❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄
Sabah yine mükemmel bir baş ağrısıyla uyandım. Gece boyu heyecanla yorumları okumuştum. İlk bölümü yayınlamam sonucu binlerce yorum gelmişti.
Bunun bilincinde olduğum için baş ağrımı bile çok takmayacaktım.
Ayağa kalkıp banyoya ilerleyeceğim esnada telefonuma gelen bildirimle dikkatimi oraya verdim. Bizim çocuklardan mesaj gelmişti.
Efe: Tunç nerdesin abicim?
Ahmet: Cevap versene lan!
Soner: Yine şu bloğa takıldı mal!
Sensin mal! deyip dil çıkaran emoji attım. Gerçi bu da gülüyordu. Yok muydu şöyle sinirle dil çıkaran..!
Telefonu yatağa fırlatıp banyoya ilerledim. Ilık bir duş iyi gelecekti. Nasılsa bugün evdeydim. Üşümezdim.
Güzel bir duşun ardından kahvaltımı hazırladım. Yaylana yaylana yemekti amacım ancak öyle olmamıştı. İçimdeki merak dürtüsüyle hızla yiyip bilgisayarımın başına geçtim.
Açılmasını beklerken kendime bir kahve aldım. Güne kahvesiz başlayamaz olmuştum. Beynim yoruluyordu.
Kahvemi hızlı hızlı içerken sayfa açılmıştı. Giriş yapıp bildirimlere girdim. Gelen yorumlar çok iyiydi. Basit bir hikaye gibiydi. Ancak gerçek olduğu anlaşıldığı için takipçilerin hoşuna gitmişti.
User1: Hikaye çok iyi. Nerden buldun bunu?
Sana ne!
Turuncgillerdenportakal: Söyleyemem (: Ama bir günlük olduğunu bilmenizde bir sakınca yok...
User2: İzin aldın mı peki?
Harika! Ne diyecektim buna. Gerçi sahafta bulduğuma göre endişelenmeme gerek yoktu.
Turuncgillerdenportakal: Tabi ki de
Birkaç yoruma daha cevap yazıp defteri elime aldım. Yazacağım sayfayı açıp okumaya başladım. Eğer beğenirsem yayınlayacaktım. Zaten baya bir sayfa vardı.
Derin bir nefes alıp rahat bir pozisyona girdim. Ayaklarımı masaya dayayıp kahvemi elime aldım. Diğer elime günlüğü alıp okumaya başladım.
18 Şubat 2010
Sevgili günlük...
Bugün erkenden uyandım. Perşembe günleri burada küçük bir pazar kuruluyor. Annemle oraya gideceğim. Köyün bütün çocukları giriş kısımda toplanıp oyun oynuyor. Ben o yaşı geçtim.
Aa sana söylemiş miydim? 17 yaşındayım ben..
''Demek 17 yaşında. Daha küçük sandım'' Omuz silkip okumaya devam ettim.
Aynı günün akşamı...
Bugün pazarda onu gördüm... Her zaman olduğu gibi babasına yardım ediyordu. O kadar iyi bir insan ki. Babası görmeden yaşlı bir teyzeye fazladan domates verdi. İyilik meleği gibi...
Anneme söylediğim zaman abarttığımı düşündü ama bence değil. Anneme göre benden daha iyisi yokmuş... Buraya yazmadım ama gülüyorum.
Benim de dudaklarım kıvrılmıştı. Masum bir çocuktu belli ki... Şu an ne yapıyordu acaba?
Pazardan döndükten sonra babamla Halfeti'ye gittik. Bir arkadaşı gelmiş İstanbul'dan. Onu gezdirdik. Çok eğlenceliydi. Hatta şu tekne-gemi neyse işte... Onlara bindik. İlk defa bindim. Sular altında kalmış şehri incelemek yakından görmek beni çok etkiledi. O suyun dibinde neler vardır neler...
Kaşlarımı çatıp önümde ki kağıtlara baktım. Doğrulup küçük bir kağıda not aldım. ''Çocuk 17 yaşında. Adı Berken. Halfeti.... Yani Şanlıurfa da yaşıyor. Bir de ne vardı ya?''
Deri defteri aldığı amcasını hatırladım. ''Heh! Ramiz diye bir adam var. Deri işlemeciliği yapıyor.'' Bu bilgiler hikaye için önemli olabilirdi.
Defteri tekrar elime aldım.
Bugünlük bu kadar yeter. Yarın babamla cuma namazına gideceğiz. Umarım iyilik meleğimi orada görürüm...
İyilik meleği? Bu çocuğun aşık olduğu bir mi acaba? Ama cuma namazına gidiyorum dediğine göre erkek olmalı. Ki pazarda gördüğü için de...
''Vay be! Çocuk gay. Bak bu daha çok ilgi çekebilir.'' Sevinçle kafamı sallayıp profilime geldim. Hikayemi açıp yeni bölüm kısmına gelip okuduklarımı yazmaya başladım. Yayınlayıp ortalığı toplamaya başlarken bildirimler yağmaya başlamıştı. Hiçbir hikayemin bu kadar ilgi gördüğünü hatırlamıyordum. Ulan o kadar aksiyon dolu şeyler yazmıştım be!
Kafamı iki yana sallayıp mutfağa ilerledim.
Ortalık toplama işine girişip kendimi kaptırmıştım. Yarım saat sonra bilgisayarın başına oturdum. Neyse... En azından ev bir şeye benzemişti.
Yorumlar yine dudaklarımın kıvrılmasına neden olmuştu.
User1: Çocuğun eşcinsel olma ihtimali var mı?
Aferin zeki çocuk...
User2: Hikaye durağan ilerliyor sanki!
Hadi başka kapıya o zaman!
User3: Urfa'da geçiyor sanırım...
Ne olursa olsun çocuğun adını veya bahsettiği kişinin adını vermemiştim. Ancak şehri tahmin ettiler. Bu sorun teşkil edip etmeyeceği düşündürmüştü beni. Ortalıkta günlüğü gezinse de binlerce insanın gördüğü bu sitede her şey tüm açıklığı ile konuşulması iyi olmazdı.
İsim olarak sevdiğim bir kitap karakterinin adını koymuştum. Ki çocuk hikayede bunu yaptığım için insanlar alışkındı. Ancak nedense bunun günlük olduğunu bildikleri için ekstra olarak meraklanmışlardı. Ki ekranıma düşen bildirim bunu destekler nitelikteydi.
User4: Çocuğun adını paylaşacak mısın?
Turuncgillerdenportakal: Yapmadığımı biliyorsun :)
User4: Lütfen çok merak ettim :(
Daha çok merak et. Meraklı! Derin bir nefes alıp sakinleştikten sonra gülümseyerek cevap verdim.
Turuncgillerdenportakal: Maalesef :)🖤
User4: Peki :(((
Anandır peki! Sinirle göz devirip ayağa kalktım. Biraz dışarı çıkmak iyi gelebilirdi. Tabi ki gezmek için değil. Evde yiyecek bir şey kalmamıştı.
Hırkamı giyip telefonumu aldım. Markete ilerlerken etrafımda gördüğüm insanlar hakkında hikayeler uyduruyordum. Nedense birkaç gündür aklıma çok iyi hikayeler geliyordu.
Zaten ne zaman yazacak bir şeyim olsa o zaman ilham gelir anasını satayım. Aynı anda 1000 hikayede yazamayacağım için...
Telefonumu çıkarıp aklıma gelen kısa hikayelerin içeriği hakkında birkaç bir şey yazdım. Sonra bakarım diye. Ben salak salak telefona bakarak yürürken birine çarptım. Harika! Burada bırak peşimi anasını satayım.
''Tunç.''
''Kerim abi.''
''Hayırdır? Neden buradasın.''
''Sana ne abi? Te Allah'ım ya...'' Salak adam. O kadar alışmış ki yakın çevresinin kendisine hesap vermesine. Bana da hesap soruyor. Git karın sana hesap versin.
Arkama bir bakış attığımda bana baktığını gördüm. Tuhaf bir tipi vardı zaten. Seri katil gibiydi anasını satayım. Gözlerimi kısıp bakınca o da aynı şekilde baktı.
Hince sırıtıp önüme döndüm. Telefonumu çıkarıp yazmaya başladım
X apartmanında... Adı ne olsa acaba. He! Şerafettin adında bir yönetici vardı. Komşusu y, bu adamın bir seri katil olduğu kanısına varmıştı. Zira bakışları hiç hayra alamet değildi...
❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄❄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİLİ GÜNLÜK... | bxb
Cerita Pendek[TAMAMLANDI] ''Sevgili günlük... Bugün yine umutla başladım güne. Umarım tüm günüm öyle geçer...'' Başlangıç-Bitiş: 12.03.2021