22.Bölüm

398 10 4
                                    

Demir ne yapıyordu?

Kafamı kurcalayan sorular beni daha çok bunaltıyordu hiçbirine bir cevap veremiyordum ve bu dikkatimin dağılmasına neden oluyordu. Şuan eski hayatıma geri dönmüş gibi hissediyordum önümde sallanan eli görünce kendime gelip elin sahibine baktım.

"Daldın gittin " Mert'e döndüm

"Beni eve götürürmüsün kızları özledim ve beni merak etmişlerdir "dedim ve ne cevap vereceğini sabırsızlıkla bekledim

"Tamam hadi gidelim ama eğer Demirle ilgili birşey duyar yada birşey olursa hemen beni arayacaksın anlaşıldı mı?"

"Tamam anlaşıldı hadi gidelim"dedim ve hemen köpeciği kucağıma aldım boynumun kenarına kıvrıldı hemen uyku moduma geçiş yaptı anlaşılan oyun oynarken çok yorulmuştu tabi birde yavru olunca böyle oluyordu. Çocukken bir köpeğim vardı ama o zaman bakmasını tam bilmediğim için köpeklerin yemesi yasak olan yiyecekler vermiştim ve köpeğim zehirlenmişti daha sonra ise ölmüştü o zamandan itibaren köpek alıp büyütmemiştim ve birden Mert köpek alınca çok sevinmiştim bu köpeciğin sonunu benim köpeğim gibi olmasına izin vermiyecektim. Mert yukarıdan alıcaklarını almış merdivenlerden iniyordu kucağımdaki köpekle birlikte yanına gidip evden çıktık kapıda durmuş Mert'in arabayı getirmesini bekliyordum bahçe kapısı açıldığında kafamı kaldırıp kimin geldiğine bakınca Mert'in arkadaşı Cenk olduğunu gördüm yanıma gelip kucağımdaki köpeciğe baktı.

"Selam yenge bu şirin şey senin mi?" İlk önce yenge demesine şaşırınca yüzüne kaşlarım çatık bir şekilde bakakalmıştım.

"Yenge mi nerden senin yengen oluyorum ben"diye atılmıştım

"Kardeşimin sevgilisi benim yengem olur ondan "dedi bende daha fazla uzatmamak adına 'peki'deyip geçiştirdim daha sonra aklıma geldi

"Sen neden geldin ?" Diyerek ona döndüm

"Mert'in yanına geldim yardıma ihtiyacı vardır belki diye" ellerini cebine koyup ileriye bakmaya başladı. Mert arabayla kapının önüne gelince cenk'i geride bırakıp arka kapıyı açıp arkaya yerleştim Mert çatık kaşlar ile bana bakıyordu

"Neden öne gelmiyorsun?" Dışarıda duran cenk'i gösterip önüme döndüm Mert bakışlarını gösterdiğim tarafa dönünce Cenk'i gördü ve içeri çağırdı Cenk içeri girip kapıyı kapattı Mert arabayı çalıştırıp sürmeye başladı ikisi hiçbirşey konuşmuyor sadece öyle duruyorlardı bunun sebebinin ben olduğumu biliyordum ben varım diye konuşmuyorlardı. Kafamı iki yana sallayıp dikiz aynasına baktım Mert ile gözgöze gelince gülümsedim daha sonra başımı cama yaslayıp uyumaya çalıştım tıplı kucağımdaki ufaklık gibi.

~~Mert~~

Melis'in uyuduğuna emin olduktan sonra Cenk'e döndüm kaşlarımı kaldırıp kafamı iki yana salladım bu ona 'ne var' olarak sorma şeklimdi Cenk bunu bildiği içinde hemen konuya atıldı.

"Oğlum geçen barda takılıyordum birde kimi gördüm dersin bizim şerefsiz Demir bar taburesinde oturuyordu" onun adı ı duyunca birden gerilmeye başladım direksiyonu sıkı tuttuğumdan dolayı ellerim beyazlamıştı.

"Devam et" dedim Cenk'e

"Sonra yanına gittim işte sen belayı kendine çekiyorsun gibi tehdit ettim başını sallayıp içkisine geri döndü bende daha fazla durmadan gittim oradan"

"Tamam iyi yapmışsın demekki hâla buralarda iyi bu daha iyi "dedim.

Arabayı Melis'in garajına koyup indim Cenk de peşimden indi. Bagajda ki çantaları Cenk'e verip bende Melis'i kucağıma alıp eve doğru gitmeye başladım cenk ise arkamdan geliyordu Kapıyı çalan cenk geri çekilip benim geçmemi bekledi. Üçümüz kapının açılmasını beklerken arkamızdan sarışın bir kız geldi kucağımda Melis'i görünce çığlığı kopardı

Baş Belası (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin