İyi okumalar 💜***
Birkaç saat önce yaşadığım hem fiziksel hem de mental rahatlamanın etkisiyle ölü gibi yatakta uzanıyordum ve Jeongguk ise odaklanmış bir şekilde bilgisayarından ev ilanı bakıyordu yine. Buradan ayrılmakta çok kararlıydı, şahsen ben de ayrılması taraftarıydım çünkü ona eskiyi hatırlatacak şeyleri barındırıyordu içinde bu yer. Eskiyi düşünmesi ise istediğim en son şey bile değildi.
Bana kalırsa en eski hatırlaması gereken şey ilk tanıştığımız gün olmalıydı. Çok daha geriye gitmek isterse beni takip etmeye başladığı ilk gün de olabilirdi.
Bencildim evet, söz konusu o olunca daha çok bencildim. Hem ruhuna hem de bedenine sahip olduğum adamdı o. Tabii ki bencil olacaktım.
"Bugün yeni evimizi kontrol etmeye gidiyoruz sevgilim. Babanla buluştuktan sonra."
Kafamı heycanla yastıktan kaldırıp oturuş şekli yüzünden sadece sağ yanını görebildiğim adama baktım. Sesinde hiçbir heyecan kırıntısı yokken dökülmüştü cümleler ağzından.
"Yeni ev mi buldun kendine?"
"Kendime değil. Bize." Dedi ifadesiz yüzünü bana çevirerek.
"Pekii...bize yeni bir ev mi buldun hemencecik?"
"Evet. Seoul'ün göbeğinde çok güzel bir daire."
"Almakta karar kıldın mı?"
"Ben tamamım, sen de karar ver diye akşamüstü babanla buluştuktan sonra gezmeye gideriz evi. Beğenirsen alırız hemen."
"B-bilmiyorum, aceleye mi geldi sanki biraz?"
"Bana buradan hemencecik kurtulmam gerektiğini sen söylemedin mi bebeğim?"
Bebeğim
"Bu kadar çabuk olacağını tahmin etmemiştim."
"Hemen yerleşmeyeceğiz zaten. Sen ahirete döndükten sonra halledeceğim eşyaları."
Biliyordum, ahirete tek başıma döneceğimi. Burası onun planlarını gerçekleştireceği yerdi ve her ne kadar babasıyla konuşup halka kendini yeni dönüştürülmüş bir melek olarak tanıtacak olsa da asıl hayatını burada kuracaktı. Peki biz? Biz hep markete gidiyormuş gibi dünya-ahiret arası mekik mi dokuyacaktık?
Ona tamamen ahirete yerleşmesi için ısrar edecek kadar bencil değildim, o da bana tamamen dünyaya yerleşmemi teklif edecek kadar bencil değildi.
"Biz." Dedim usulca bakışlarımı ondan çekip yerdeki halıya sabitleyerek. "Ayrı kalacağız."
Gözleri anında bedenimle buluşurken yerinde oturmaya devam etmişti.
"Biz hiçbir zaman ayrı kalmayacağız. Bedenlerimiz bir süreliğine uzaklaşsa da ruhlarımızın uzaklaşmasına imkan yok, öyle değil mi sevgilim?"
Gözlerim halıda gezinirken başımla hafifçe onayladım. Tamam, ruhlarımız birlikte olacaktı ama yine de istediğim zaman onu öpemeyecek, sarılamayacaksam ne anlamı vardı ki? Uzak olacaktık işte, lafı dolandırmaya gerek yoktu.
"Kim?"
"Hm?"
"Bir sorun mu var?"
"Yok mu sence?" Dedim kısık sesimle. Hâlâ gözlerine bakacak cesareti bulamıyordum kendimde. Ona bakacak olursam söylediği şey her ne olursa olsun inanacaktım ve beni yine büyüsü altına alacaktı.
Oturduğu sandalyeyi geriye iterek ağır adımlarla yanıma gelip yatakta boş baktığım yere oturdu ve kollarını belime dolayarak alnıma bir öpücük bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dark wings |taekook✔️
FanfictionAsırlarca bir mağarada hapsedilmiş Tanrı'nın oğlu Jeongguk, gözüne kestirdiği melek-şeytan melezi Kim Taehyung'u ağına çeker. "Sen benim kanatlarımsın, ben ise bu alemde Tanrı'nın özünü taşıyan en güçlü melek olsam da kanatlarım olmadan bir hiçim." ...