^^ Merhabaa. Yukarıdaki şarkıyla birlikte yazdım resmen tüm bölümü ahdsahdhsa. Siz de okurken açın dinleyinn^^
2. Bölüm
Yeni hayatım diye nitelendirdiğim günün sabahında hayatımda değişen hiçbir şey yoktu. Yine aynı yalnızlık içerisinde uyanmıştım. Ama 18 yıl boyunca hayatımdaki her günden farklı olarak artık umudum vardı. Umutluydum kendi adıma. Sanırım daha önce bahsetmedim ama en zevk aldığım şeylerden biri şarkı söylemek ve gitar çalmak.
Sanki dünyanın başka bir ucuna götürüyor beni. Hatta başka bir dünyaya, başka bir evrene götürüyor. Daha huzur verici, adil, güzel ve gerçekten yaşanılası olan evrene. Ama çok uzun sürmüyordu bu. Çünkü çocuk esirgeme kurumunda kaldığım süre boyunca sevdiğim şeylerin yapılmasına izin verilmiyordu.
Şarkı söylersen ceza alırsın, çok sesli konuşursan ceza alırsın, bir şeye zarar verirsen, yüksek sesle gitar çalarsan, kağıt dışında bir yere resim yapmak istersen, başkasını istemeden de olsa rahatsız edersen, hatta bazen sadece konuşursan ceza alırsın... Bize hep böyle öğretmişlerdi ama belki de hayatımda yaptığım en güzel şeylerden biriydi bunların hepsine karşı gelip, dediklerine uymadan yapmak.
Ve onların da hayatında yaptığı en kötü şeydi bize bunları yasak kılmak. Küçücük bir çocuktan bekledikleri şeyler bu kadar fazla ve yorucu olunca ister istemez oradaki herkes adeta yaşama sevinci kalmamış, hiçbir hevesi olmayan çocuklar olarak çıktı. Bir noktada ben de dahil oldum bu gruba. Ama sonra annemle babama verdiğim sözü hatırladım. İkisinin de sadece bedenlerinin yok olması hayatımı mahvetemezdi. Çünkü ruhlarımızın sonsuza kadar dokunacağına söz vermiştik öyle değil mi?
Orada uyguladıkları kurallar sonucunda tüm çocuklar için yaşadıkları yer cehenneme dönüşüyordu. Çünkü orada resmen robot olmamız beklenmişti. Belki de istediklerini elde etmişlerdi, bende artık pek fazla bir şey hissedemiyorum. Normal bir kişiyi havalara uçuracak ya da haykırırcasına ağlatacak olayları yaşadığımda hissettiğim şey koca bir hiç.
Belki de hayatımda yaptığım tek iyi şey az önce de söylediğim gibi koydukları kurallara uymamak oldu. Evet sonrasında ceza alıyordum, belki bu kısmı kötüydü ama bahsettiğim farklı evrenin gezegeninde biraz vakit geçirebilmek için ölmeyi bile seçebilirdim oradayken.
Oradaki görevlilere göre sırf normalce hayatlarını sürdüren bir çocuğun yaptığı şeyleri yapıyorum diye orada suçlu, yaramaz, laf dinlemez diye nitelendirilip hiçbir yere gelemeyecek bu çocuk diye bahsediyorlardı benden. Ama kendimi en iyi ben tanıyordum ve sırf onlara gösterebilmek için bile olsa hayatımda bir şeyler yapmalıydım.
En azından hislerimi geri kazanmalıyım. Onların koydukları saçma sapan kurallarla yaratmaya çalıştığı bu mantıksız olaydan etkilenmediğimi ve başaramadıklarını göstermek zorundaydım. Fakat ne kadar çabalasamda olmuyordu bu. Kendi içimde öyle sınırlar koymuştum ki kendime hiçbir zaman dolu dolu bir kahkaha, aşırı şaşırmış bir tepki veremiyordum ya da üzüntüden kendini harap etmiş bir biçimde olamıyordum. Aslında kendimi mahveden, çıkmaza sürükleyen yalnızca bendim. Etrafımın da etkisi vardı ama böyle bir durumun içine sadece ben sürükleyebilirdim beni. Bir türlü aşamıyordum kendime duygusuzca koyduğum o sınırları.
Oysaki öyle bir ağlamak geliyordu ki içimden. Annem ve babamın gözlerimin önünde öldüğü zaman bile bir damla yaş akıtmamıştım. Onların hesabını soruyordum belki kendi kendime. Ya da neden ben diyordum anlamsızca. Böyle olmak zorunda mıydı veya o gün yalan söylemeseydim hayatta olurlar mıydı diye düşünmekten alıkoyamıyordum kendimi. Ama hiçbir şeyin değişeceği yoktu. Ne zamanı geri alabilirdim ne de mucize olabilirdi.
Bu sebeple artık aşmalıydım koyduğum sınırları. Kendi evime çıktığım için artık istediğim her şeyi, bu yaşıma kadar yasaklanan şeyleri yapabilecektim.
Aşık olmak nasıl bir duygu acaba? Bazen düşünüyorum, ben aşık olabilecek miyim acaba? Olsam kime olacağım? Nasıl davranacağım ona? Acaba şu an öyle birini tanıyor muyum? Ya da tanışabilecek miyim hayatım boyunca? Gerçekten aşık olma duygusuna yetebilecek kadar his var mı içimde? Nasıl biri olur? Nerede tanışırız? O da beni sever mi? Sevse ben onu mutlu edebilir miyim? Ne yaşarsam yaşayayım hep yanımda olur mu? Yoksa hayatımdaki en sevdiğim iki insan gibi beni dünyada tek başıma bırakıp gider mi? Ya da kimseye aşık olacak gücü bulamayıp ben mi bırakırım kendimi tek başıma?
Kendime bu soruları sorarak yol boyunca yürüdüm. Eve gelince yatağıma uzanıp kendime sormaya devam ettim cevabını bulamadığım her şeyi. Ama biliyordum ve güveniyordum kendime. Hiçbir sorum cevapsız kalmayacak. Ve bundan sonra hiçbir zaman en azından içimdeki umut ölmeyecek..
^^ Selam tekrardan. Umarım beğenmişsinizdir bu bölümü. Oy verip yorum yapmayı unutmayınn. Bir de hala isim bulamadım kitabım için ahshadhsdgash. Önerileriniz, fikirleriniz varsa bekliyorumm. Okuduğunuz için teşekkür ederimm :') ^^
instagram:beyzkanik twitter: beyzakanik_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
_
Teen FictionBir gün hiç beklenmedik bir şekilde hayatı mahvolan Ege, 18 yaşına basmasıyla beraber hayatında yepyeni bir sayfa açacaktır.