4. Bölüm - Topluluk-

3 1 0
                                    

Karanlık ile olan konuşmamdan 2 dakika sonra annemle geldi ve kahvaltımızı yapmaya başladık. Her ne kadar tepetaklak olduğumu belli etmemeye çalışsam da babam anlamıştı sanırım. Yüzünden anlayabiliyordum ne düşündüğünü aslında.

"Ada'da bir tuhaflık var. Sanki kötü bir şeyler olmuş gibi. Kahvaltıdan sonra onunla konuşmalıyız."

Bu da neydi böyle?
"Baba aklından herhangi bir şey geçirir misin?"

"Neden? Aklımı mı okuyacaksın?" deyip güldü.

"Baba lütfen?"

"Peki öyle olsun bakalım."

"Ailem benim için her şeyden değerli."

"Ailen senin için her şeyden değerli değil mi baba?"

Babam şaşırmış gibi duruyordu. Eda ile annem ise şaşırmışlardı. Normal tabi resmen zihin okuyabiliyorum.

"İyi de sen nasıl? Bu mümkün değil?"

"Sanırım zihninde geçenleri okudum baba. Nasıl mümkün değil anlamıyorum. Bana inanmıyor musun?"

"Tabi ki de sana inanıyorum kızım ama bu açıklanması zor bir mesele daha önce hiçbir doğaüstü akıl okumadı."

"Karanlık bile mi?"

"Karanlık sadece girdiği bedenin beyninden geçen şeyleri bilebilir. Başkasının aklından geçenleri okumaz."

"Bu ne anlama geliyor baba?"

"Anlamı şu bu olaydan kesinlikle kimseye bahsetmeyeceğiz. Aramızda sır olarak kalacak. Ben açıklama zamanı gelince size haber vereceğim."

"Kime açıklama zamanı gelince?"

"Topluluk'a."

***
Bütün olan bitenden sonra odama çıkıp olanları düşünmeye başladım. Bu olaylardan sonra delirmediğim için şanslıyım sanırım.
Kapının çalma sesini duymamla yatağımdan doğruldum. Açıkçası kafasını kapıdan sarkıtmış bir adet ufaklık beklemiyordum karşımda.

"Niye orada dikiliyorsun? Gelsene içeri."

İçeri girip kapıyı kapattıktan sonra koşarak boynuma atladı.

"Sanırım ölüyorum ama daha çok gencim Eda."

"Özür dilerim abla ya. Ben şey diyecektim sana."

"Ne diyecektin bana?"

"Benim de zihnimi okur musun? Belki de sadece babam da işe yarıyordur. Ne dersin?"

"Bilmiyorum Eda. Nasıl yaptığımı bile bilmiyorum."

"Abla sadece odaklan. Böylelikle antrenman tarzı bir şey de yapmış olursun kendini geliştirirsin. Hem ben izin veriyorum zihnimi okumana. Lütfen hadi nasıl işliyor merak ediyorum."

"Peki öyle olsun bir şey düşün bakalım."

Eda tam karşıma oturup gözlerini kapattı. Ben ise sadece Eda'ya bakıyordum ama sanki onun derinlerini görüyordum. Sanki onun zihni benim ayaklarımın altındaydı. Her anısı, cümlesi, kelimesi hatta her harf hepsini duyabiliyorum ama bu bana rahatsızlık vermiyor. Tam tersi sanki açlığımı gideriyor ve karnımı doyuruyor. Yavaş yavaş daha derinlere iniyorum. Ne düşündüğünü bulmaya çalışıyorum ve buluyorum.

"Peynir."

"Gerçekten bunu mu düşündün Eda. Peynir nedir ya? Bende ciddi bir şey düşünüyorsun sanıyorum. Sanki poz veriyorsun."

Karanlığın GücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin