Günler hep aynı geçiyordu. Camsız kapkaranlık bir odada. 2e 2 adım kare. Sadece bir öğün yemek, su desen yarım bardak. Belki bir 30 gün geçti belkide 40. Tek yaptığım çalışmak, İNTİKAM için çalışmak...
Kapının altında ki pencere açıldı, yemeği uzatan adama itiraz etmeyi bile bırakmıştım, sadece ve sadece intikam istiyordum. Duvara yaslandım, gözlerim doldu, demir bardağı elimle sıkarak eğdim ve duvara fırlattım. Duvardan sekip kafama çarptı :
- Lanet olsun!!!!Küfretmeyi bıraktığımda kılıç sesi duydum. Bir sürü bağırışlar. Bir patlama sesi... Ezio? Ezio mu gelmişti beni kurtarmaya? Şükürler olsun! Ama bağırmalar durdu. Kılıçlar sustu. Ümidim...
Bu nasıl bir çileydi? Gündüz mü gece mi onu bile bilmiyordum. Elimle sakalımı kaşıdım. Aniden duvar sarsıldı. Dur! Sarsılan duvar değil bina! Kule gibi bir yerde olmalıyım. Paaaattt! Bi daha sarsıldı. Sonra ki seste binanın çatısı uçtu, Evet çatı uçtu. Ellerimle gözü mü kapattım. 40 gündür güneşi görmeyince gözlerim kamaştı. Rahat bir hamleyle zıplayıp kirişi (kolonun yan versiyonu) tuttum. Kendimi yukarı çektiğimde fikrimi doğruladım bura bir deniz kalesiydi. 3 tane korsan gemisi kaleyi topa tutmuşlar hata kazanmak üzereler. Hemen aşağı eğimli çatıya atlayıp kaydım. Ucuna gelince tutunmaya çalıştım ama başaramadım. Kalenin en üstlerinden denize Çivi gibi düştüm. Çırpınıyordum. Çevremde 2 köpek balığı belirdi. Tam boğulacam derken bir dalgaya yüzeye çıktım. Uzun zamandır hareketsiz olduğum için ayak kaslarım uyuşmuştu. Kendime gelir gelmez korsan gemilerinin birine doğru yüzdüm. Gemiye yaklaştığımda topları ateşlediler, çıkan sesten ve korkudan suya batıp çıktım resmen sağır olmuştum, hiçbir şey duyamıyordum. Gemiye kendimi zor attım ama üstüme doğrultulan namlular sevincimin kursağımda kalmasını sağladı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[TR] Assasins Creed Unity
Adventure2 kafadarın ( Ezio-Edward) birlikte nasıl tapınakçıları çökertiğini yolda karşılaştığı 2 güzel bayanla anılarını içeren tatlı yazarımız tarafından yazılar aksyon macera romantizmle karmanlanmış roman