Belki de son kez yürüyordum bu kaldırımdan. Bir daha geçer miyim bilmiyorum. Yani geçebilir miyim bilmiyorum. Yıllardır aynı yolu yürüyüp geçişimde, adım atışımda zorlanıyorum. İçimdeki boşluk kapanmıyor. Ve hiçbir zaman kapanamayacak.
Ben Ege. Yıllar önce birgün okuldayken çalışmadığım bir sınavdan kaytarabilmek için hasta numarası yapmıştım. Müdür ve öğretmenlerin hepsine kendimi inandırabilmem sonucu annem ve babam aranmıştı. İkisi de telaşla yola çıkmış ve hızlıca okulun önünde arabaları belirmişti. Onları gördüğüme çok sevinmiştim ama yaklaşık otuz saniye kadar sonra hayatımdaki kötü anı yaşamıştım. Tam olarak hatırlamıyorum, çok küçüktüm.
Annemler tam duracağı sırada karşıdan kocaman bir kamyon, gürültülü bir ses, sonrasında etrafta çığlık sesleri. Ama asıl benim içimde yaşanmıştı her şey. Sanki araba ve kamyon arasında ben ezilmiştim. Bağırmak istiyordum, yola çıkıp haykırırcasına ağlamak. Her şeyin farkındaydım aslında ama yine de uslu durdum. Belki uslu durursam geri dönerler diye uslu durdum. İçten içe dönmeyeceklerini biliyordum, dönemeyeceklerini... Ama bir mucize olsun istemiştim. Olmadı.
Sonrasına dair hatırladığım çok az şey var. Ambulans sesleri, polis sirenleri, etrafta bakakalmış ve ağlayan çocukları anımsıyorum. Aslında benim içimde fırtınalar kopuyordu ama elimden hiçbir şey gelmeyeceğinin farkındaydım. Sustum ve bakakaldım öylece.
O kadar sert çarpmışlardı ki hayatta olmalarını beklemeyi geçmiş, bedenlerini tek parça halinde bulabilmeyi umut ediyordu görevliler. En sonunda başardılar. En sonunda bir ses geldi. Çıkarabilmişlerdi annemi ve babamı. Öğretmenler, müdür herkes benim gözlerimi kapatıp görmemi engellemeye çalışıyordu. Ama son kez görmek istiyordum onları. Küçücük halimle hemen kalabalığın ortasına sıyrılıp yolun çıktım.
Yerde ölü bedenlerini görmek hayatımda kötü duyguydu. Aslında kötü kelimesi mantıksız çünkü o an yaşadıklarımı tarif edemezdim. Yerde kanlar içinde yatan bedenlerine son kez baktım ve o bir şey fark ettim.
Sadece bedenlerimizdi bizi ayıran. Ama biliyordum şuan ruhuma dokunduklarını, beni sakinleştirdiklerini. Ve bende dokunmaya çalıştım onların ruhuna. Orada bir söz verdim. Bedenlerimiz belki sonsuza kadar ayrılacaktı ama ruhlarımız, ruhlarımızın ayrılmasına izin vermeyecektim. Sonra onları yerden kaldırıp ambulansa bindirdiler. Sonrasını bana kimse anlatmadı, ben de sormamıştım zaten.
Sonrasını detaylıca hatırlamıyorum. Müdür beni bir sessiz bir odaya götürüp birilerini arayıp durmuştu. Yaşadığımız yerde akrabamız yakın veya yakınımız olmadığından beni çocuk esirgeme kurumuna göndereceklerini söylemişlerdi. Sesimi çıkarmadım. Zaten söyleyeceğim bir şey de yoktu.
Beni bir daha evimize sokmadılar. Zaten girmemi isteselerdi bile yapabilir miydim bilmiyorum. Sonraki 12 yılım çocuk esirgeme kurumunda geçti. Oraya dair pek iyi anılarım yok ama çok kötü şeyler de yaşamadım. Sadece hissizleşmiştim. Bu yaşıma geldiğimde bile hala içimde çok büyük bir boşluk ve suçluluk duygusu taşıyordum.
Sonunda bir ay kadar önce 18. yaşıma bastım. Kendime küçük bir ev tutup orada yaşamaya başladım. Pek arkadaşım yok. Zaten senelerdir kaldığım yerdeki insanlar da bana çok benziyordu. Yani hiçbiriyle bir yakınlığımız olamazdı. Kendi acım bana yeterdi, başkasınınkiyle de uğraşmak zorunda kalamazdım.
Ve bir ay önce kendi evimi tuttuktan sonra okulumuz yani eski okulum da yaz tatiline girmişti. Ben de evimin yakınındaki okula kaydımı aldırmıştım. Yepyeni bir başlangıç yapmak istiyordum hayatım için. Yapmıştım da. Bugün son kez eski okuluma gidip evrak işlemlerini tamamladıktan sonra hayatımın mahvolduğu o kaldırımlardan bir daha geçmeme gerek kalmamıştı. Yeni okulum ve evim neredeyse tam tersi yönündedi.
Yani hayatıma tamamen sıfırdan başladım bugün. Ne olacağını, aynı mı kalacağımı veya ne kadar değişeceğimi çok merak ediyorum. Ruhlarımız hala ayrılmadı ve ölene kadar da ayrılmayacak. Ama içimdeki heyecan, mutluluk hissini ve kendimi ne zaman bir bütün hissedebileceğimi bilmiyorum ve bir daha o küçük çocuk gibi olamamaktan çok korkuyorum...
--------
Merhaba. Beyza ben. Bu hikayeyi paylaşıyor olmaktan çok mutluyum. Aynı zamanda heyecanlıyım. Bugün ben de kendi hayatım için yeni bir yolculuğa çıkmışımdır belki de ahahhahah. Beni yalnız bırakmayın olur mu: ')
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn. Okuyanlarla tanışabilmek için sabırsızlanıyorum. :)
Instagram: beyzkanik
ŞİMDİ OKUDUĞUN
_
Teen FictionBir gün hiç beklenmedik bir şekilde hayatı mahvolan Ege, 18 yaşına basmasıyla beraber hayatında yepyeni bir sayfa açacaktır.