Etüt için ve biraz da ders çalışıyor havası oluşturmak için dershane zamanıydı. Her ne kadar yorgunda olsa sabahki gördüğü manzara onu tekrar tekrar güçlendiriyordu. Amy ile aynı dershanede olmaları . Şimdi yapması gereken tek şey Amy'e daha yakın olup onu kazanmaktı. Ders saati geldiğinde kendini Amy'nin yanında bulmuştu. Amy ise bu duruma hayli şaşkın bir vaziyet sergiliyor ve derste Lenon'a eşlik ediyor. Lenon "Hey! Amy bugün ne kadar d güzelsin." diyerek planını aktif bir hale sokuyordu. Amy iltifatlar karşısında utanıp kızarsada herkesin Lenon'a karşı bir zayıf noktası olduğunun farkındaydı. Lenon heyecanla "Erica neden extra ders almıyor biliyoruz ki Erica gözde ögrencilerden bir tanesi." Amy çok geçmeden sorusuna şu yanıtı veriyordu "Erica'nın babası ögretmen ve onlar özel bir dershane sahibi oraya gidiyor" Lenon bu durum karşısında rengi değişmiş bir şekilde donup kalmıştı. Lenon kime karşı ne hissettiğinin farkına varmıştı belkide hayatı boyunca kimseyi sevmeyi aklıdan bile geçirmemiş birisine aşık olmuştu. Hemde körü körüne. Lenon dayanamayıp Amy onu ilk gördüğü günden beri çok farklı seyrettiğini ve birkez olsun gözlerini onun üzerinden alamadığı dile getiriyordu. Amy ise bu duruma çok şaşırmış kendisinden yardım veya bir diğer değişle fedakarlık bekliyen Lenon'ın gözlerine bakıyordu. Lenon Amy'nin nunarasını almış ve konuşmalarına oradan devam etmek istediğini söylemişti. Gece boyu Lenon'ın bitmeyen soruları ve Amy'nin her birine verdiği olumsuz cevaplar yıkmıştı Lenon'ı. Gecenin karanlığına 15 yaşındaki bir çoçuğun masum hayalleri ve o çok temiz kalbinin atış sesleri eklenmişti. Kalbini boğazında hissetmesine sebeb oluyordu o isim Erica!