İyi okumalarrrrr. Yazım yanlışları olabilir şimdiden söylüyorum. :)
____________________________________
Bu sefer uyanmama sebep olan şey güneş değil Barlas'ın huzur veren sesiydi. Aşağıda şarkı söylüyordu ve nedense onun sesi bana huzur veriyordu. Yavaş yavaş yataktan kalktım ve odamdaki klasik rutinimi halledip aşağı indim.
Mutfağa girdiğimde çok güzel bir masa vardı her zaman ki gibi ama arkamdan gelen ses pekte beni mutlu etmemişti. "Günaydınnn" Yekta'nın burada ne işi vardı ki gitsin o ismini söylemek istemediğim kişinin yanına "Pardon ama senin burada ne işin var?"
diye sinirle arkamı döndüm Yekta cevap vereceği sırada "Deniz onu aldatmış ve buraya geldi" diye araya girdi Barlas
*kızım sen kimle çocukluğunu geçirmişin be*
diye içimden geçirip masaya oturdum.
"Gece sen Denizin böyle biri olduğunu biliyor muydun?" he Yekta biliyordum ama ona yıllarca katlandım ne kadar saçma bir soru bu ya "Yekta aklın yerinde mi senin? Ben Denizin öyle biri olduğunu bilsem yanımda tutarmıyım, az çok tanımadın mı sen beni?" diye cevap verdim haklıydım bu zamana kadar beni az çok tanıması gerekirdi
"Haklısın saçma bir soruydu" dediğin de Yekta bir silah sesi duyuldu ve mutfağın camı yere indi sonra çoğalmaya başladı hemen ayağı kalkıp içeri geçtim tam koltuğun arkasına saklanacaktım ki karnımda bir acı hissettim ve yere yığıldım, her yer karanlıktı ama sesler duyuyordum Barlas başımdan tutmuştu ve Yekta'ya ambulansı aramasını söylüyordu daha doğrusu söylemiyor bağırıyordu. Sonrası karanlık....
"Kurşunu çıkardık şuan hayati riski yok bu gün taburcu olabilirsiniz" doktor bilgi verdikten sonra odadan çıktı gözlerimi açmaya çalışacaktım ki vazgeçtim
-Barlas abi sakin ol bak hayati tehlikesi yokmuş işte.
-Yekta tehlike şuan yok ama dışarıdaki tehlike devam ediyor, ben bütün sevdiklerimi kaybettim ama Gece'yi kaybetmeyeceğim.
Barlas'ın konuştuktan sonra tekrardan beynimde söyledikleri yankılandı "ben bütün sevdiklerimi kaybettim ama Gece'yi kaybetmeyeceğim." beni sevdiğini söylemişti ve beni kaybetmek istemediğini, ilk kez birinin beni koruduğunu hissettim bu hoşuma gitmişti açıkçası. Yavaş yavaş gözlerimi aralamaya başladım, tam yataktan kalkıcaktım ki Barlas beni geri yatırdı ve ;
-Daha tam olarak iyileşmedin küçük hanım.
-Aynı yaştayız Barlas ve ben iyiyim.
-Ben senden 1 yaş büyüğüm ve tam olarak iyi değilsin küçük hanım.
-Öf Barlas küçük hanım demeyi kes.
Diye çıkıştım tamam sevmiştim bana öyle demesini ama birazcık naz yapmak istedim.
Kalkamayacağımı anlafığım için kafaım pencereye çevirdim ve gökyüzüne bakarken düşünmeye başladım.
Barlas'ın her dediği hoşuma gidiyordu eğer onun dediklerini başkası deseydi şimdiye hastanelikti, onun yanındayken sert kız olamıyordum daha doğrusu ona sert kız olamıyordum tam tersi küçük kız çocuğu gibi hissediyordum kendimi. O da değişmişti bunu anlıyordum çünkü o da sert davranıyordu eskiden ama şimdi bir baba gibi beni koruyordu, önemsiyordu galiba duvarlarımızı yıkmıştık.
Düşüncelerimi Barlas'ın sesi böldü "Gökyüzünü daha iyi izleyebileceğin bir yere gidiyoruz hadi bakalım" kalkmama yardım etti, yine üstümde hastane kıyafeti olduğu için kıyafetlerimi alıp lavaboya girdim.
Üstümü değiştirip çıktım telefonumu da alıp odadan çıktık. Yekta çıkış işlemlerini halletmek için gittiğinde bizde arabaya bindik "Gece bazı kararlar almamız gerekiyor, gidene kadar düşün gittiğimiz yerde söylersin tamam mı?" diye sordu Barlas bende kafamı sallayıp onayladım ve Yekta geldiği gibi Barlas arabayı sürmeye başladı.
Geldiğimiz yer yeşil bir tepeydi ve gerçekten Barlas'ın dediği gibi gökyüzünü daha iyi görebiliyordum. "Gece karar verdin mi?" diye sordu Barlas, " evet kararımı verdim buradan gideceğim hem sizin başınız benim yüzümden bir daha belaya girmez" her ne kadar emin konuşsamda üzgündüm "Tek gitmiyorsun Gece bizde geliyoruz" şaşırmış bir şekilde Barlas'a döndüm tam itiraz edecektim ama Barlas itiraz edeceğimi anlamış gibi " hiç itiraz etme seni tek başına bırakmayacağız" dedi, ardından "aynen öyle" diye onayladı Yekta da.
Eve geldiğimizde toparlanmaya başladık ben 1 bavul ve 1 sırt çantası hazırladım Yekta'da burada olan eşyalarını aldı onda 1 bavul oldu son olarakta Barlas hazırlanmatı bitirmişti o da 1 bavul 1 sırt çantası almıştı. Dışarı çıktığımızda önceki araba ev taranırken o da tarandığı için ondan biraz daha büyük bir araba duruyordu karşımızda, hemen bavulları bagaja koyup arabaya bindik ben öne Barlas'ın yanına oturdum Yekta ise arkaya oturdu.
Maksimum 2 saat geçti ve nereye gideceğimizi bilmeden gidiyorduk daha doğrusu ben bilmiyordum "Barlas nereye gidiyoruz?" diye sorumu yönelttim "Hava alanına gidiyoruz oradan da Rusya'ya" şaşırmıştım ben sadece il değiştiririz diye düşündüm o kadar tehlikelimiydi burası bizim için diye düşündüm bit süre.
Hava alanına geldiğimizde işlerimizi hallettikten sonra uçağa bindik koltuklar 3 kişilikti Ben cam kenarına Barlas yanıma, Yekta da onun yanına oturmuştu ve yolculuk başlamıştı......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN MÜJDESİ
De TodoGerçek hayattaki YingYang .Ben Baba'nın ne olduğunu bilmiyorum , yüzünü hatırlamıyorum. Eğer babamı tanısaydım böyle sert bir kız olmazdım çünkü babam beni korurdu. Ama hayatta her şey istenildiği gibi olmaz.