biraz önce bi bölüm daha yayınladım eğer görmediyseniz........
xo
Felix salondan içeri girdiği sırada üzerindeki ceketi çıkarttı. Hava güzeldi aslında, eşyalarını cebine doldurduğu için ceketi giyiyordu sadece. Elinde taşımak yorucu gelmişti. Artık ihtiyacı kalmadığı için çantasının yanına fırlattı.
Dans dersleri yaklaşık iki saat önce bitmişti. Arkadaşlarıyla biraz vakit öldürüp bir şeyler yedikten sonra onları yollayıp salona geri dönmüştü Felix. Dersten sonra hep fazladan prova yapardı. Genelde salon kapanana kadar... Dans etmeyi seviyordu ve daha çok gelişmek istiyordu.
Derslikler dışında, kişisel istekler için ayrılmış bu salon diğerlerinden çok daha küçüktü. Ama genelde pek kişi olmazdı zaten o yüzden Felix bunu dert etmiyordu. O an da kendisinden başka kimse yoktu.
Çantasıyla ceketini kenara itekledikten sonra telefonunu hoparlöre bağladı ve her zamanki çalma listesini açtı. Koreografisini bildiği şarkılarla oluşturduğu ayrı bir çalma listesi vardı. Dans edeceği zaman genelde onu açıp hangisi çalarsa onun koreografisiyle devam ediyordu. Bazen koreografileri kendince değiştirir ya da yeni yerler de eklerdi, ama tamamen kendine ait bir koreografi oluşturamamıştı henüz.
Yaklaşık 1,5 saat aynı şekilde dans etti. Ne kadar geçtiğini henüz anlayamamıştı bile. Aniden yanına sürüklenen bir şişe görünceye kadar durmak aklına bile gelmedi.
Bir soğuk çay şişesi yavaşça yuvarlanarak birkaç adım ötesinde durmuştu. Felix görüş açısına giren şişeyle şaşırarak duraksadı. Ama daha başını kaldırıp şişeyi yollayan kişiyi görmeden önce bile kim olduğunu anlamıştı. Gülerken eğildi ve şişeyi yerden aldı.
''Belki içecek bir şeylere, ya da...'' Chan kendi elindeki şişeyle oynarken ağır adımlarla ona ilerlemeye başlamıştı, ''Bana ihtiyacın vardır dedim.''
Gülerek söylediğinde Felix de gülmüştü.
''Tam olarak ne için?''
Şişeyi açıp büyük bir yudum almadan önce sormuştu. Gözleri hâlâ Chan'daydı. Chan omuz silkti. ''Susamışsındır, ya da beni özlemişsindir?''
''İkisi de önemli şeyler.''
Felix dudaklarını büzüp başını sallarken söyledi. Chan da gülerek başını sallamıştı. Ardından kısa bir sessizlik oluştu. Felix şişeyi çantasının yanına bırakırken konuyu değiştirmişti, ''Çatkapı geleceğine bir haber verseydin ya... Olabilir demiştim ama hazır olduğumdaydı o, henüz beni dans ederken izlemene hazır olduğumu sanmıyorum.''
Chan bir an duraksadı, ama çok geçmeden yine gülmüştü. ''Ah, o konu.. Merak etme halloldu o.''
''Hm?'' Felix kaşlarını çatarak ona döndü. Ne dediğini algılayabildiğinde şaşkınlıkla ağzı açılmıştı, ''Sen ne zamandır oradasın?''
Chan gülerek omuz silkti. ''Yani, sanırım bir saat oldu. Çünkü arkamda bir sınıf derse başlayıp bitirmişti. Hademeniz çok kafa bir adam bu arada.''
Felix bir süre öyle kalmıştı. Ardından nefesini verip gözlerini yuvarlarken güldü. Bu çocuk her seferinde onu şaşırtacak bir şeyler yapmayı başarıyordu. Chan bir şey demesine izin vermeden tekrar konuşmaya başladı.
''Merak ediyordum... Acaba, benimle de dans eder miydiniz?''
Duruşunu dikleştirip elini ona uzatmıştı. Felix kısa bir an eline baktıktan sonra tekrar gözlerine baktı. Gülümsemesini tutmaya çalışarak umursamaz bir şekilde kaşlarını kaldırdı, ardından elini onunkinin üstüne koymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spotify [chanlix]
FanfictionChan şehrin farklı yerlerinden geçerken şarkı önerileri bırakarak insanların günlerini güzelleştirdiğine inanıyordu. Felix ise onunla aynı şehrin sokaklarında dolanan bir gençti ve bıraktığı çoğu kağıda o denk geliyordu. ~> eğer siz de spotify kulla...