Başlangıç-Bitiş: 12.03.2021
***
Selamlar... Birkaç bilgilendirme yapacağım. Öncelikle kurgu angst. Etikete filanda ekledim ama ilk bölümde de bahsedeyim. Sonra etiketi görmeyip bana küfür edenler olur filan dsmcksdmcksd
İkinci bilgilendirme: Bu kitabı yazarken bir Dünya klasiği, ve Türk klasiğinden esinlendim. Yani ufakta olsa detay var. Sonra vay efendim ben buna benzer kitap gördüm demeyin :D Wattpad de böyle bir kitap görmedim. Bu platformdan esinlenilmiş değildir, benzer kitap varsa bilemiyorum smksdmvks
Neyse uzatmayayım. Final bölümünde bir şey yazmayacağım için şimdiden okuyan herkese teşekkürler. Keyifli okumalar ❤❤❤
❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄
Çalan alarm ile gözlerimi kitabımdan ayırıp telefonuma çevirdim. Alarmı kapatıp ayağa kalktım. Oda iyice havasız kalmıştı. Pencereyi açıp temiz havayı içime çekerken biraz olsun iyi hissetmiştim. Bedensel ve ruhsal olarak dinlenmiş hissediyordum kendimi.
Bilgisayarımın başına geçip açma düğmesine bastım. Ellerimi birleştirip hafifçe gerindim. Blog sitesine giriş yapıp gelen bildirimleri kontrol ettim. Hikayelerim gün geçtikçe ilgi görüyordu ve bu benim egomu oldukça tatmin ediyordu.
Tek sorun artık hikaye bulamamamdı. Bir süre gözlerimi kapattım. Belki bir şarkı yardımcı olabilirdi. Hayır klasik bir müzik filan dinlemeyecektim. Playlistimde ki çoğunluğu saçama sapan ve acı yüklü şarkılarımın arasından gezindim. Sonunda birine karar verdiğimde gülümseyerek açtım.
Bu şekilde biraz olsun ilham alabiliyordum.
Yeni içerik kısmına gelip elimi klavyede gezdirmeye başladım.
Selamlar millet...
Bugünkü hikayemiz kayıp çocuk../
Harika! Çocuğun adını düşünmemiştim... Ömer.. Ali... Osman...
Hadi ama... Bunların çoğunu kullanmıştım zaten. Tamam buldum!
Bugünkü hikayemiz kayıp çocuk Tuna hakkında olacak. Hazırsanız başlıyoruz. Keyifli okumalar... ;)
Tuna soğuk bir gecede okuldan dönmüş, yağmurun ıslattığı toprak zeminde yürüyordu... Gök aniden gürlerken arkasına bakmak gibi bir hata yaptı. Ve bir de ne görsün!
''Bu ne anasını satayım ya!'' Sinirle masaya vurup arkama yaslandım. ''Biraz daha odak, biraz daha!'' Kafama hafifçe vurup odaklanmaya çalıştım. Belki bir kahve iyi gelebilirdi. Evet evet iyi fikir!
Kendime koca bir kupa kahve yaptım. Enfes kokusu bile rahatlamama yetmişti. Birkaç yudum daha alıp masaya koydum. ''Hadi bakalım!''
Tuna soğuk bir gecede okuldan dönmüş, yağmurun ıslattığı toprak zeminde yürüyordu... Üstü yağmurdan dolayı ıslanmaya başlamıştı bile. Bir köyde yaşıyordu ve bu nedenle okuldan eve dönüş yolu ağaçlık ve ıssızdı.
Çamur olmuş botlarına baktı. Annesi yine kızabilirdi. Çünkü minibüs için verdiği parayı, yeni misketler almak için biriktiriyordu. Üstelik şu an o da bunun iyi bir fikir olup olmadığını düşünüyordu. Bu ıssız yolda yürümek iyi bir fikir değildi.
Bir dakika... O sesler neydi?
Sanki takip ediliyormuş gibi bir izlenime kapılmıştı. Ancak arkasına bakamayacak kadar korkuyordu.
Hava iyiden iyiye kararmıştı ve gök gürlemeye başlamıştı. Ağaçlık alanda olması daha da korkutuyordu onu. Derlerdi ya..; Ağaçlık alandan şimşek çarpma olasılığı daha yüksektir diye.. Ya da o öyle zannediyordu.
Sesler yakınlaşmaya devam ederken gergin bir şekilde yutkundu. Adım sesleri çok yakından gelmeye başlamışken artık koşmasının gerektiğini düşündü. Bu nedenle tabanları yağlayıp olabildiğine hızla koşmaya başladı.
Ayakları çamura bata çıka hareket ederken kaygan zemin onu zorlamaya başlamıştı. Bardaktan boşalırcasına yağan yağmur da ona hiç yardımcı olmuyordu.
Gök aniden gürlerken korkuyla çığlık attı. Dengesini kaybedip yere düşerken ellerini zemine basıp batmasını önlemeye çalıştı ancak bu pek işe yaramamıştı. Yüzü dahil bir çok yeri çamura batarken adım seslerini tekrar duydu. Ve arkasına bakmak gibi bir hata yaptı...
Ne mi görmüştü? Avazı çıktığı kadar bağıracağı korkunçlukta biri... Acaba kimdi bu..?
''Yes be!'' Yumruğumu havaya savurduktan sonra hikayemi kontrol ettim. Ufak tefek hataları düzenleyip yayınladım. Kahvemin dibini görüp mutfağa ilerledim.
İçeriye döneceğim esnada kapı çalmıştı. Gelen tabi ki aidatları toplamak için her gün 30 kere kapıları dolaşan yönetici bozuntusuydu.
''Buyur Kerim abi.''
''Tunç oğlum 180 TL aidatı almaya geldim.'' Derin bir nefes alıp kafamı salladım. Anasını satayım 2 gün geçirmiştim sadece.
Elimde para yoktu. Daha doğrusu azdı. Henüz blogdan gelen parayı çekememiştim. Yayınladığım hikayelerin bölümlerinin okunma sayısından ve beğenilerinden para geliyordu. Çok bir şey değildi ancak ek bir gelir oluyordu işte. Onun dışında grafik tasarımcısı olarak çalışıyordum.
Ancak hem iş olmadığı için hem de bloğuma ağırlık vermek için home ofis çalışıyordum. Ondan gelen para tek başına yetmiyordu.
''Al Kerim abi.'' dedim 200 TL'yi uzatarak. Parayı görünce gözleri parlamıştı. ''Üstünü yarın veya sonraki gün getiririm.'' dediğinde kaşlarımı çattım. Ne demek yarın getiririm?
''Parayı hemen istiyorsun ama Kerim abi!'' Adam geri adım atmayacağımı anlayıp cebinden 20 TL çıkarıp bana uzattı. Öyle bir veriyordu ki sanki sadaka veriyordu anasını satayım!
Daha fazla bir şey demeden kapıyı yüzüne kapattım. Bilgisayarın başına geçip gelen yorumlara baktım.
User1: Hikaye harika!
User2: Oha ama burada kesilir mi ya!''
User3: Yeni bölüm ne zaman?
User4: Kesin arkadaşlarından biri :/
Hemen duvarıma gelip klavyede gezdirdim ellerimi.
Turuncgillerdenportakal: Selamlar millet! Hikaye üç bölüm sürecektir. Bu süreçte tahminlerinizi yazmaktan çekinmeyin. Ancak spoi vermeden... ;)
Paylaştıktan sonra anında bildirimler düşmüştü. Derin bir nefes verip arkama yaslandım. Az sonra biri yorum yaptı.
User6: Son zamanlarda yayınladığın hikayeler gerçekmiş gibi gelmiyor. Lütfen önceki gibi gerçek hikayeler yayınla. Yoksa okumayı bırakacağım :(
Bu yorumu görünce sinirlenmeden edemedim. Anasını satayım diğer blog yazarlarının kaçı gerçek hikaye yazıyordu acaba? Hepsi uyduruyordu. Benimkilerin daha fazla sevilmesi bu yüzdendi. Tamam son zamanlarda attıklarımın bazıları uydurmaydı evet ama, eve tıkıldığım için etrafımda gözlemleyebileceğim bir olay olmuyordu. Her şeyi sömürmüştüm. Ne yapayım? Kerim abinin aidat toplamasından mı bahsedeyim? Karşı komşumuz Fatma teyzenin dedikodularından mı yoksa?
Gerçi onu da az kullanmamıştım ya...
Bir şeyler bulmalıydım. Daha çok okunacak bir şeyler... Ve mümkünse gerçek..!
❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄
User: kullanıcı demek. İsim uydurmaktansa bu şekilde yazdım. Bölümlerde hep aynı sayıları görmeniz aynı kullanıcı oldukları anlamına gelmiyor. Kısa bir bilgilendirmeydi :))) 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİLİ GÜNLÜK... | bxb
Short Story[TAMAMLANDI] ''Sevgili günlük... Bugün yine umutla başladım güne. Umarım tüm günüm öyle geçer...'' Başlangıç-Bitiş: 12.03.2021