edersin sanıyordum oğlum. dedi Çatıdan aşağı atlarken.
- Baba ?! gerçekten sen misin bu?
-Ta kendisi, Malcolm Auditore, diye bağırdı.
İki adım atıp karanlık yüzünü ay ışığının önüne çıkarttığında gerçektende o olduğunu anladım ve gözüme toz kaçmış gibi hafif bir yaşarma oldu. Koşup sarılmak istiyordum, Bir yandan da Boğazını kesmek. Bana duygusuz diyebilirsiniz ama o bir şeytan sırf beni bırakıp gitti diye değil bağlı olduğu örgüt yüzünden.
- Ay ışığı bile senin o karanlık yüzünü aydınlatamamış! dedim hışımla
- Hadi ama böyle olmak zorunda değil benimle gel ( Resme bakın tam o an)
- Oh adama bak ya sen küçücük çocuğunu senelerce yalnız bırak onu yetim büyüttür. Sonra çık karşısına benimle gel... başta gayet ciddi olan sesim sonlara doğru iyice ağlamaklı çıkmıştı hatta hıçkırıktan zor bitirmiştin çümlemi.
-Zorundaydım...
-Çok açıklıyıcı dedim ve kılıcımı adama doğru uzattım.
-Ne yani babanımı öldüreceksin "gülümsedi" sende o yürek yok
- Hele gelde görürüz Yürek var mı yok mu? Hem neden şimdi geldin ki?
- Hem o arkadaşın ve gerizekalı tüccar yüzünden ama merak etme işini hallettim.
- Ne!! Edward ta bir şey yaptıysan seni yemin ederim öldürürüm!
- Bu kadar sohbet yeter, dedi elini havaya kaldırdı bi anda her yerden adamlar üstüme zıplamaya başladı. Savaştım hatta 2-3 kişiyi ağır yaraladım ama kılıcımın kırılmasıyla ortaya sıkıştım. Ellerimi bağlayıp kafama bez geçirdiler.
◻️◻️◻️◻️◻️◻️◻️◻️◻️◻️◻️◻️
Kafamdan aşağı su kovası tır gibi geçtikten sonra uyandım. Dün sabaha kadar yediğim ağır dayak yüzünden dişlerim kaşınıyordu. Bi binadaydık karşımda o adam vardı. Onu görür görmez. "Sen benim babam değilsin. Hatta sen insan bile değilsin seni bulup öldüreceğim" dedim. İkisinede işkence yapın dediğinde Kafamı çevirdim. Edward buradaydı demek ki ona değil bize öten adamı öldürmüştü. Keşke bende Edward gibi hemen bayılsaydım. Uzun işkenceler sonucunda takatsizlikten bayıldım en son...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[TR] Assasins Creed Unity
Adventure2 kafadarın ( Ezio-Edward) birlikte nasıl tapınakçıları çökertiğini yolda karşılaştığı 2 güzel bayanla anılarını içeren tatlı yazarımız tarafından yazılar aksyon macera romantizmle karmanlanmış roman