1.Bölüm

93 10 47
                                    

Beş kişi olarak yazdığımız bu kitabı okumadan geçmeyinnn! Bu bizim ilk hikayemiz.🤗💕

Yorumlarınız ve oylarınızın her biri bizim için çok değerli.💕

Bu bölüm Aylin'in (yani ben)  ağzından yazılmıştır. Keyifle okuyunnnn.😋🌸🍃🌸🍃




BURAYA KADAR GELİP BANA, BİZE BİR ŞANS VEREN ARKADAŞLARRR!
VAR YAA SİZ ÇOK TATLISINIZZZ❤️❤️❤️

Aylin'in ağzından:

İstanbulda yeni bir gün doğuyor. Kimi insanlar daha gün ağarmadan yollara düşmüş, kimisi ise hâlâ yataklarında ayılmakla meşgul. Hayat her zaman olduğu gibi hiç sekteye uğramadan akıp gidiyor.

Dünden kalma yorgunlukla harmanlanan bir beden de o sırada miskin hareketlerle yataktan kalkmaya çalışıyor. Kim bu gizemli kişi acaba?
Aaa ben(!) Harika.

Bu gün davet ettiğim gacılarım gelecek bu nedenle biraz erken kalkmakta fayda vardı. Hepsini ayrı ayrı sevdiğim bizim tayfa. Siz bize kısacası 'derdim var loo' diyin.

Doğruca banyonun yolunu tutarken ayılmak adına buz gibi suyu birkaç defa çarptım yüzüme. Yüz yıkama jelim ile de bir güzel temizledikten sonra mutfağa geçtim.

Kendime bir koca bardak su doldurup içine de birkaç damla limon sıktıp içtim. Bunu da artık bir rutin haline getirmiştim. Limonlu su her zaman faydalıdır gardaş.

Odamdan telefonumu ve matımı alıp salona geçtim. Hareketli bir müzik açıp sabah egzersizime başladım. Bu da yalnızlığımın bir getirisi olmuştu bana. Kimi insan canı sıkıldığında kitap okur, yemek yer, yemek yapar ne bileyim işte bende böyle kendimi hafif hafif spora adadım. Öyle kilo vermek için falan yapmıyorum hani. Çarpılacağım şimdi töbe Allah töbe. Siz anladınız onu. (Göz kırpma şeysi)

Siz okuya durun ben sporumu yaptıktan sonra hızlı bir duş aldım ve daha sonra kendime güzel bir waffle yapıp yedim. Çünkü neden olmasın. Dedim ya zayıflama gibi bir düşüncem yok. Her neyse nerede kalmıştık...

Heh şimdi bu gacılar geleceği için ben bunlara bir şeyler yapmam lazım çünkü hepsi tüketici birer mahlukattt.
Yemek bulamasın beni bile yer bunlar ayol. Çok sevgili gacılarım için birkaç saat içinde hazır aldığım kekimle (Çünkü asla kek yapamıyorum) güzel bir pasta, yemediğim halde kısır (değerimi bilsinler ulann), kurabiye falan yaptım. Son olarakta canım annemin elleriyle yapıp konservelediği yaprak sarmalarından çıkaracaktım ki kapının alacaklı gibi çalmasıyla işi gücü bırakıp kapıya koştum.

"Hişştt senn kapıdaki çatlama ulan geldim!" Acaba hangi 'artık eli zile yapışmış' gacım geldi. Kapıyı açmadan delikten baktığımda tahminlerimde hiç yanılmadığımı gördüm. Tabi siz bu tahmini bilmiyorsunuz buyrun şimdi öğrenirsiniz.

"Abla Allah aşkına ağaç oldum insan kırk yıl sonra mı açar kapıyı anlamıyorum ki. Yaşlandım burada al bak saçlarım beyazladı. Hani o kadar da zile basıyorum duymaz mı insan. Doğru söyle sağır oldun benden mi saklıyors..." lafının sonunu getirmesine izin vermeden yapıştırdım bir tane kafasına. "Kes lan zevzek. Ulan bir insanın en fazla bu kadar çenesi düşük olabilir. Yok yani susmak nedir senin lügatında yok!"

Göz devirerek yanımdan geçip salondaki bir koltuğa yayılarak ayaklarını orta sehpaya uzattı. "Kız nerenin ağasısın sen daha dün sildim orayı indir çabuk ayaklarını!" Oflayarak  sanki mümkünmüş gibi daha çok yayıldı. "Abartma abla yaa" sesimi incelterek "ibirtmi ibli yii" diyerek onu taklit ettim.

HİÇ NORMAL DEĞİLİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin