Rüyamı Gerçek mi

59 26 5
                                    

Kapanan göz kapakları zihnine ağırlık yapmış hafiften ıslatan yağmur ise bedenini ağırlaştırmıştı Zeydanın.Tam 10 saatir yemek yememiş su içmeye vakit bulamamıştı fakat bedeninde açlık yada susuzluğa dair hiçbir şey hissetmiyordu. Bankın hiç de rahat olmayan demir kısmına başını yaslamış hülyalarla boğulurken karanlık sokağın içinde buldu kendini. 

Küçücük bir kızın  zifiri karanlığa rağmen tıpkı bir ay gibi parlayan tenine baktı.  Saçları iki yandan örülmüş neşeyle kahka atıyordu. elinden kaçmakta olan kırmızı balonun ipini sımsıkı tutmuştu. o anda Zeydaya yaklaştı gülen gözlerle .

Zeyda güzel gözlü kız çoçuğu yanaşınca gördü o kahkağa atan sevimli kız kendi küçüklüğüydü. Henüz hiçbir suçlamanın hedefi olmadığı yaşlarda tek derdi elindeki kırmızı balonu olduğu zamanlardaydı. Usulca küçüklüğünün masumluğunun elini tuttu karanlık dar sokaktan yürüdü ardına bakmadan korkmadan. Bütün masalın başlangıcı hayallerinin var olduğu sonra yakılıp yıkıldığı evinin önüne geldi. Uzun lüle lüle saçları olan küçükken masallardaki prenses sandığı dolgun kırmızı dudakları badem gözleri olan kendisine hiç benzemeyen annesini gördü. Bütün içtenliğiyle ağız dolusu gülüyordu. Başını hafifçe sağa yatırıp küçük Zeydayı ve Büyük Zeydayı incencik bedeni sararcasına kucakladı. Burnuna çalınan vişne, limon, şeker karışımı annesine has kokuyu hatırladı Zeyda. 

İçini çekmeye çalışırken bir anda bedeni boşlukta kalır gibi sallandı karanlık yeniden bastırıp -'Sen yaptın senin yüzünden' sesleri yükseldi hep bir ağızdan. Masallardaki prenses uzaklaşıyor karanlıkta hiç tanımadığı gözler üstüne geliyordu. Annesi küçük Zeydanın elinden tutup aydınlığa yol alırken Zeyda kendi karanlık mahzeninde kalmış korkuyordu. 

Tam da bu seslerin içinde dudaklarından ben bir şey yapmadım nidası yükseldi.Korkuyla yerinden sıçradı dudaklarından küçük ama güçlü bir feryat döküldü. Ben yapmadım. Soluk soluğa kalmıştı irice açılan kocaman gözleri etrafı süzerken bir ses duydu yakınlardan. duyuyor fakat algılayamıyordu. 

Omzuna  farklı bir el tarafından dokunulup yavaşça sarsılınca baktı etrafına ve tamda o anda odunsu, amber, sandal ağacı karışımı bir koku genzini yaktı. Karşısında uzun boylu beyaz teni hafif sakallı biri adam vardı. Bulanıklaşan zihninde görebildiği buydu.  

Tek yapabildiği dudaklarından cılızca dökülen bırakın beni ben bir şey yapmadım cümlesiydi. Ve başı bedenine ağır gelen bir yükmüş gibi geriye bıraktı kendini. Gözleri hafiften kapanırken sesler ,yüzler yavaş yavaş uzaklaşmaya başlamıştı bile.

ButimarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin