Sokağa doğru yürüdüğümde içimde bir yerde korkunç sinyaller, felaket uyarıları hissetmeye başladım. Kaldırımda sendeleyerek koşmaya hazırlandığımda ileride büyük bir kalabalık gördüm. Herkes kendince yorumlar yaparken ben evimin önünde dumanları gördüm.
Evim yanıyordu.Çiçeklerim yanıyordu. Hatıralarım, anılarım yanıyordu. Emeklerim yanıyordu. Geriye kalan bütün umutlarımda alevde kül olmaya mahkum gibiydi.O kaldırımda çakılıp kalırken aylar öncesinde bir arabayla yanmış olan tüm duygularım külleriyle yeniden yandılar. Aşkım, sevgim, nefretim,renklerim. Etrafıma göz çevirdiğimde Sinemin bir köşede ağladığını,insanların ise acır gözlerle evime baktığını gördüm.Bir an durduğum yerden bütün benliğim sarsılmışçasına titreyip,haykırarak eve doğru konuşmaya başladım.Alevlere doğru ilerlemeye çalışıyordum.Artık dayanamıyordum.Alevler beni de yaksın istiyordum.Zaten yakmıştı, bedenen de yangına dönüşebilirdim. Ama insanlar beni tutuyor.Gitmemi engelliyorlardı. Önüme gelene tekme,tokat savuruyor,insanları aşmaya çalışıyordum.Tam anlamıyla sinir krizi geçiriyordum.Benim dayağımdan nasibini alan herkes yüzlerini acıyla buruşturuyor.Ama güçlü kollarını üzerimden çekmiyorlardı.Hayal gibiydi ama bir o kadar da gerçek. Neyin doğru neyin yanlış olduğu bir türlü anlaşılmıyor fakat alevler sana bunun bir rüya olmadığını kanıtlıyor. Karmakarışık bir rüya gibiydi, yaşadığım onca şey bunun yanında gerçekliğini bu kadar yitirmemişti. Evden çıkan alevlerle bağırdığım sesimin kısıldığını fark ettim. Alevdi. Yine beni enkaza dönüştüren bir alevdi. Bir süre sonra vücudum bu acıya dayanamayıp yere yığıldı.En son gördüğüm şey ise alevlerin harap ettiği evimdi
.Gözlerimi açtığımda beyaz rahat bir yatağın üzerinde yatıyordum.Bulunduğum yer gerçekten çok modern düzenlenmiş bir odaydı.Yerde rengarenk puflar ,karşımda ise çalışma masası vardı.Masanın üzerinde karışmış kağıtlar ve kahverengi bir kalemlik vardı.Kalemliğin içi rengarenk kalemlerle doluydu.Yan tarafında ise büyük pembe çiçek desenlerinin işlendiği beyaz bir dolap vardı.Onun yanında ise aynı tarzda beyaz bir şifonyer.Odaya beyaz rengi mobilyalar hakimdi.Ama duvar açık turuncu bir renge boyanmıştı.Gerçekten harikulade bir odaydı. Ben hala odaya göz gezdirmeye devam ederken odaya üzerinde mavi bir elbise olan çok güzel bir kadın girdi.Kadının içeri girmesiyle alevler yeniden gözlerimi yakmaya başladı. Ayağa kalkerken midemin bulandığını hissettim.
''Evim! Evime ne oldu? Neredeyim ben?''
Kurumuş sıcak gözyaşlarım yenilenirken karşımda şefkatle yüzüme bakan kadına döndüm. Kadın iri mavi gözlerini kırpıştırdı.Ve kolumu sevgiyle okşadı.. -
''Sakin ol tatlım.'' Yüzü, bana annemin küçük bir kız çocuğunu okşarken aldığı ifadeyi andırdı. . ''Vural Amcanın köşkündesin. Dinlenmen gerek.''
''Peki evim, evime ne oldu?'' dedim duyacaklarımdan korkar bir şekilde.
''-Bir süre burada kal lütfen.Bizim misafi-''
''Evime gitmek istiyorum! Ne misafiri!'' dedim hırçın bir sesle. Alevler gözümün önüne gelirken, "Benim evim yandı. Hala sakin olmamı mı söylüyorsunuz."Yerde duran montumu alıp üzerime giydirilen saçma sapan pijamaya aldırış etmeden kapıya doğru ilerlemeye başladım. Kadının sakin ol nidalarına aldırmadan hızlı adımlarla koridordan geçip,köşkün çıkıp kapısını aramaya başladım.Ne büyük yerdi burası.Ve lanet olasıca çıkış nerdeydi?Merdivenleri fark edip aşağıya doğru indiğimde,aşağıdaki büyük salonda sigara içen Vural Beyi fark ettim.O da beni fark etmiş gibiydi.Ama ona aldırış etmeyip ilerlemeye devam ederken ,bahçede gördüğüm adam önüme çıktı.''Küçükhanım Vural bey sizinle konuşmak istiyor.Onu dinler misiniz lütfen ?''
dedi bahçede kullandığı nazik ses tonuyla
''Vural Beye yaptıklarından dolayı teşekkür ettiğimi söylersiniz. .Ama benim şimdi evime gitmem gerek. '' dedim katı bir sesle
.''Küçükhanım lütfen?'' Sinirle derin bir nefes aldım.
''Ya neden anlamıyorsunuz? Evime gitmem gerekiyor.''
''Bakın zorluk çıkarmayın, Vural Bey konuşmak istiyor.''
''Konuşmak istemiyorum. Önümden çekilsene! Gideceğim.'' diye bağırdım. Adam bu sefer bana aldırmayıp kolumdan çekiştirerek beni koltuğa sürüklemeye başladı.Elimi zorlukla kolumdan kurtarıp koşmaya başladım.Ama arkamdan geldiğini fark ettiğimde çoktan beni omzuna atıp yürümeye başlamıştı. ''Bıraksana beni.Zorba herif. .Vural Bey söyleyin bıraksın beni evime gitmem gerek lütfen ''dedim bir yandan omzunu yumruklarken Adam beni hafifçe koltuğa bıraktığında bu sefer Vural Beye dönüp
''Bana böyle davranmaya hakkınız yok. Ne halde olduğuna bakmam gereken bir evim var. Evime gitmek istiyorum. dedim kollarımı kavuşturarak.
''Fakat 'Gidecek bir evin yok. Bak Azam, doğruları duyabilecek kadar büyüdün.
Belki de bu doğruları duyacak kadar büyümemiştim .
''Evin yandı.İtfaiyeciler geç geldiği için çok büyük bir hasar aldı.Kalacak bir yerin, bir evin yok. O yüzden senden rica ediyorum, burada kal. '' dedi sabırsız bir ısrarla.
''Üzgünüm, teklifinizi kabul edemem.Kimseye rahatsızlık vermek istemiyorum.'' dedim. İnsanların bana acıyıp yanlarına almalarını istemiyordum.Her ne kadar babam tanısa da ben hayatımda ilk kez gördüğüm insanların evlerinde acıyacakları bir sığıntı gibi yaşamak istemiyordum.Olmazsa bir süre otelde kalır sonra bir iş bulup kiraya çıkardım.Ah ama parayı nerden bulacaktım ki.Satmayı düşündüğüm ve bin bir özenle yaptığım çiçekli vazolarımın yandığı aklıma gelince içine düştüğüm hayal kırıklığı bir cam parçacığı misali büyük bir acıyla kalbime batmaya başladı.Gözlerim acıyla dolarken göz yaşlarımın akmaması için gözlerimi kırpıştırdım. Ne yapacaktım veya ne yapmalıydım? Gidecek bir yerim, kalmak için verecek beş kuruş param yoktu.
''-Ne rahatsızlığı?'' dedi biraz sert bir sesle'' Sen de benim kızım sayılırsın.Ve gidecek hiçbir yerin yok.Seni böyle bir durumda yalnız mı bırakıyım.Baban böyle mi olsun isterdi.Sana sahip çıkmamı yanımda olmamı isterdi.Çaresiz bir şekilde dolaşmanı değil.Azam, kanadı kırılmış küçük gururlu ve güçlü bir kuş gibisin sen.Bari sen bendini biraz toparlayana kadar kanatlarını onarana kadar yanımda kal. Sonra bu kadar güçlü ve cesur bir kız yeniden eski hayatına dönecektir eminim. Babanın hatırı için inat etme artık.'' dedi samimi bir sesle. İçine düştüğüm çaresizlik beni boğacak hale geldiğinde duyduğum bu samimi ve sıcak sözler bana tutunacak yeni bir dal yaratmıştı. Vural amca farklıydı, size olmadık bir güvenle sarılıyordu. Hele babam hakkında söylenen son sözler bütün direncimi kırmıştı.Ve cümleler ağzımdan istemsiz olarak çıktı.
''Teklifinizi kabul ediyorum.Ama geçici olarak kalacağım. Ve hemen yeni bir yere taşınacağım.'' dedim kendi kendimi tatmin edercesine. Vural Beyin yüzünde büyük bir gülümseme oluşurken dalıp gittiğiniz bir anda radyodan gelen etkileyici sesle irkildiğinizde olacağı gibi sert ve erkeksi bir ses duydum.
''Misafirimiz mi var?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
ChickLitKüllerinden doğan bir aşk.... Ailesinin bir patlamada alevlerin içinde yok oluşunu izleyen bir kız, Annesinin ölümüyle kalbine buzdan duvarlar örmüş bir genç. İkisi de ateş kadar zıt ve bir o kadar benzer birbirine. İntikama hapsolan ruhları ateşten...