-Media'da Gece Kutluay var-
akşam saat 5'e kadar uyuduktan sonra alarmın çalma sesi uyandırdı ne kadar uyanmamak istesemde, uyanmak zorundaydım. Gözlerim 20 dk'dır tavana bakıyor. İçimden *zahmet olmassa kalk istersen* diye geçirdim, ağır ağır adımlarla yatağımda oturur pozisyona geldim ve odamı incelemeye başladım kapının karşısında yatağım yatay şekilde duruyor, yatağımın iki yanında siyah komidin ve sol taraftakinin üstünde ışık vardı, sağda ise sürahi ve su var. Yatağımın çaprazında siyah çalışma masam vardı ve üstü gayet topluydu. sol taraftaki siyah komidinin yanında beyaz gardırobum vardı onun çaprazında boy aynam vardı kapağını açtığımda içinda bir kaçtane makyaj malzemesi vardı onun yanında ise tamamen duvara döşenmiş bir kitaplık vardı çalışma masama kadar uzanıyordu ve siyahtı, ortada minik halım vardı koyu mavi renkteydi. Sanki odamı ilk defa görüyormuş gibi inceledikten sonra ayağı kalktım ve odamda bulunan banyoya gittim, yüzüme soğuk suyu çarptıktan sonra birazda olsa kendime gelmiştim hemen saçımı topuz yapıp bayodan çıktım. Bazen düşünüyordum bu duvarlar niye gri diye ama sonuç bulamıyordum. Yavaş adımlarla aşağı indim ordan mutfağa geçip birkaç birşey atıştırdıktan sonra kendime kavhe suyu koydum. O sırada hiçbir zaman çalmayan telefonum çalmaya başladı oturma odasına gidip telefonu açtım aran annemdi.
-Efendim annecim.
-nasılsın kızım? haplarını içiyorsun değil mi? Deniz arayıp bana anlattı ama oraya gelemedim işim yüzünden.
Demekki Deniz anneme söylemişti en azından beni böyle bir yükten kurtardığı için sevindim.
-iyiyim annecim. haplarımı içiyorum bu arada sen neredesin eğer burda olsaydın gelirdin.
-Şuan İstanbul 'da değilim ve galiba bir süre orada olamayacağım Ankaraya çağırdılar.
Şimdi kapatmam gerek canım seni seviyorum.-İyi çalışmalar annecim. Seni seviyorum.
Ankara' ya gittiyse 1 ay dönemezdi ve hatta işi uzardı belki. Annem bir mimardı ama işlerinde baya yükselmiş mimardı bu yüzden her yerden teklif alıyordu o da gitmek zorunda kalıyordu bazen 1 ay bazen 2 ay ve 3 aya kadar çıkabiliyordu. Telefonu ikinci kez elime aldım ve saate baktım saat altıydı daha zamanım vardı aklıma birden kahve yapmak için koyduğum su aklıma geldi hemen arkamı dönüp mutfağa girdim allahtan su soğumamıştı bir daha onu bekleyemezdim. Hemen kahvemi yapıp yukarı odama çıktım kapıyı kapatıp balkona doğru ilerledim balkonun kapısını açık bırakmıştım *hırsız girse umrunda değil gece* diye içimden geçirdim balkona çıktım ahşaptan sandalyeme oturdum, önümdeki ahşap masaya kahvemi koydum. Telefonumu elime alıp şarkı listemden bir şarkıyı açtıp masamın üstüne koydum. Kahvemi bitirip odama geçtim saat altı buçuk olmuştu dolabımdan gri kısa kollu baskısız bir tişört aldım altıma siyah pantolon aldım ve banyoya girip üstümü değiştirdim. Banyodan çıkınca aynamın önüne geçip saçlarımı saldım saçlarımı çok seviyordum omzumdan biraz aşağıda hafif dalgalı kahverengi saçlarım vardı. Taradıktan sonra dudağımı klasik parlatıcımı sürdüm. Cebime biraz para koyduktan sonra telefonumu ve deri montumu alıp aşağı indim. Hava güzeldi bu yüzden beyaz spor ayakkabımı giyip motorun anahatarını ve evin anahtarını alıp evden çıktım. Motora binip hemen gideceğim yere doğru sürdüm. Yekta çoktan gelmiş kapının önünde duruyordu, motoru park edip yanına gittim. "Selam" dedi. Bende karşılık verdim ve içeri girdik. Bu dövüş yerinde bir bar vardı ve onun uzağında ise bir dövüş alanı vardı. Ben bara doğru gidiceğimizi düşünürken o dövüş alanına doğru yürüyordu, bir şey demeden onu takip ettim. Geldiğimizde bana doğru döndü ve oturmam için işaret etti oturdujtan sonra o da yanıma oturdu "beni dövmeyi düşünüyor musun hala?" diye sordu. Hiç te dövesim yoktu şuan " şuan hiç dövesim yok ama dövüşen kişileri izlerim" dediğim sırada yanımıza biri geldi ve Yekta ile erkek selamlaşması yaptı, bana doğru döndü "Bu kim Yekta?" diye sordu. Odunmusun ya insan o bir selam verir yani
"Dövüşü seven ve birini dövmekten çekinmeyen Gece Kutluay." dedi. Beni çok güzel tanımlamıştı çünkü dışarıdaki insanlara göre öyle biriydim "E madem bu kadar dövüşü seven birisi gelde benle dövüş bakalım" deyip sırıttı nasıl bir gıcıktı bu ya ama mecbur kabul edicektim yoksa kaçıyor gibi görünürdüm ve ben bundan nefret ederim "Büyük bir zevkle" deyip bende sırıttım. Sonra dövüş alanına çıktık tam 40 dk sonra kendini bilmiş yerde yaralar içinde yatıyordu. "Her önüne gelene dövüş teklif etme yoksa böyle yere sererler seni" deyip sırıttım gülücektim ama vazgeçip alandan indim ceketimi giyip "Teşekkürler Yekta stres attım sayende buraya gelerek." deyip mekandan çıktım. Motora binip eve gittim. 20dk'lık bir yolculuktan sonra motoru garaja koyup eve girdim, kendimi yorgun hissediyordum bu yüzden bir şeyler yemeden odama çıkıp hemen üstümü değiştirip yattım.
...........................................................................
Selammm! umarım iyisinizdir.
Sizce Gece'nin dövdüğü adam birdaha onun karşısına çıkarmı?
yorum yapmayı, oy vermeyi unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN MÜJDESİ
RandomGerçek hayattaki YingYang .Ben Baba'nın ne olduğunu bilmiyorum , yüzünü hatırlamıyorum. Eğer babamı tanısaydım böyle sert bir kız olmazdım çünkü babam beni korurdu. Ama hayatta her şey istenildiği gibi olmaz.