3. Bölüm (İlkay Hanım!)

60 6 2
                                    

İlkay ailesinden duyduğu sözler üzerine sinirine hakim olamıyordu sakinleşmek için olduğu yerde dolanıyordu. O anda hayatında tek güvendiği dostu aramıştı:
-Alo canikom nasılsın? Özlettin kendini iki gündür mekanda yoksun Berk'de seni çok merak ediyor. Adamı kendine nasıl aşık etti isen bilemiyorum yani.
-Gerçekten mi? Bende onu çok özledim biliyorsun ondan çok hoşlanıyorum ama benim şu bağnaz ailem resmen aramıza kara çalı gibi giriyor.
-Nasıl yani bebeğim yoksa baban yine mi sana vurdu? İlkay'cığım yaa gerçekten ailene inanamıyorum bu gerici fikir neden yani bir de ailen çok zengin ileri görüşlü olacaklarına hep gerici ve bağnaz düşünce üzülüyorum sana bebeğim.
-Off Ece keşke babam yine vursaydı belki bu kadar öfkelenmezdim bana ne dedi biliyor musun?
-Ne dedi kuzum seni bu kadar sinirlendirecek?
-İnan şuan sana demeye bile utanıyorum.
-İlkay'cığım ben senin arkadaşın değil miyim? Merak etme ailenin gerici düşünceleriyle seni yargılamam ben seni biliyorum onlar gibi olmadığını.
-Ece'ciğim canım arkadaşım sen ve Berk olmasa bu yaşam çekilecek gibi değil. Gerçekten ailemden artık çok sıkıldım onları görmek bile istemiyorum Turgut Bey'e diyorum ki yurtdışında eğitimime devam edeceğim bana diyor ki bir yıllık eğitim alman gerekiyor bende zannediyorum ki dil eğitimi filan yanılmışım ne dil eğitimi beni Kuran Kursuna gönderecekmiş orada İslami eğitim alacakmışım duyabiliyor musun? Resmen beni örümcek kafalıların olduğu yere gönderecekmiş buna inanıyor musun? Benim orada ne işim var ölsemde oraya gitmem.
-Ayy canım arkadaşım şuan ben gerçekten şoktayım sen oraya gideceksin gerici siyah giyinen insanların olduğu yere kız orda nasıl durursun ki canım bebeğim senin adına gerçekten çok üzüldüm.
-Ece ben oraya gitmem oraya gitmekdense ölürüm daha iyi.
-İlkay bir ay sabret sonra nasıl olsa reşit olacaksın kaçarsın birlikte özgür olmaya Avrupa'ya gideriz.
-Evet o zamana kadar sabretmem gerekiyor.
-Kesinlikle İlkay ama o zamana kadar ailenin sözünü dinleyen uslu kız ol. Böylelikle ailen senden şüphelenmesin.
-Nasıl yani anlamadım Ece'ciğim.
-Bebeğim şimdi ailenin yanına git baba sen çok haklısın senin dediğin her şeyi yapacağım kursa gidip bir sene eğitim alacağım diyeceksin.
-Neee Ece inanamıyorum sana galiba babamgil gibi düşünmeye başladın.
-Ayy canikom ağzından çıkanı kulağın duysun o nasıl cümle ben bu dünyaya sıkılmaya değil eğlenmeye geldim. Canım beni galiba iyi dinlemiyorsun reşit olana kadar bir şey yapamıyacaksın ama reşit olunca özgür olmayacak mısın?
-Evet canım ben aylardır reşit olacağım günü bekliyorum.
-Tamam işte İlkay'cığım ben de onu diyorum eğer bu ketum tavrına devam edersen bir ay sonra hiçbir şey yapamıyacaksın çünkü ailen daha çok eve kapatacak seni kesin başına da bir koruma koyarlar iyisi mi o zamana kadar söz dinleyen uslu kız ol. Dedikleri zindana da git bir ay sonra reşit olunca ordan kaçarsın sonra ver elini Avrupa hayallerimizin yolculuğu başlayacak.
-Evet Ece anladım mükemmel plan ama ben o zindan da bir ay nasıl kalacağım.
-Canım sadece bir ay sabır etmen gerekiyor hayallerine ulaşmak istiyorsan.
-Tamam Ece'ciğim mecbur sabır edeceğim.
-Tamam canikom senden haberlerini bekliyor olacağım sonra görüşürüz bay.
İlkay telefonunu kapatınca saate baktı saat çok geç değildi ailesinin uyumadığını düşünerek aşağı ailesinin yanına indi bu arada da kendi kendine mırıldanıyordu.
-Hadi İlkay'cığım sen çok güzel bir oyuncu olabilirsin in ve şu uslu kızı oynamaya başla.
İlkay aşağı iner inmez babasının elini öptü.
-Babacığım can babam ne olur bu kendini bilmez kızını affet ne olur bir cahillik ettim sana ve aileme karşı çok saygısızlıklar yaptım ama şimdi aklım başıma geldi artık ne deseniz yapacağım. Kur'an Kursuna da gideceğim İslami ilimleri de öğreneceğim hatta üniversite olarak İlahiyat düşünüyorum babacığım.
Aile hala üstündeki şoku atamıyordu kızları İlkay bir an da siyah iken beyaz olmuştu. Her gece onlara isyan eden İlkay'mıydı Türkan Hanım şaşkınlığını dile getirdi.
- Kızım canparem sensin değil mi?
-Evet annem benim senden de çok özür diliyorum beni affet sonrada abisine dönerek abim ne olur bu biricik kız kardeşini affet.
Ailedeki herkesin gözünün içi parlamıştı bir an da hepsi İlkay'a sarıldılar Turgut Bey İlkay'ın yüzünü tutarak.
-Kızım biz seni ilk günden af ettik. Biliyorduk ki sonunda hak yola döneceğini Rabbime şükürler olsun sana hak yolu gösterdi. Türkan Hanım Selim bugün bizim bayram günümüz şükür namazı kılalım Rabbime şükür edelim.
O gece Hancıoğlu ailesi için bayram gibiydi gecenin ilerleyen saatlerine kadar sohbet ettiler sonra herkes odasına çekildi. Turgut Bey, Türkan Hanım ve Selim o gece şükür secdesi edip namaz kıldılar. İlkay ise bu işin bu kadar kolay olacağını ailesinin bu kadar kolay af edeceğini hiç beklemiyordu ama yine de çok mutluydu planı kusursuz ilerlemeye başlamıştı.
İlkay'ın gözlerindeki korku açıkça belliydi bu nasıl bir yerdi upuzun bir yol var önünde ama yolun kenarı ateşlerle doluydu. Ateş İlkay'a değmiyor ama sıcaklığını çok net bedeninde hissediyordu. İlkay yolda ilerlemeye çok korkuyordu ama içinde fena bir merak vardı çünkü bu upuzun yolun sonundaki nur açıkça belliydi İlkay nurun ne olduğunu çok merak etmişti. Ayağını yola atacak gibi oluyor ama korktuğu için geri çekiyordu. Bilinmezlik içinde savrulurken bir an da yanında çok güzel yüzlü bir genç belirdi sesinin yumuşaklığı ile İlkay'ın yüreğine ferahlık serperek cümlesine başlamıştı:
-Korkma! Yolun sonundaki kitaba ve güle ulaş İlkay Hanım!!

Arkadaşlar yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum. Yorumlarınız benim için çok önemli...

GÜLE GİDEN YOLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin