''Kayıtlara geçiyorsa eğer, limonata konusunda da ciddi değildim bu arada. Hepsi kendi tarifim.''
Felix göz ucuyla yanında oturan Chan'a baktı. ''Olayı bahsettiğin teşekkür kısmına bağlamaya çalışıyorsan, hayır, öyle bir şey yapmayacağız.''
''Nasıl bir şey yapmayacağız?''
Chan gülerek sandalyesini ona doğru döndürdü. Felix ona göz devirerek tekrar ekrana çevirmişti bakışlarını. Dışarıdan bakan biri bu tavırlarından etkilendiğini asla okuyamazdı. Ama Chan sanki bunu bilerek üstüne oynuyor gibiydi.
''Her ne yapmamı bekliyorsan. Onu yapmayacağım işte.''
''Ah, öyle mi...'' Chan üzgün bir şekilde başını eğdi, ''Oysa sadece beraber müzik yapmamızı bekliyordum.''
Felix ona bilmiş bir şekilde baktığında Chan gülerek ifadesini bozdu, ''Tamam, tamam. Bir şans öpücüğü ver bari.'' Yanağını ona uzatıp parmağıyla işaret ederken söyledi. Felix biraz sonra ona doğru hafifçe yaklaşmıştı. Chan nefesinin boynuna çarpmasıyla ürperdi, ama kıpırdamadı. Felix dudağı hissedilmeyecek kadar hafif bir şekilde yanağına sürterken ıskalayıp kulağına eğilmişti, ''Çok beklersin.'' Ardından geri çekilip arkasına yaslandı. Chan kaşları havalanıp ona döndüğü sırada gülümsüyordu.
''Sen çok tehlikeli birisin. Resmen duygularımla oynadın az önce.''
Felix gülerek omuz silkti. Ardından konuyu değişmişti.
''Ee, bana bunların nasıl kullanıldığını gösteriyordun.''
Elini sağ tarafındaki aletin üzerinde gezdirirken söyledi. Chan toparlanıp ona döndü. Kolunu onun sandalyesinin kolluğuna yaslarken yanına eğilmişti, boş boş dolanan elini yakalayıp bir tuşun üzerine getirdi.
''Bununla başlanıyor. Bu tuşlar hazır ritimleri çalmak için. Onlarla yeni bir beste oluşturmaya çalışıyorsun.''
''Puzzle gibi mi... yerleştirerek falan?''
''Gibi. Ben daha çok örüntü derdim. Belirli bir sıra oluşturman gerek, bir sonu olmalı ve ardından tekrar etmeli ki kulak onu tanıyabilsin. Tanıdıktan sonra hoşa gitmeye başlar.''
Felix başını salladı. Chan elini çekip tuşlar arasında birkaç yere basmıştı. 6 tuşla minik bir ritim oluşturdu, ardından aşağıdan farklı bir tuşa bastı. Böylece ritim kendi kendine tekrar etmeye başlamıştı.
''İşte böyle. Her şarkıda en az iki farklı beat bulunur. Giriş ve nakarat için aynı beat kullanılmaz, kalan kısımlarda tamamen değiştirmene gerek yok. Sadece sözlere göre bazı yerlere çıkışlar eklenir, sesle oynanır veya daha baskın benzer bir ritim ile hareketi arttırıp monotonluktan çıkartırsın.''
Chan bitirince duraksayıp Felix'e baktı. Başını sallayarak kendisini dinliyordu.
''Pekâlâ, o zaman şunu dinle.''
Sandalyesini bilgisayar ekranına döndürerek kendini oraya kaydırdı. Birkaç sekmeyle oynamasının ardından hoparlörden bir müzik yükselmeye başlamıştı. Chan işi bitince sandalyesini Felix'e döndürdü.
Yaklaşık 3 dakikalık bir müzikti. Felix tamamını dikkatle dinledi. Henüz söz eklenmemişti, eklenecek miydi bilmiyordu gerçi. Ama kulağa hoş gelen bir müzikti. Müzikten pek anlamasa da ona kalırsa birçok şarkıya yakışabilirdi.
''Beğendin mi?''
Chan biten müzikle ekranda bir şeyler yapmaya dönerken sordu. Felix de bakışlarını ona çıkarmıştı böylece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spotify [chanlix]
FanfictionChan şehrin farklı yerlerinden geçerken şarkı önerileri bırakarak insanların günlerini güzelleştirdiğine inanıyordu. Felix ise onunla aynı şehrin sokaklarında dolanan bir gençti ve bıraktığı çoğu kağıda o denk geliyordu. ~> eğer siz de spotify kulla...