gay-dar

3.3K 575 358
                                    

''Yani, eğer Uthred olsaydın Aethelfled'le mi birlikte olurdun?'' 

''Evet, hatta büyük ihtimalle Alfred'i kendim öldürdükten sonra.''

Chan bunun üzerine sesli bir şekilde gülmüştü. Onun gülmesiyle Felix de gülmeye başladı. Sessiz sokakta sadece ikisinin adım sesleri ve gülmeleri yankılanıyordu.

''Sen?'' diye sordu Felix ona dönerken, ''Gisela'yla mı birlikte olurdun?'' 

Chan dudaklarını büzerek gökyüzüne bakmaya başladı. Biraz düşündükten sonra cevaplamıştı, ''Uthred için bence en uygun kişi Gisela'ydı gerçekten. Ama eğer Uthred ben olsaydım muhtemelen... Finan'a abayı yakmış olurdum.''

''Uh?'' Felix şaşırarak ona döndü. Bu cevabı beklemiyordu gerçekten. Chan tepkisine gülerken olduğu yerde döndü ve geri geri yürümeye başladı. Tekrar konuşmadan önce Felix'le göz teması kurmuştu.

''Dizi boyunca Finan'ın onu gizliden sevdiğini düşünmüştüm hep. Ama eğer bunca yıllık gay-dar'ım beni yanıltıyorsa bile, Uthred'e müthiş bir bağlılık duyduğunu kimse inkar edemez bence. Hiç kimse, en yakını sandığı bile onun tarafında değilken Finan hep ona inandı, onu savundu. Bence Uthred öyle birini hak ediyordu.'' 

Felix de önüne dönerken dudaklarını büzmüştü. Evet, düşününce, o da dizi boyunca dostluklarına hep imrenmişti. Ama ikisini daha önce hiç sevgili olarak hayal etmemişti. Felix fikirlerini tartarken Chan tekrar konuşmaya başlamıştı bile, Felix de tekrar ona döndü. Gökyüzüne bakıyordu. 

''Gisela da onun gibi bir bağlılık duyuyor ve kimse olmasa bile ona inanıp sevmeye devam ediyor, evet. Ama Finan'ınki daha samimi geliyor bana nedense. Belki de tüm zorluklara birlikte göğüs gerdikleri içindir.'' 

''Ah, evet. Her anında yanındaydı. Özellikle ilk tanıştıkları o zaman... Tanrım, çok duygulandım.'' 

Felix hayali gözyaşlarını temizlerken söyledi. Chan bu haline gülmüştü.

''Kesinlikle.''

İç çekerken önüne dönüp eskisi gibi düz yürümeye başladı. Ardından kısa bir sessizlik oluşmuştu. Bu defa Felix böldü, ''Bu arada, gay-dar derken neyi kastediyordun?'' 

''Ne?'' Chan abartılı bir şaşkınlıkla ona dönerken söyledi, bir yandan da gülüyordu. ''Şaka yaptığını söyle!''

Felix hafifçe kaşlarını kaldırdı. ''Hayır? Ah, hadi ama.. Neden ki?''

Chan bunun üzerine daha çok gülmüştü. Felix ise anlayamayarak onu izliyordu. Neyin bu kadar olay olduğunu anlamamıştı. ''Hey, gülmesene!'' Koluyla onu dürtüklerken söyledi. Chan böylece sırıtarak ona döndü.

''Yani şimdi bana Brooklyn 99 izlediğini ama gay-dar'ın ne olduğu hakkında hiçbir fikrin olmadığını mı söylüyorsun? Hadi ama, bunu atlamış olmak için Gina'nın sahnelerinde gözünü kapatıp beklemiş olman falan gerek.''

''Saçmalama.'' Alınmış bir şekilde söyledi, ama Chan'ın garip etkisinden miydi bilmiyordu o da gülmeye başlamıştı. ''Tamam, açıkla o zaman.'' 

''Ah, bu ciddi bir konu.'' dedi Chan ellerini önünde kavuştururken. ''Sana derinlikleriyle anlatacağım.'' Felix dramatik tavırlarına gülerek başını salladı. Onun gibi oyuncu bir edayla ciddiyete bürünmüştü. 

''Şimdi, biz ki özel seçilmiş insanlar olarak, bunak heterolarla uğraşmamamız için diğer seçilmişleri sezebilmemizi sağlayan özel bir yeteneğe sahibiz. Ortamda başka bir homo olduğu zaman bunu hissedebiliyoruz. Eğer kıdemli bir homoysan yüksek oranda bu sezgiler doğru çıkar. Buna gay radarı diyorlar, yani kısaca gay-dar.'' 

''Hm,'' dedi Felix gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken, Chan da aynı şekilde onu onaylamıştı, ''Hıhım,''

''Mesela,'' diye devam etti ardından, konuşurken arada bir önüne dönüyor, biraz sonra tekrar Felix'e bakıyordu. ''Benim gay-darım senin biseksüel olduğunu söylüyor.'' 

Felix şaşkın bir şekilde elini göğsüne yasladı, ''Aman tanrım, sen kıdemli bir homosun.'' 

Chan buna sesli bir şekilde gülmüştü. Felix de dayanamayıp ona katıldı. 

''Olabilirim.'' dedi Chan bir süre sonra. Konuşurlarken Felix'in evinin önüne gelmişlerdi. Felix adımlarını yavaşlattığında Chan da duraksadı. 

''Geldik.'' dedi Felix biraz üzgün bir sesle önünde durdukları evi gösterirken. Felix'in dersini ekip günü Chan'la geçirmesinin ardından Chan onunla eve kadar yürüyeceğini söylemişti. Ve yolu uzatmak için otobüse binmemelerine rağmen gün bir şekilde bitmişti işte. 

Yine de Chan neşesi asla eksilmeyen bir insandı. Gülümseyerek evine döndü ve incelemeye başladı. Ellerini ön cebine sokmuştu. 

''Hmm.. Bir bakalım,'' dedi gözleri hafif kısılıp önünde durdukları apartmanı incelerken, ''Tam bir aile apartmanı. Aile apartmanlarında alt katlar hep uzun süreli aileleri ağırlar, tahmin ediyorum ki en üst katta oturuyorsun.''

Chan onay olmak için ona döndüğünde Felix gülerek kollarını kenetledi, diğer yandan başını sallamıştı. İstediği onayı alan Chan geri önüne döndü. ''Üçüncü kattaki tüm ışıklar kapalı olduğuna ve saat daha 7 olduğuna göre hangi dairenin senin olduğu fark etmeksizin tek yaşadığını tahmin ediyorum. Komşun da evde değil bilmek istersen.''

''Sol taraf.'' diye açıkladı Felix gülmeye devam ederken, Chan başını hafif eğip kaşlarını kaldırırken ona bir bakış attı. Ardından geri önüne dönmüştü. ''Hm, öğrencisin ve tek başına yaşıyorsun. Ama yine de balkonunu kapatmışsın. Keyfiyen yapacağını hiç sanmıyorum. Evcil hayvanın var, değil mi?''

''Evet, Sherlock.''

''Bence tam köpek insanısın.'' 

Chan bu defa tamamen ona dönerek söylemişti. Felix yukarılarda hayali bir noktaya bakarak omuz silkti, ''Sanırım sana göre açık bir kitap gibiyim, öyle değil mi?''

''Herkes öyledir.'' Chan söylediğinde Felix tekrar göz temasını kurmuştu. Chan devam etti, ''Sadece okumak isteyen okur.'' 

Felix bir şey söylemedi. Ne diyeceğini bilememişti. Sadece dudaklarını birbirine bastırarak bakışlarını kaçırdı. Biraz sonra geri ona döndüğünde Chan hâlâ onu izliyordu. 

''O zaman,'' diyerek konuyu değiştirdi Felix, ''Ben içeri gireyim artık. Sen de hasta olmadan evine dön.'' 

''Güzel plan.''

Felix gülerek başını salladı, ardından eliyle minik bir selam verip apartmanın bahçesine yönelmişti. Bahçe kapısını açtığı sırada Chan arkasından seslendi, ''Önceki tahminim de doğru muydu?'' 

Felix duraksadı, kısa bir an neyden bahsettiğini anlamamıştı. Ardından dizilerden konuşurken söylediği şeyi hatırladı. Cevabını sadece şaka olarak görmüştü demek. Gülmemek için alt dudağını ısırdı. Ona dönmeden önce ifadesini toparlamıştı, ''Bunu biseksüel olduğumu düşündüğün için mi soruyorsun yoksa biseksüel olmamı istediğin için mi?''

Chan gülerek omuz silkmişti, ''Sanırım.. ikisi de?''

Felix de güldü.

''Bence bundan önce flört becerilerin için endişelenmen gerek.'' Tek söylediği bu oldu. Ardından sesli gülmeye başlamış olan Chan'ı arkasında bırakarak apartmana girmişti. 

xo

doktor cok ender görülen bi hastalıga yakalandıgımı söyledi hikayeme yorum yapan herkese asık oluyomusum

btw benden baska izleyen varmı bilmiyorum bölümün basında en sevdigim dizi the last kingdom'dan konusuyolar cünkü ben konusturuyorum ve en sevdigim dizi

Spotify [chanlix]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin